korku

81 6 1
                                    

Sabah , Buğra kalacağımız odayı ihtiyacım olacak bütün gerekli gereksiz malzemelerle doldurmuş , başucuma bir gül ,ayıcık ve not bırakmıştı. '' canımı yakmak istiyorsan çaldığın o kalbi iade et...;-) Ne yani bana hırsız mı diyorsun .şaka, şaka. bu bir iltifattı.cahil değilim,yani o kadar da değil.. Kes sesini iç ses.. Öff,yaaa.hep bir atar,bir atar.:-D Öküz möküz ama hoş çocuk yaaa... Üstelik romantik de .Ne oluyor , ya Eylül kendine gel!
Tamam annenler tanıyor,akraba makraba ama...olsun sen gene uzak dur..
Tamam iç ses, haklısın.. Aşağıdan Buğra'nın sesi geliyordu.
Buğra--- eylül, acıkmadın mı sen.Hadi uyan.. Bağırarak birbirimize sesleniyorduk.
Eylül--- Geliyorum ,annemlerin tanıdığı , tanımadığım yabancı ...
Buğra---- yabancı??. Sanırım bunu içinden söyleyecekti ..
Umarım son söylediğimi duymuştur.:-D Hemen giyindim ve aşağı indim .Merdivenlerin başında durup masaya baktım, mükemmel görünüyordu.Buğra çaktırmadan beni izliyormuş
arkamı döndüğümde beni kucağına aldı ve merdivenlerden indirdi.Hadi iç ses birşeyler yap , adam malı götürüyor.. Evet,malı götürüyor.bay bay , Eylül..ha,ha,haa .Tövbe tövbe! iç sesim bile ayrı manyak benim.Nedense bu yabancının kollarında kendimi rahat hissetmiştim.Birden gözlerim gözlerine değdi ,woaw yada vaay neyse , sanki dünyadaki tüm denizleri bu küçük gözlerde saklamışlar..Buğra ona öyle baktığımı görüp pis pis sırıttı.Ben de çok utandım ve hemen yüzümü çeviridim. Salak Eylül,salak,salak.Hey !anladık adını sayıklayıp durma.;-) Bana bak iç ses! eğer gerçekten içimde olmasaydın şimdiye seni boğazlardım..yav he,hee sanki ben dedim öküzün trene baktıği gibi ağzın açık çocuğa bak diye..ama çocukda taş yâni. Bana bak dış ses ,çocuğa yavşamayı kes tamam mı?
Sen önce şu salyalarını temizle.:-)
Buğra--- Günaydın ,iyi uyudun mu?
Eylül---Horultundan uyuyamadım ki!
Buğra---- Anlaşıldı,çok iyi uyumuşsun.kahvaltını yap,sana bir süprizim var.
Hey kas adam! Seni daha tanımıyorum.bana yavşama please .ya bu çocuk neden bana bu kadar rahat ve samimi davranıyor ki..ortada fol yok tavuk yok...yumurta...
Eylül--- Buğra,sana biraz kaba davrandığım için kusura bakma.Ama ben seni tanımıyorum ki
hemen nasıl böyle rahat ve samimi davranmamı bekliyorsun? Üstelik, ben senden küçüğüm.
Buğra---1,5 yaş Eylül.. Ne var bunda?!
Eylül--- Dinle beni, sen bana katlanamazsın ..ve benim nasıl biri olduğumu bilmiyorsun.
Buğra---yanılıyorsun!ben seni senden daha iyi tanıyorum!! Yürü be koçum .. İç ses! Kimin tarafındasın sen.
Buğra-bnnesuratınesuratısivilcsvsivil mi çıkmış?
Buğra---ha,ha,haa.hayır, yani öyle değil.demek istediğim..
Eylül--- sadede gelir misin! Çok sıkıldım..
Buğra---offf.neyse sonra konuşuruz.
Eylül--- iyi!
Buğra belli etmemeye çalışsada fena dalmıştı. Sürekli çatalını tabakta dolaştırıp sesler çıkarıyordu. Ben de daha fazla dayanamayıp;
Eylül--- Buğra.
Buğra---
Eylül--- Buğra..
Buğra---
Eylül---- yeter artık,kes şunu !
Buğra birden ,rüyadan uyanırmış gibi gözlerini kırpıştırdı.
Buğra--- pardon ya, dalmışım
Eylül--- sorun değil. Ama konuşmamız gerek.
Buğra--- Dinliyorum..
Eylül--- Dün annemlerin dediği şey,yani.. Ben ..
Buğra--- sadede gel !lafı ağzında geveleme !!
Eylül --- Ben ,dünki saçmalıkları dinlemiycem.sonuçta sen tanımadığım yabancı birisin ve..
Buğra sert bir şekilde;
Buğra--- bana yabancı demeyi kes! Seni sersem.! Ben seni burda zorla tutuyormuşum gibi davranma, bu saçmalık dediğin şeyleri duymak istemiyorsan defol !
Ben öylece bakakaldım .masadan kalktığımda o da kalktı ve oldukça sinirliydi.Gitmediğimi görünce yanıma yaklaşıp sert bir şekilde iki eliyle yanağımı sıkıp gözlerime baktı ben yönümü çevirince daha çok sinirlendi ve beni yere fırlattı.yerden kalkarken yüzüme bakıp:
Buğra--- defol! Hadi ne bekliyorsun!
Anlamadım yüzüme bakıyordu ama gözlerimi gözlerine değdirdiğim an yüzünü çevirip hızlı bir şekilde yukarı çıktı. Ben de ormana doğru çıkan bahçe kapısından hızlı bir şekilde ilerledim ne olduğunu hala anlayamamıştım. Hala çıkmamışken bahçeyi incelemeye başladım gözüm yukarıdaki pencereye takıldı.Buğra oldukça sinirli bir şekilde ne yaptığımı
izliyordu. Ben arkama bakmadan ormanın içine doğru çoktan gelmiştim. Her yer loş ama farklı bir havayla kaplıydı. Biraz daha yürüdüğümde uzaklardan esen rüzgarın taşıdığı hoş koku yayılıp yüzüme çarpıyordu.. Galiba çok uzaklaşmıştım ,hava kararıyordu.nereye gittiğimi bilmeden yürüyordum.Arkadan bir çıtırtı sesi geldi ,döndüğümde kimse yoktu.
Bu sefer ses daha çok yaklaştı ve yüzümde korkunun açtığı derin bir çizik oluştu.Yine döndüğümde kimse yoktu .yine korkuyla ilerledim sonra aniden bir el dudaklarımı kapadı ve saçımdan sert bir şekilde tutup çekmeye başladı .kim olduğunu loş ışıktan anlayamıyordum.Bağırmaya çalışsam da sesim çıkmıyordu. Beni arkasından sürükleyip
bir yere getirdi ve sandalyeye oturtup ellerimi ayaklarımı ve gözlerımi de görüntüyü pek ayırt edemeyeceğim bir gözle bağladı .zaten buraya gelene dek gözlerimi hiç açamamıştım. Bunu yaparken bir eliyle ağzımı kapatırken diğer eliyle de ipleri bağlıyordu. Sonra uzaklaşıp gitti. 2 saat gibi bir süre sonra geri geldi ,ayak sesleri yavaşça yaklaşıyordu ,yaklaştı, yaklaştı ve sonra nefesi boynumda dolaştı .korkuyordum hem de çok . gözlerimde ki yaşlara hakim olamıyordum.Sonra bir ses duydum galiba bir sandalye çekip karşıma oturmuştu ve beni izliyordu.birden yerinden kalktı ve sesini çıkarmadan etrafımda dolaştı.bir ara ellerini saçlarımda buldum, kalbim yerinden fırlayacakmışcasına atıyordu. Sanki vücudum istemsizce titriyordu.Birden ellerini omzuma koydu ve kulaklarıma eğilip;
------- korkuyor musun?
Bu, bu ses tanıdıktı ,birden dudaklarımdaki bandı çıkarıp yavaşça dudaklarını değdirdi.kafamı çevirmeye çalıştım ve yakında olduğunu bildiğim yüzüne tükürdüm.
Ve bir kahkaha kopardı.anlayamadım hala korkuyordum ama içimde tuhaf bir his vardı.
Ellerini yüzümde dolaştırdı .Gözlerimde oluşan bir kaç damla yaş ellerine düştü .Ve yine bir kahkaha .sonra gelip önce ellerimi sonra da ayaklarımı çözdü. Ve beni ellerimden tutup sürüklemeye başladı.Gözlerim hala bağlıydı ,kaçmaya çalışmadım çünkü korkuyordum.hani filmlerde olur ya kız ormanda kaybolur sonra biri onu kaçırır ve kıza işkence eder.kız korkusundan mıdır olayın şokundan mıdır bilemem sesini çıkaramaz .sonra onu kaçıran adam ona iyi davranmaya başlar ve kız ona aşık olur. Ama adam kızı kullanmak ister ve onu kandırıp işlerini görür ve onu sadistçe , vahşice öldürür ve hayatına hiçbir şey olmamış gibi devam eder.ben,benim içimde bundan daha beter bir korku oluştu. Arkamda bırakacaklarımı düşündükçe gözyaşlarım daha hızlı akıyor ve hıçkırık seslerine hakim olamıyordum.Bir yatağın üstüne geldik , sonra yavaşça gözlerimi açmaya başladı veeee
Ve ,ve bu
Eylül ---- Buğraaaa!
Buğra karşımda kollarını birbirine kenetlemiş pis pis sırıtıp kahkaya atmaya başladı.Ben resmen kandırıldım,Buğra sırf benimle eğlenmek için korkutmuş beni..kendime gelmek için hızla gözlerimi kırpıştırdım.
Buğra--- Nasılda korktun ... Oo canım şimdi anladın mı beni kızdırmanın nelere mâl olacağını?
Eylül----deli misin sen!
Buğra----sence akıllı mıyım?
Tekrar kahkaha attı ve ben delirdim .hiçbir şey demeden yüzüne baktım.susup bana baktı ne olduğuna anlam veremedi.sesim çıkmadan ona bakıp durdum ve bende birden onu korkutucak derecede kahkaha attım.Galiba bundan çok tırsmıştı hemen yatağın üzerinden yere fırlamıştı..Ben ise intikamım için psikopat gibi bakmaya devam edip üzerine yürümeye başladım ben ileri gittikçe o geri geri gidiyordu.sonunda yatağın etrafında dolaşmaya başladık.
Buğra---Hey!sakin ol.Beni korkutuyorsun.sadece beni kızdırıp gittiğin için sana ders vermek istedim.Hem sen gittikten sonra ne kadar korktum biliyormusun! Seni bulana kadar canım çıktı. Ya sana bir şey olsaydı..sen evden çıkar çıkmaz seni takip ettim. Çok korktum,anlıyor musun,çok!
Sanırım Buğrayı çok endişelendirmiştim.yatağa oturdum sonra oda yanıma oturup elimi tuttu ve küçük bir öpücük kondurdu.
Buğra--- Ahhh! Neden vurdun..
Eylül--- beni öptün!
Buğra--- bu senin suçun tamam mı!
Eylül--- Nee! Benim ne suçum var sapık olan sensin .Beni tanımıyorsun,kim olarak , durduk yere .neden beni öptün?Bunun için bir sebeb yoktu!
Buğra pis pis sırıtıp beni delici bakışlarıyla süzerken;
Buğra--- bir sebeb olmadığına emin misin dedi ve tekrar öpmeye kalkıştı ben de yanımda duran sehpadan ev telefonunu aldığım gibi Buğranın dudaklarının üstüne vurdum ,ve kanadı.sanırım bu acımıştı.
Buğra--- Ben seni tanıyorum tamam mı! Hem de fazlasıyla, sen beni tanımıyorsun ben normalde yani nasıl desem ,normalde bütün kızlar beni görür görmez boynuma atlayıp, yatağıma girmek isterken sen bırak tanışmayı benim yüzüme bile bakmıyorsun.
Eylül--Ne!sen tanımadığın kızlarla ne yapıyorsun !pis sapık.Tanısanda yapman için bir sebep değil! Seni utanmaz arlanmaz!birde gelmiş bana bütün kızlarla yatıyorum mu diyorsun!?
Buğra kıskandığımı anlamış ;
Buğra-- hepsiyle değil, bazılarıyla ..sonuçta peşimde bir sürü kız var;-)
Eylül---seni benim elimden kim kurtaracak ,pislik!
O sinirle Buğra 'yı kovalamaya başladım .Neredeyse bütün evi dolaştık.
Buğra--yeter artık ,yorulmadın mı sen?
Eylül-- bana yaptığının bedelini ödeyeceksin!
Buğra--- evet,evet.sen önce beni yakala da sonra konuş.:-P
Merdivenlerden inerken Buğrayı kaybettim,bu kattaki bütün odalara baktım, son kalan odaya girdim ve dolabın içine baktım
Eylül--- off,burada da yok! Nerdeki.
Birden bire yine bir el dudaklarımı kapattı ve belimden tutup beni kendine doğru çekti.
Eylül--- aaaay!
Buğra--- ha,ha,ha,haaa:-D
Eylül---Ne gülüyorsun be..
Buğra sırıtmasına devam edip, başımı göğüsüne yasladı ,elimi tutup arkaya doğru başını yastığa uzattı.Ben başımı kaldırıp şaşkın şaşkın yüzüne bakarken başımı eliyle tekrar göğsüne yasladı ve tekrar sırıtmaya devam etti.
Eylül--- yaa!
Buğra--ne var yine,iki dakikacık rahat duramazmısın..
Eylül--- ya sen böyle sırıttıkça hayır!
Buğra--- nasıl sırıtıyormuşum ?
Eylül---- açtırma ağzımı,çok ayıp söyleyemem nasıl sırıttığını..
Buğra--merak ettim ya , nasıl gösterirmisin?
Eylül--- sen istedin..
Buğra--- göster hadi..nasıl sırıtıyormuşum?
Eylül--- piç gibi---
Buğra bir an dona kaldı ,sonra birden bire o meşhur kahkasını attı.
Eylül---gene niye gülüyorsun?
Buğra---- utanınca çok güzel görünüyorsun ;-)
Eylül--- N..nee ,şeyy
Buğra---ha,ha,haa .sence yanakların karanlıkta fazla parlamıyor mu ...
Eylül--- gıcıklık yapacaksan ben odama gidiyorum ! Hııh!
Buğra --- ya tamam ,tamam.Lütfen biraz daha kal.
Eylül---- hayır!
Buğra--- otur şuraya!
Eylül--- nedenmiş?
Buğra--- Beni sinir etme ! Ne dediysem onu yap! Otur !..
Sanırım Buğradan biraz korkmuştum
Eylül--- ta..tamam,yaa.niye kızıyorsun?
Buğra--- çeneni kapa ve yanıma uzan!hemen.
Eylül--- üfff..
Buğranın dediğini yaptım ve yanına uzandım.Eliyle göğsünü gösterdi ben de başımı yasladım.Birden hava kötü oldu yağmur çok şiddetli yağıyordu. Tam mayışmış uyuyacakken aniden gök gürüldedi ve korkarak sıkı sıkı Buğraya sarıldım .Bunu farkeden Buğra saçlarımı okşamaya başladı.
Buğra---- korma canım burdayım..
Eylül---- zaten bu yüzden korkuyorum ya ..
Buğra--- madem seni korkutuyorum ,ben odama gidiyorum.Hııh!
Ya niye gitti ki bu şimdi ,anneciğiim korkuyorum..
Buğra odasında;
Buğra--- ohh,canıma değsin! Biraz kork da aklın başına gelsin.
Eylül içerde;
Eylül---- pislik,insan hiç değilse özür diler yaptıkları için birde kız gibi atar yapıyor''.Hııh! ''
dedi yaa.sen kaşındın oh olsun.taş gibi çocuğu sinirlendirdin çocukta gider tabii, peşinde o kadar kız varmış , sana kaldı Hııh! sen de mi iç ses..Ben meteorun yanına gidiyorum.. İç sesim de beni terk ederken bir şimşek daha çaktı.Ben de can havliyle Buğranın odasına doğru koştum.içeri girdiğimde Buğra sinirliymiş gibi yaptı tabii ben yemesem de korktuğum için birşey çaktırmadım.Allah aşkına bu çocuk nasıl sinirlenir ki ,pamuk o pamuuk! İç ses sapıklığın sırası değil.
Buğra--- Eylül,neden geldin!seni korkutmuyormuydum..Gözucuyla bakıp;
Eylül--- şeyy,nen sana biraz kızmıştım da ondan böyle dedim..
Buğra benim ona şirin şirin bakmama dayanamadı;
Buğra---- Gel buraya,korktuğunu biliyorum...
Eylül--- aslında korkmuyorum.
Buğra ---bu yüzden mi bana etlerimi acıtacak kadar sıkı sıkı sarılıyorsun..;-)
Buğrayı yeni tanıyordum ama nasılsa beni utundarmayı blilyordu.
Eylül--- şeyy... Özür dilerim..farjetmemişim..Acıdı mı?
Buğra sırıtarak;
Buğra---- senin o narin ve küçük ellerin benim canımı yakmaz merak etme..
Eylül--- ya--yağmur dinene kadar..
Buğra-- yanında kalırım .hem de zevkle..
Eylül--- yanımda kak demiycektim ki ..
Buğra kızardı;
Buğra--- ne..ne diyecektin . ?
Buğranın bu hali kıkırdamama sebeb oldu kendimi tutamayıp bastım kahkayı.
Buğra biraz kızdı
Buğra--- Eylül !ne diyecektin!
Eylül--- acıktım da sandeviç yapalım mı diyecektim..
Buğra---sen git ye!
Eylül--- canım istemiyor!
Buğra-- iyi!
Eylül---- tamam!
Buğra--- peki,hııh..;-)
Eylül--- Hııh mı? Sen bana trip mi atıyorsun?
Buğra-- hayır ben tribi ortaya attım,sen kendi üzerine alındın ne yapayım..
Yaptığımız çocukluğu anlayıp birbirimize bakıp kıkırdamaya başladık.Hayırdır bu ne hal?
Sanane iç ses,hem ne varmış halimde ?ne mi var,kızım sen mamyak mısın daha az önce çocuğu boğuyordun bee.salak . sensin.kendine gel ve odana git! .
Eylül--- bırak beni be salak!
Buğra-- efendim,,?
Eylül, şimdi iç sesime söyledim desen rezil olursun,en iyisi bozuntuya verme .
Eylül--- bırak beni yaa.
Buğra-- anlamıyorum ,neden kızdın şimdi?
Eylül--- nasıl ,anlamıyorsun sabah yaptıklarını unutmadım.!Bırak beni..
Buğra-- odama gelen sendin ama olsun.akşam akşam geldiler galiba ..
Eylül--sen ne diyorsun be. Kime gelmişler!
Buğra... Havalar diyorum,çok ısındı sende dayanamadın ve atladın serin sularıma...
Eylül--- seni pis sapık! Sen gitmiycek misin?!
Buğra--- burası benim odam !banane sen git!
Eylül---- peki!! Gidiyorum..
Buğra--- iyi,banane...!
Eylül--- gidiyorum!yanında bir dakika bile kalmak istemiyorum..!sırık!
Buğra--- Ne !..ukala!git hadi..hatta burdan topluca gidebilirsin...
Eylül--- gidiyorum !!
Bu da iyice alıştı seni kovmaya haa. sen sus be zaten ne geldiyse başıma senin yüzünden geldi! iyi be ne halin varsa gör! Hem bu yağmurda nereye gidiceksin ki..bu çocuk sırf sen yanına gel diye yapıyor.çakaaal! Seni tavlayacağını sanıyor.haklısın..ben senin yerinde olsam çeker giderdim.evet! Hadi iç ses gidiyoruz. Dışarı çıktım ,tam kapıyı kapatacakken iç ses uyardı,hey,eylül,ne var?.kapıyı sertçe suratına kapatmayı unutma ..sağol.kapıyı da sertçe kapâttım,ve bahçedeki banka oturdum.yağmur çok hızlandı gündüzkinden şiddetli yağıyordu.çok üşümüştüm ,ellerimle kollarımı ovdum.ya zaten bu hava da niye durduk yere bozuyorsa! be Allah'ın işine karışma!sen sus..üff, soğuk yaa! keşke buraya geleceğimi önceden bilseydim kalın birşeyler giyerdim..Eylüül! ne vaar! eylüül! Ne var be ne var? Şuraya baak. Nereye? yukarı bak ! yukarıya baktığımda Buğra beni izliyordu,galiba iç ses haklı bu tanımadığım çocuk yanına gideyim diye yapıyordu.Aslında ne yaptı ki? Sadece seni korkutucak bir şaka,biraz süzdü,kızdı,bağırdı,kandırdı,vee öptü!daha ne olsun! Boşver kızım ya ,yarın bir şekilde gidersin burdan hem annenlerde görsünler seni sözlendirecekleri adamı ! Haklısın sabaha kadar burda beklerim daha iyi .telefonda çekmiyor.Hala bakıyor
değil mi ? Evet,hem de yüzünü asmış bakıyor. Yüz mü var ki onda ?aferin Eylül, yüz verme şuna,daha adını biliyorsun sadece.takma.haklısın sürünsün köpek! Köpek mi ,bu biraz ağır olmadı ? Haklısın, zaten çok üşüyorum,bu konuyu kapatalım..bence de.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 02, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

LOVE AND MEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin