2

328 118 22
                                    

Kar, tane tane kendini gökten yere doğru bırakırken gözlerimi tasarımlardan alarak pencereye doğru yönelttim. İçeri giren birkaç kar tanesi süzülerek masamın üzerine düştü. Saniyeler içinde bir su taneciğine dönerken oturduğum koltuktan kalkarak pencereyi kapatmak için ilerledim. Pencerenin önüne gelince dışarı baktım ve yerlerin kar tuttuğunu gördüm. İnsanlar, soğuk havayı umursamadan sokaklara dökülmüştü. Nedenini bilmiyordum ve hiç umrumda da değildi. Pencereyi kapatıp yeniden masama döndüğümde kapının tıklama sesi ile gelene bakmak için kafamı kaldırıp kapıya doğru baktım. Kapı açıldı ve içeri Belin girdi. Beni görünce yüzünde silik bir tebessüm oluştu ve ;
"Tünaydın, Barın Bey. Öğle molasına çıkacak mısınız acaba? Yeni gelen birkaç tasarım var. Bakmanız ve onay vermeniz gerekiyor."dedi. Ben ise , "Evet çıkacağım sen masanın üzerine bırak ben gelince bakarım." dedim ve çantamı elime alarak odamdan çıktım. Adımlarım asansöre doğru ilerlerken cebimdeki telefonun titremesi ile elimi cebime attım. Bir mesaj gelmişti. Üzerine tıkladığımda gelen mesajın şirketin ortak grubundan olduğunu gördüm. Mesajda aynen şöyle yazıyordu;
"↪İletildi
Sevgili Yelbey Holding,
Bizler Süryan Holding olarak sizlerle ortaklık teklif ediyoruz. Teklifimizi gözden geçirmenizi ve bize bir fırsat vermenizi arz ediyoruz. Kabulünüz sonrası bir toplantı düzenlemek isteriz.
                                           Cemil Süryan."
Altında ise babamdan bir mesaj vardı,

Erdinç Yelbey :
"Bana bir toplantı yapıp konuşsak iyi olur diye geldi. Sizce?" demişti.
Gelen cevaplar ise babamın dediğini onaylar şekildeydi. Bir yorum yapmadan telefonu kapattığımda asansörün kapısı açıldı ve içeriye girdim.
Zemin kat düğmesine bastım ve kapı yavaşça kapandı. Asansörde, zemin kata ulaşıldığını belirten bir ses yankılandığında kapı aynı yavaşlıkta açıldı. Asansörden indim ve kapıya doğru ilerledim. O sırada gözüme bir şey çarptı. Daha doğrusu birisi.
Danışmadaki kadın ile ciddi bir tartışmada olan o kişi. Bu, Selda'ydı. Neden burada olduğu hakkında bir fikrim yoktu fakat o beni görmeden derhal buradan ayrılmalıydım. Adımlarım hızlanırken adımı söyleyen tanıdık bir ses duydum.
"Barın?"
Sesini yıllar sonra ilk kez duyduğum için yargıladım. Sesi eskisine nazaran daha çok ego ve küçümseme içeriyordu. Adımı, küfür edermişcesine dile getiriyordu. O, bana olan nefretini beni sesi ile ezmeye çalışarak belli ediyordu. Çok yazıktı. Bilmediği ve asla bilemeyeceği o kadar gerçek vardı ki, yüzüne vurulmasından deli gibi korkuyordu. Bunu bir tek benim yapabileceğinin farkındaydı. Bu yüzden korkusunu yansıtmamak için bana nefret ile yaklaşıyordu.
Onun bu tavırlarını görmemezlikten gelerek yüzümü ona döndüm. Yüzü, şaşırtıcı derecede yaşlı görünüyordu. Göz altlarında halkalar oluşmuştu fakat bu, güzelliğinden kaybettirmemişti. Aynı zamanda hâlâ çekici bir kadındı.
Gözlerindeki o ateşi göremeyen bütün erkekleri kendisine çekip, aşık edebilecek türden. Bana baktı. Sanki ilk kez gördüğü bir simaya bakarmış gibi. Ben de baktım ona geçmiş yaşanmışlıklar ile. Sanki hâlâ yaşanıyormuş gibi... 

𓆝 𓆟 𓆞 𓆝 𓆟

BÜYÜLÜ İZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin