Doğaüstü güçlerin paranormal olayların yaşanacağı bir öykü. İlk başlar sade olsada sonrasında bolca gerilim aksiyon ve korku dolu sahnelerin olacağını söyleye bilirim. Bu hikaye bir kişinin beyazdan siyaha nasıl döndüğünü ve aslında gri diye bir şey...
-Çok yoruldum Aisha bana kendimi değersiz hisettirmenden çok yoruldum. Sevmiyorsan kısaca sevmiyorum diye bilirsin beni böyle yok sayıyor olman öyle yakıyor ki canımı bazen kendi varlığımdan şüphe duyuyorum. Her ne yaparsan görmezden geliyorum kırıyorsun hiç düşünmeksizin kırıyorsun ama tek bir gülüşün siliyor yaptıklarını. Aptal kalbim her defasında daha çok seviyor seni ve bu beni bitiriyor! Beni bitiriyorsun Aisha bunu göremiyor musun?
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Zaina dolu gözlerini karşısında hıçkırarak ağlayan adama dikmişti döktüğü her yeni göz yaşında lanet ediyordu onu ağlatan kişiye. Hakk etmiyordu böyle sevilmeyi! İnsanoğlu işte gözünün önündekine kör. Gözünden akan damlayı Henry fark etmeden elinin tersiyle sildi. Ağlamaması gerekiyordu değerini bilmeyen senelerdir onu görmeyen bir adam için ağlamaması gerekiyordu. Yıllardır yaptığı gibi aşkını bin parça olan kalbinin derinliklerine gömerek ayağa kalktı ve karşı koltukta kafasını elleri arasına almış ağlayan Henri'ye sarıldı. Söylenenlerin aksine bazen boş teselli cümlelerinin yerine sarılmaya ihtiyaç duyar insan.
Ne kadar öyle kaldıklarını bilmiyordu umursamıyordu da aslında sevdiği adam onu sevmese de şu an onun kolları arasında başı göğsünde küçük bir çocuk gibi ona sığınmıştı. Artık ağlamıyordu sakinleşmişti bir nebze de olsa kolları arasından çıkıp yere oturan Henri'ye baktı Zaina. Çikolatayı andıran gözleri ağladığı için kançanağına dönmüştü. Doya doya yüzünü izledi Zaina fırsatı varken tepmek istemiyordu. Sarıya çalan saçları biçimli kaşları kalın dudakları estetik gibi gözükse de doğal bir güzellikte olan düzgün burnu kemikli çenesi her şeyi ile mükemmeldi bu adam. Genelde güzel tabiri kadınlara söylenirdi ama bu adam güzeldi işte eşsiz bir güzelliğe sahipti hem de. Zainanın elinde olsa Henry bıkmadan sıkılmadan son nefesine kadar izleye bilirdi.
Kafasını iki yana salladı hızla ne yapıyordu o şu an. Silkinip kendisine gelmesi gerekiyordu Henry Aishaya aşıktı yani ona yasaktı kendisine gelmesi gerekiyordu açık vermemeliydi.
- İyice ağlak kızlara döndün yakışıyor mu hiç sana bu haller? Ağlaman bittiyse o kıçını kaldır da iki tabak getir de doğum günü pastanı keselim sırf seviyorsun diye sabah erkenden kalkıp sana çikolatalı pasta yaptım üstelik hediyeni de açmalısın beğenecek misin çok merak ediyorum.
Hissettiklerine rağmen sesinin pürüzsüz ve güçlü çıkmış olmasına sevinmişti.
- Bu kadar hazırlık yapmana ne gerek vardı kızım? Bir de hediye almışsın çocuk muyum ben?
- Size de yaranılmıyor ya! Hadi hadi kalk tabak falan bir şey getir daha mum üfleyip dilek tutacaksın.
Henry oturduğu yerden ağır ağır ayağa kalkıp mutfağa ilerlediğinde ben de oturduğum yerden kalkıp masayı hazırlamaya satın aldığım yemekleri masaya dizmeye başladım . Pastanın üzerine mumları dizdiğimde hemen hemen her şey hazırdı. Henry geldiğinde karşılıklı oturarak yemeklerimizi yemeğe başlamıştık.sesiz sakin geçen yemeğin ardından benim ısrarlarım üzerine Henry sonunda mum üfleyip dilek dilemişti. Dileğinin Aisha ile ilgili olduğuna adım kadar emindim.
