KAYBOLAN RENKLER

5 0 0
                                    

Yıldızlar diyorum sizce de çok uzak değiller mi ? Elini uzatıyorsun dokunacakmış gibi ama elin boşta kalıyor derin bir iç çekiyorsun gözlerini kapatıyorsun sessizlik... denizden gelen dalga sesleri kıyıya çarpan suyun sesi zihninde canlanıyor bir süre sonra dalgaları yıldızları unutuyorsun ve gene dünyalık dertleri aklına peşi sıra sıralıyorsun anlık gülen yüzün tekrardan düşüyor için daralıyor sanki ölsen bütün dertlerin derman bulacakmış gibi hissediyorsun ama çarenin bu olmadığını da biliyorsun

uzaklarda bir yerde sıkı sıkı sarıldığım bir umudum var bir gün her şey bitecekti gökteki kuşlar kadar özgürce kanat çırpacaktım

Belimde hissettiğim elle hayallerim gözümün önünden bir çırpıda uçup gitmişti
'karıcım '

kulaklarımın işittiği bu ses beni her seferinde öldürüyordu gözlerimi gökyüzünden ayırıp bana bakan gözlere çevirdim saçlarını düzenli bir şekilde tarayıp arkaya yatırmış sakallarını kısaltmış güzel yüzüyle bana bakıyordu ama bu onun maskesiydi asıl yüzünün şeytandan farkı yoktu gözlerimi tekrar gökyüzüne çevirip derin bir nefes aldım

kollarından kurtulup yatağın üzerindeki kabanımı alırken benden önce alıp

'sana kırmızı çok yakışıyor'

omuzumda hissettiğim öpücükle irkilip gözlerimi sımsıkı yumdum ellerimi sıktığımı bile elimi tutunca fark ettim omzuma bıraktığı kabanımla kulağıma fısıldayarak 'yanımdan ayrılmaya sakın cüret etme Meryem ' etmeyecektim her zaman ki gibi demirin kuyruğu olacaktım , arabanın yanında elinden hiç düşürmediği telefonuyla konuşan demir beni unutmuştu camdan akıp giden yolu izliyordum etrafımız ormanlıktı ama ağaçların arkasında koca bir deniz vardı burayı biraz da olsun sevmeme yardımcı oluyordu özgür olduğum anlar demirin beni unuttuğu anlardı ve en mutlu olduğum anlardı gülümseyerek dışarıyı izliyordum camın yansımasından demirin yüzünü gördüğümde gülümsemem donup kalmıştı hemen önüme dönüp bir an önce bu geçeninde bitmesi için dua ediyordum ' gülümsemeni ne zaman benden saklamayacaksın Meryem ' tiksinerek yüzüne baktım

'sana asla gülümsemeyeceğim Demir' sinirlenmişti bunu yüzündeki mimiklerinden bile anlıyordum çenemden tutmasıyla korkuyla demire baktım evet korkuyordum korkmak istemiyordum ama korkuyordum canımı çok yakıyordu çünkü onun aklındakileri bir şeytan bile düşünemezdi 'bu gülümsemeyi ben göremiyorsam başka hiç kimseye de göremez Meryem , hatta bir boşluğa bakıp da gülümseyemezsin ' çenemi biraz daha sıkıp kendine yaklaştırdı çenem ağrıyordu hatta öyle bir sıkıyordu ki çenem kırılabilirdi gözüme hücum eden göz yaşını durduramıyordum parmağıyla akmak üzere olan göz yaşımı durdurdu göz yaşlarım bile özgür değildi o isterse akardı çenemi bıraktığında hemen kafamı çekip ondan uzaklaştım Demirin kapısının açılmasıyla benden önce indi sonrada bana elini uzatıp inmemem yardımcı oldu Demirin kapısı açıldığında demir önce indi sonrada bana elini uzatıp inmemem yardımcı oldu büyük bir otele gelmiştik içeriden klasik müzik sesi bizi karşıladı koluna girdiğim demirle girişe yürüdük

' hoş geldiniz efendim ' gelen kişiyle demir önce kendi kabanını sonrada benim kabanımı ve çantamı uzatıp gelen kadına verdi böyle ortamlarda aşırı kibar bir adamdı insanlar beni devamlı ne kadar şanslı bir kadın olduğumu söyleyip dururlardı kızamıyordum herkes buradaki demiri tanıyordu bense evdeki o şeytan demiri tanıyordum koca bir salona geldiğim de daha şimdi den herkes demirin yanına uçuşmuştu ' demir bey ' kendisinin bir savcı olduğunu bildiğim kemal bey ve karısı her kutlamalarda yer alırdı ve hayli demire düşkün bir adamdı

' savcım ' elini sıkan demir sonrada karısının eline öpücük kondurdu fazlasıyla beyefendi gözüküyordu demir gözler bana döndüğünde

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Dec 04, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

KAYBOLAN RENKLER Where stories live. Discover now