~2.bölüm~

47 5 6
                                    

Bölümü okurken yorum yaparsanız sevinirim. Yorumlarınızın hepsini tek tek okumak istiyorum🤗

Doruk'un ağzından

Öğle arasında kantinde altımız beraber oturuyorduk. Ben soda, Umut tost almıştı. Diğerleri dalgın gözüküyordu. Banu Kerem'in yanında oturmasına rağmen herhangi bir reaksiyon göstermiyordu. Tam sodamdan bir yudum almıştım ki Berk "Bizden ne saklıyorsunuz?" dedi. Soda burnumdan geliyordu ki son anda geri döndü. Gözüm dolmuş, burnum çok pis sızlıyordu. Hemen Umut'a döndüm. Benden pek bir farkı yoktu. Tost boğazına kaçmış olmalı ki öksürüyordu. Sırtına vurmak istedim ama kendi acımdan başka bir şey hissedemiyordum. Neyse ki Kerem imdadına yetişti. Çenemde bir şey hissettiğimde başımı sağ tarafa çevirdim. Fidan peçete ile çenemi siliyordu. Sanırım yaşadığım şok yüzünden içtiğim soda ağzımdan da çıkmış olmalı. Ona teşekkür ederek Berk'e döndüm. Banu onu iyice azarlamış olmalı ki süt dökmüş kedi gibi duruyordu.

Bir kaç dakika sonra herkes kendine geldi. Acım yavaş yavaş dinmişti. Umut da son kez su içtikten sonra konuşmaya başladı.
"Burada anlatamam. Dersten sonra sizi evime götüreceğim." dedi ciddiyetle. Yoksa düşündüğüm yer miydi? Oraya ilk gidişimi hatırlıyorum da.. Bunu düşününce istemsizce sırıttım. Sonra Umut ile göz göze geldiğimde aynı şeyi düşünmüş olmalıyız ki o da sırıtyordu. Oraya gittiğimizde Banu'nun yapacağı şeyi tahmin edebiliyorum. Yanından ayrılmamam lazım.

20 dakikadır yoldayız. Ağaçlık alanın yanından geçiyoruz. Gideceğimiz yer şehir merkezine baya uzak olduğu için fazla yerleşim yeri yoktu. Umut'un şoförü gelip bizi almıştı. Küçük limuzin gibi bir şeyin içindeyiz. Arkaya rahat 10-12 kişi sığardı. Umut oraya gittiğimizde Fidan'ı korumamı istedi. Çünkü ikimizde Berk'ten pek haz etmiyorduk. Bir yanımda Banu bir yanımda Fidan oturuyordu. Tam karşımızda Berk ve Kerem vardı. Bir 20 dakika daha gittikten sonra araba durdu. Diğerlerinin yüzünden anlaşılıyordu kafalarının karıştığı.

Ağaçların arasına girip ilerlemeye başladık. Sık oldukları için tek sıra halinde gidiyorduk. Bir süre sonra ağaçlar seyrekleşmeye başladı ve Umut durdu. Biz de durmuştuk. Hepimizi bir araya topladı. "Bana güvenmenizi istiyorum" dedi. Hemen sonra bir sarsıntı başladı. Ben zaten bildiğim için pek şaşırmadım ama Fidan çok korkmuş gözüküyordu. Onun başını alıp göğsüme gömdüm. Saçını okşayıp sakinleştirmeye çalıştım.
  O sırada Berk geriye doğru sıçradı ve bir şeyler mırıldandı. Ne dediğini pek duyamasamda "tuzak" kelimesini duymuştum. Berk koşmaya başladı. Arkasından bağıracaktım ki Umut kaşlarını hayır der gibi kaldırdı. Bende hiç uğraşmadım.

Etraftaki ağaçlar devrilmeye başlamıştı. Kerem "Deprem oluyor" diye bağırdı. Bunun üzerine Banu "Kerem ölmeden önce sana bir şey söy-" derken ağzını elimle kapattım. Ben biliyorum kardeşimi. Kesin aşkını itiraf edecekti. Bu sırada devrilen ağaçlar etrafımızda daire şeklini almıştı ve bulunduğumuz yer aşağı doğru inmeye başladı. Bu bir mekanizmaydı. Tabii diğerleri bunu bilmiyordu.
5 saniyenin sonunda en aşağı yere indik. Etraf zifiri karanlıktı. Umut parmağını şıklatınca bütün ışıklar açıldı. Kocaman bir salondaydık. Fidan korkudan başını iyice göğsüme gömmüştü. Kulağına eğilerek bak geçti dedim. Saçı çok güzel kokuyordu. Yavaş yavaş kafasını kaldırdı etrafa göz gezdirdi. Bende o sırada Banu'ya bakayım derken onu yerde oturup ağlarken buldum. "Ne oldu Banu?" 
"Hepsi senin yüzünden eğer ağzımı kapatmasaydın Kerem'e o ölmeden önce onu sevdiğimi söyleyecektim." Kerem'e döndüğümde yerde yatıyordu. Gülmemi zor tutarak yanına gittim. "Nabzını kontrol ettin mi Banu? " dedim.
Kerem'in nabzını kontrol ettim ve kahkaha attım. "Sadece korkudan  bayılmış" dedim. Bunun üstüne Umut da kahkaha attı
Bende kendimi daha fazla tutamadım. Gözümden yaş gelmeye başlamıştı. Banu "Komik değil bu" diye bağırarak bana ve Umut'a ufak yumruklar atıyordu.

Kerem kendine geldikten sonra yürümeye başladık. Uzun bir koridora girmiştik. Her tarafta kapı vardı ve hepsi aynıydı. Hala Umut bu kapıların nereye çıktığını nasıl aklında tutuyordu aklım almıyor derken Umut'a döndüm. Eliyle kapıları sayıyordu. Meğerse o da aklında tutamıyormuş.
Sonra bir kapının önünde durdu. Kapıyı açıp içeri girdi. Çok karanlıktı. Umut elektrik düğmesine bastı.

Fidan'ın ağzından

Büyük bir spor salonunun içindeydik. Bir sürü alet vardı. Ortada minderler kenarda ise spor aletleri vardı. Doruk hariç hiç birimiz bunu anlamlandıramadık. Umut bize minderler oturmamızı söylediğinde yazın olanları açıklayacağını anlamıştım.
Umut derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.
"Nereden başlasam bilemiyorum. Öncelikle..." dedi ve bana döndü. "Seni bu kadar beklettiğim için özür dilerim ve beni beklediğin için teşekkür ederim Fidan." başımı aşağı yukarı doğru hafifçe hareket ettirdim. Konuşmaya devam etti.
"Doruk sende bazılarını ilk defa duyacaksın. Ben 15 yaşımdan öncesini hatırlamıyorum. Şöyle ki lisenin başlamasına bir ay kala lüks bir odada uyandım. Gözümü açar açmaz odaya orta yaşlı bir kadın daldı ve 'Ah Umut bey uyanmış' diyerek odadan dışarı koştu. Ben ne olduğunu  anlamaya çalışırken tekrar içeri doktorlarla girdi. Bir kaç kontrolden sonra hafızam hariç her şeyin normal olduğunu söylediler. Sonra bana dinlenmem için ve belki hafızam yerine gelir diye biraz süre verdiler. Bir hafta sonra evde özel eğitim almaya başladım. Yaşıtlarım liseye başladı bende evde sıkı bir eğitimden geçiyordum. Yedinci sınıfın ikinci dönemine konuları yetiştirdim. Müfredatla bir olduğum için vakit keybetmeden okula başladım. Hafızamı neden kaybettiğimi sorduğumda başıma inşaatın altından geçerken bir şeyin düştüğünü söylediler. Ailemi sorduğumda konuyu geçiştirdiler. Neyse yedinci sınıf mart ayında ben okula başladım. Hayatım normal gidiyordu. Taa ki sekizinci sınıfın son haftasına kadar. "

Anlatmaya devam edecekti ki Kerem sözünü kesti." Bir dakika sen şu an 17 yaşında mısın? " dedi. O an benimde kafama dank etti. Banu çantasından çıkarttığı cipsleri yerken film izler gibi olanları dinliyordu. Doruk zaten biliyormuş herhalde. Çünkü bizim verdiğimiz gibi tepkiler vermiyordu. Umut devam etti.
" Evet hatta bir kaç ay sonra 18'ime gireceğim." " Eee o zaman liseye nasıl gidiyorsun?" Oradan Banu bağırarak "Offf anlamadın mı işte para ile her şey mümkün" Kerem aydınlanma yaşamış gibi "Haaa" diye cevap verdikten sonra Umut devam etti.
"Sekizinci sınıfın son haftasında gizli bir numaradan bir telefon aldım. Bana 'kaç' dedi." Kerem oradan "kim di ki  arayan" dedi.
Banu tekrar bağırmaya başladı. "AAAAAhh yeter ama. Aksiyon filminde kurşun silahtan çıktığı anda araya giren reklam gibi ortamın içine etmeyin yaaa. Şuan aşırı heyecanlı bir şey anlatıyor."
"Tamam abla" diye karşılık verdi. Banu Kerem'in kafasına bir tane geçirirken"Sensin abla" dedi. Biz hafif hafif kıkırdarken Banu hepimize ölümcül bir bakış atınca sustuk.

Hepimizin gözü Umut'a döndü. " Devam ediyorum. Bana kaç dedi. Efendim diye cevap verdim. 'Detayları Emine abladan duyarsın" dedi ve kapattı. Ne olduğunu anlamamıştım. "
O sırada Kerem ağzını açacak gibi oldu ama Banu ile göz göze geldi. Ağzından bir harf çıkarsa seni doğrarım der gibi bakıyordu Banu'nun gözleri.
" Ben uyandığımda odaya giren kadının adı Emine. Neyse işte sonra Emine Teyze bana 'seni arayan babandı' dedi, bazı sebeplerden şuan yanında olamaz ve yine o sebepler yüzünden kaçman lazım, dedi. O sebepleri sorduğumda ise şuan değil ama zamanı gelince her şey açıklığa kavuşacak. 3 yıl geçmesine rağmen o zaman hala gelmemiş herhalde. "

" Peki neden buraya geldik?" dedim. "Hani bir sürü oda varken neden spor salonu gibi bir odaya geldik. " diye ekledim." Şimdi şöyle Emine teyze beni o konuşmadan sonra buraya getirdi. Sanırım birinden kaçıyorum ve başıma bir şey gelirse yanımda koruma falan yoksa kendi başımın çaresine bakayım diye yaz boyunca burada antrenman yaptım. Zaten bu yüzden yazın sana ulaşamamıştım. Sizi buraya neden getirdiğime gelecek olursak.. Siz benim arkadaşlarımsınız size bir şey yaparak beni tehtid etmeye çalışırlar ve bu sırada size zarar gelebilir. Buna hazırlık olsun diye. Tüm sorularınızı cevapladığıma göre artık-" Sözünü kesen bendim çünkü düşünmeden edemiyorum. "Peki ya Berk ne olucak? "
Umut ciddileşti. "Siz bana güvendiğiniz için buradasınız. Ama o bana güvenmemeyi seçtiği için aramızda değil. Burada olanlardan ona bahsetmezsiniz artık." Herkes tamam anlamında başını salladı
"Tamaam başlıyoruz."

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Dec 30, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Kurtulmak İçin Bir Umut IşığıWhere stories live. Discover now