~7~

465 57 66
                                    

Bölüme yorum yapmayı ve Oy atmayı unutmayın.

Yazım yanlışları oto klavyeden kaynaklıdır!

İyi okumalar.👁👄👁

Rebekah gizlice Marcel'i eski kliseye kadar takip etti. Marcel gittiğini vampir hızıyla içeriye girdi. Üst kata çıkıp Elijah'ın olduğu tabutun kapağını açıp hançeri çektiği zaman birden kendini eski bir balo salonunda buldu.

Elijah'ı görünce ona koşup sıkıca sarıldı. Elijah gülümseyerek "Benim için geldiğin için minnettarım ama bir süre burada kalmalıyım." Rebekah ondan ayrılıp "Aklında ne var bilmiyorum ama acilen gelmelisin!" Endişeli bir şekilde konuştu.

Elijah kaşlarını çatarak "Niklaus yine ne yaptı?" Rebekah iç çekerek "Sana bir iyi bir de kötü haberim var." Merakla  tek kaşını havaya kaldırıp "Dinliyorum." 

"Sevgilin senin için geldi, kötü haberim Nik onu farketti ama daha bir şey yapmadı." Elijah içten bir gülümsemeyle "Tanıştın mı?" Rebekah şaşkınlıkla "Şu an buna mı takıldın?!"

Elijah elini Rebekah'ın omuzuna koyarak "Burada biraz işim var, sende onu yanında tut. O bir cadı, burada büyü yapma yasağından haberi olmayan bir cadı." Rebekah, "Senin sevgilin benim değil! Onu koruyacaksan kendin yap."

"Onun benim korumama ihtiyacı olduğunu sanmıyorum." Rebekah gözlerini devirip "Nik onu öldürdüğü zaman üzülmeni istemiyorum." Elijah ciddi bir yüz ifadeyle "Niklaus onun saçının bir teline bile dokunursa onu öldürürüm!"

Rebekah böyle bir tepki beklemediği için şaşkınlıkla baka kaldı. Kendini elinde hançerle kilisenin çatı katında buldu. Marcel "Konuşma nasıldı?" Rebekah ayağa kalkıp arkasına dönerek "Merhaba Marcel." Nefretle konuştu.

Marcel, Davina'ya bakarak "Misafirimizi sana bırakıyorum." Rebekah alayla gülerek "Hele bir bana dok-" Davina büyüyle boynunu kırıp camdan aşağıya atmıştı. Zihninden de Klisenin yerini unutturdu.

Love sandalyede oturmuş etrafında onu hazırlamak için pervane olan cadılara hiçbir duygu barındırmayan gözlerle bakıyordu. 

'Dokunmayın!'

Love sıçrayarak yatağından kalkıp pencereye doğru yürüdü. Pencereyi açıp derin bir nefes aldı. Gördüğü kabusun etkisiyle terlemişti. Sarı saç tutamları ensesine ve alnına yapışmıştı. Elleri yumruk yaparak "Sadece bir kabustu." Kendi kendine konuştu. 

Klaus karşısında ki binanın köşesinde onu ifadesiz bir şekilde izliyordu. Kendine gelince pencereyi kapatıp perdeyi çekti. Klaus o pencereyi kapatınca vampir ortadan yok oldu.

Marcel, Klaus'un yanında yürüyerek Elijah'ın telefonunu elinde sallayarak "Elijah'ı biri hep arıyor."  Klaus alayla gülerek "Sevgili onun için endişelenmiş olmalı." Marcel başıyla onaylayarak "Rebekah'ın gitmesi lazım, şehrimde iki Original vampir olması vampirlerimi huzursuz ediyor." 

"Elijah'ı geri verdiğin zaman kendisi zaten buradan gidecek." Marcel önden yürüyerek "Daha zamanı var." Camille'yi görünce gülümseyerek ona doğru yürüdü. Klaus nefretle onun arkasından bakarak "Sahte kral." Sinirle ve nefretle konuştu.

Love kendini duşa atıp ılık suyun altında hala iyileşmemiş olan yarasına kaşlarını çatarak baktı. "Tuhaf."  Duştan çıkınca yarasına özel ilacını sürdü. Saçlarını kurutup sessiz bir şekilde giyinip makyajını yapmaya başladı.

The Originals: Witch / TAMAMLANDITahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon