Beş

790 71 104
                                    

Benim ikinci adım nedir?

"Evet gençler gayet iyi gidiyorsunuz. Şimdi modellemeden devam edelim." Oturduğum yerden kalkıp önümde ki büstün tepe noktasına şekil vermeye başlarken gözüm sol tarafa kaymıştı istemsizce.

Enis denilen şu çocuk. Bir kaç gündür insta üzerinden konuşuyorduk. Daha doğrusu o mesaj atıyor ben ise cevap vermiyordum. O an ne yaptığını, nerede olduğunu, ne düşündüğünü ya da ne yapmak istediğini falan yazıyordu bana.

Şimdi ise ders başlayalı çok olmasına rağmen hala sınıfa gelmemişti. Niye buna takıldıysam. Önümde heykel olmak için cebelleşen mermeri hafifçe yontmaya devam ettim. Klasik bir Yunan tasviri ele almıştım. Kıvırcık saçlar, bayık bakışlar, hafif kemerli bir burun ve hafif dolgun dudaklar. Mükemmel. En azından aklımda ki öyleydi.

Ufak hareketlerle bir kaç büyük parçayı attığım sıra ufak ufak şekil almaya başlamıştı. Sıra işin en zor kısmına yani kıvırcık buklelere gelmişti.

Kendimi büyük bir özveri ile işime odaklamışken cebimde titreyen telefon ile dikkatim dağıldı. Elimi belimde ki beze silip kilit ekranını açtım. Enis yeni bir fotoğraf paylaşmıştı.

 Enis yeni bir fotoğraf paylaşmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu yetmiyor. Sıcak bir şeyler istiyorum ve büyük...

Gördüğüm fotoğraf ve altında ki açıklama ile ağzımdan sinirli bir hah çıktı. Ne bekliyorsam zaten. Az önce ki merakım yerine sinir yerleşirken önümde ki işe döndüm. Ellerim biraz daha sert çalışıyordu. Çıkan seri sesler bir kaç kişinin dikkatini çekse bile umursamadım.

Tam o sırada sınıfın kapısı vuruldu ve Enis içeriye girdi. Üstünde az önce gördüğüm fotoğrafta ki kıyafetler vardı. Beyaza çalan bacaklarını hızlı hızlı atarak yerine oturdu.

"Kusura bakmayın hocam geciktim." Hakan Bey'e bakmadan konuşması umurumda bile olmadı.

"Önemli değil Enisciğim daha dikkatli olursun. Ben sana güveniyorum." Elimde ki çekiçle keskiye sertçe vurdum. Daha tam olarak ortaya çıkmayan büst-mermer ortadan ikiye çatladı. Sınıfa aniden bir sessizlik çökerken yavaşça yerimden kalktım. Az önce ki hareketimle tezat bir şekilde yavaşça ellerimi temizleyip belimde ki bezi çıkartarak artık çöp olan mermerin üstüne attım.

"Bunun geri dönüşü olmaz sanırım. Size iyi dersler." Sandalyemin yanında duran çantamı alarak omzuma attım. Ben sınıftan çıkarken fısıltılara kulak asmadım. Sessizliğim ve sakinliğimle bilindiğim bir yerde böyle bir olaydan sonra konuşulması normaldi.

Kendimi serin havaya atarken elim cebime gitti. Hızla bir sigara çıkartıp yakarken arkamda kalan kapan kapı sertçe kapandı.

"Fırat! Ay bir an gittin sandım." Tek kaşımı kaldırıp ona doğru baktım. Telaş yapmış gibiydi.

"Hayırdır, bir şey mi oldu?" Toparlanıp kollarını önünde birleştirdi. Ben ise ağır ağır sigaramı içiyordum.

"Seni sinirli gördüm, bu da pek görülmüş şey değil yani. İyi misin?" Dalga mı geçiyordu benimle? Yok hayır. Sadece ben fazla takılmıştım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 27, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HEYKELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin