|0.1|

8.9K 414 136
                                    

•°•

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


°

Oflayarak perdeyi biraz daha açıp pencere'nin kenarından bahçeye baktım. Ordaydı, iki yakın arkadaşı Ares ve Melodiyle bir bankta oturmuş bir şeyler Hakkında hararetli bir şekilde konuşuyordu.

'Can Çelik' tam 3 yıldır platonik bir şekilde aşık olduğum çocuk,hem aynı fakültede okuyup hem de aynı yurtta kalıyorduk.Onu ilk gördüğüm anda hem baş döndürücü yakşıklılığı,hem okulda ki başarası,hem de gizemli tavırları ona hayaran kalmamı sağlamıştı.

Bu hayranlık git gide hoşlantıya,son bir aydır da gizleyemediğim ve artık içim de tutmak istemediğim bir aşka dönüşmüştü.

Artık onu başka kızlarla görmeye dayanamıyordum,o benim adımı bile bilmiyordu ama ben her gece onun için göz yaşı döküyordum. Ama artık yeterdi! Her şeyi göze almıştım ne erkek olmam ne beni bu yüzden dövme yada eşicinsel olduğumu okula yayma ihtimali-ki onun gibi kibar ve nazik birinin bunları yapacağını sanmıyorum-umurmdaydı.

Bu gece duygularımı, onu nasıl sevdiğimi ona söyleyecektim,o iki yapışkan arkadaşı tek bir dakika bile onu yanlız bırakmadığı için mecburen geceyi beklemiştim ama hâlâ dibinden ayrılmıyorlardı.

Ne olursa olsun bu işi bu gece halledecektim ve omuzlarımda ki yükten kurtulacaktım,Can merhametli ve kibar biriydi.En azından benim gözlemlediğim kadarıyla öyleydi. Eminim ona açıldığım da beni aşağılamayacak hatta gözümün önünde flört etmeyi bile kesecekti.Ama o ikisinden emin olamıyordum işte.

Can telaşla ayağa kalkınca onun ardından diğerlerinin de ayağa kalkmasıyla kaşlarımı çatıp onlara baktım,Melodi ellerini hareket ettirerek bir şeyler söyledi ardından üçü de arka bahçeye yürümeye başladılar. Gözlerimi irice açtım yurttan bu saate çıkamazlardı kesin kaçıyorlardı.

Yutkunup daha fazla düşünmeden yatağında horul horul uyuyan Derin'i uyandırmamaya dikkat ederek kapuşonlumu üzerime geçirip hemen odadan çıkıp koşarak kendimi dışarı attım.Muhtemelen güvenlik yine uykuya kalmıştı. Daha fazla oyalanmadan hızlı adımlara arka bahçeye yöneldim.

Gördüğüm görüntüyle önce gözlerim irileşti ardından kafamı sağa sola salladım,karanlık yüzünden yanlış görmüş olmalıydım.Yani Can'nın bir anda siyah kanatlarının çıkması imkansız olduğu için öyle  olmalıydı...

Derin bir nefes alıp yavaş adımlarla büyük duvarın önüne geldim ve zor bela tırmanıp kendimi yurdun arkasında kalan ıssız sokağa attım. Zıplayarak yere düştüğüm için bacağım ve bileğim acımıştım.

Ayağa kalkıp ellerimi bir birine çırptım ve uzaktan yanık bir apartmana giren üçlüyü görüdüm.Ares arkasını dönüp sağını solunu konturol edince yutkunup kendimi köşede ki sokağa attım,böylelikle beni fark etmeden onların olduğu yere gidebilecektm.

Onları neden takip ediyordum bilmiyordum, sadece içimden küvetli bir ses 'devam et, takip et' diye sayıklıyor ve ben kendi elim de olmadan onu dinliyordum. Tabii bu saate nereye gittiklerini de çok merak ediyordum.

Melodi ve  Ares de en az Can kadar popüler ve gizemli çocukladı,nerden geldikleri, ailelerinin kim olduğu hiç bir şey bilinmiyordu.

Yanık apartmanın önüne geldiğim de sağa sola bakınıp kimsenin olmadığından emin olduktan sonra içeri geçtim,katları bir bir çıkıp onları saklanarak arıyordum 4.katta çıktığım da gelen seslerle bu katta olduklarını anlayıp kendimi girişte ki odaya attım.

"Bunların hepsi çöp! Hepsi bok gibi kokuyor!" Can'ın ilk defa sinirli hatta küfür eden sesiyle kaşlarım şaşkınlıkla havalandı.

"Senin çöp dediğin en nadir olanlardan Can! Bunları bulmam tam iki saatimi aldı!"

"Can! Ares! yeter buraya kavga etmeye gelmedik! Can eğer en kısa zaman da bir şeyler içemezsen tamamen dönüşeceksin!"

Kaşlarımı çattım,ne içmesi? Ne dönüşmesinden bahsediyordu bunlar? Sanırım bira içip sarhoş olmuşlardı?!  Onları görmem lazımdı çünkü içim de ki hiss bahsettikleri şeyin basit bir sarhoşluk yüzünden olmadığını söylüyordu.

Kapüşonlümün şapkasını yüzümün görünmeyeceği şekilde kafama geçirip odadan dışarı çıktım ve nefesim tutarak duvara yaslanıp gizlene gizlene onların konuştuğu odaya yaklaşıp kafamı hafifçe içeri uzattım.

Gördüğüm şeyle gözlerim irice açıldı ve çığlık atmamak için elimi sertçe ağzıma bastırdım,Tanrım!

Ay ışığının aydınlattığı odada adeta tepe gibi dizilmiş onlarca ceset ve onların üstüne kaşları çatık ve dalgın bir şekilde iki koca ve siyah kanadı iki tarafında açılmış bir Can!

Kafamı iki yana sallayıp geri geri gittim,bu bir rüyaydı,kötü bir kabustu sadece!Hayır, hayır!
Nefesim ağırlaşıp kalbim deli gibi çarpmaya başladı.Hızla arkamı dönüp koşmaya başladım ama o kadar korkmuş ve şoktaydım ki koşarken kolum merdivenlerin başında ki demirliğin sivri yerine sertçe takılıp derin bir şekilde kesildi ve kanamaya başladı.

O kadar çok korkmuştum ki kolum da ki yaraya tepki veremeden koşmaya devam ettim.Canım acıdığı için göz yaşlarım oluk oluk akıyordu ama koşmaktan başka bir tepki veremiyordum,sadece koşup uzaklaşmak istiyordum.

Yanık apartmandan kendimi dışarı attıp önümdeki sokağa girdim ve koşmaya devam ettim ama bir anda kapüşonlumun şapkasından tutulup geri çekilmemle durmak zorunda kaldım.

"Meraklı çocukların yerinin cehhenem olduğunu bilmiyor musun sen?"

Arkam da duyduğum boğuk ve korkunç sesle çırpınıp kurtulmaya çalıştım,"Bırak! Bırak beni!"

Bir anda beni kendine çevirip ve seri bir şekilde sırtımı sertçe duvara yasladı.Önümde gördüğüm kırmızı gözlerin,sivri dişlerin ve koca siyah kanatların sahibi Can olamazdı. İri elini boğazıma sarıp nefesimi kesmek istercesine sıkmasıyla çırpınarak yaralı kolumu bileğine sardm.Öldürecekti beni!

Bir anda havayı koklayıp ellerini gevşetti,ardından yüzüme baktı,yüzümde ne gördü bilmiyorum ama hızla geri çekildi ve "Mirosga!"diye mırldandı.

Beni bırakmasıyla elimi boğazıma sarıp öksürmeye başladım,ne oluyordu? Hiç bir şey anlamıyordum. Önümde ki yaratık kabus olmayacak kadar gerçekti.

Bir anda kolumdan tutup çekmesiyle ayaklarımın ucunda durmak zorunda kaldım,yaralı ve kanamış kolumu ağzına götürüp boylu boyunca yaladı.Ben dehşetle bir tepki bile vermeden ona bakıyordum. koyu kırmızıya dönmüş gözleriyle sivri dişlerini koluma geçirip kanımı içmeye başladı.Canım feci bir şekilde acırken yüksek sesle inledim.

Onun kafasında ki siyah küçük boynuzlar ve kanatları yavaş yavaş yok olurken bedenim daha fazlasına dayanamadı ve gözlerim kararıp dizlerim boşaldı. Son anda belime sarılan kol ve kulağıma fısıldayan sesi hissettim.

"Unut."


°

Devil Vampire | GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin