109- ÜÇ KALP

17.4K 1.9K 1.1K
                                    

Asef çatık kaşları ile arabayı süratle sürüp koskoca arazide tek bir deponun olduğu yere geldiğinde büyük depo kapısının önünde gördüğü üç araba ile daha da hızlandı.
Arabaların boş bıraktığı herhangi bir yere arabayla girerken gazdan ayağını çekip el frenini çekti ve arabanın anahtarını bile almadan kapıyı açıp dışarı fırladı.

Beyaz tişörtünün üzerine giydiği koyu yeşil gömleği her adım attığında açılırken büyük adımlarla deponun kapısına yaklaştı. Yaklaştıkça içerideki sesleri daha net duyuyordu.

Acı dolu inleme sesleri ve küfürler...

Dişlerini sıkıp içeri girdiğinde gördüğü manzaraya şaşırmadı, yalnızca yüzü gözü kan içinde kalmış Sonat'ı görünce duraksayacak oldu ama hızını hiç kesmeden yürümeye devam etti.

Birkaç adım atmıştı ki gömleğine kanlar sıçramış, yerde yatan Yasef'in yüzüne ardı ardına yumruk atan Kerem omzunun üstünden kendisine baktı ve geldiğini fark etti. Yerde yatan çocuğun yakasını bırakıp afallamış suratı ile kendisine ilerlerken alnında biriken terleri gördü.

"Asef," dediğinde herkesin dikkati kendisine yönelmişti. Erhan'ın çatık kaşlarını gördü ama adımlarını hiç durdurmadı.

Yürüdükçe sinirleniyordu, sinirlendikçe hızlanıyordu. Kerem'in yanından bir hızla geçip Yasef'e ulaşırken Kerem onu durduramadı.

Yasef kanlar içindeki yüzünü kendisine çevirdiğinde hiç acımadan yakasından tutup yumruk yaptığı eliyle yüzüne sert bir darbe geçirdi. Yasef yüzünü buruşturup yana devrildiğinde sert tabanlı postallarını acımadan karnına geçirdi.

Yasef boğazını yırtacak kadar büyük bir inleme ile kendini yere bıraktığında bu sefer yanda duran Sonat'a döndü. Onun durumu Yasef'den biraz daha iyi duruyordu.

Aklına videolar geldiğinde çenesi kasıldı, bir adım atıp onun yanına gitti ve aynı şekilde onunda yüzüne postalının sert tabanını geçirdi.

"Ulan..." diye inledi Sonat. "Gelen giden bana vuruyor."

Onun konuşmasına aldırmadan yerde duran kanlı sopayı titreyen elleriyle aldı ve yeniden Yasef'e döndü. Karın boşluğuna bir darbe indirirken aklına dolan görüntüler ile elini yeniden kaldırmıştı ki bileğinden tutuldu.

Elini çekmek için çabalasada bileğini tutan kişi bırakmadı. Sinirden titrerken bakışlarını kendisini tutan bedene çevirdi. Kerem irileşmiş gözleri ile kendisine bakıyordu.

"Asef," dedi endişeli bir sesle. "Kendine gel."

Birkaç saniye Kerem'e baktı, ardından deli gibi gülmeye başladı. Bileğini bu defa daha sert bir şekilde kendine çekti ve elindeki sopayı sertçe yere bıraktı. Tahta parçasının sesi deponun içinde yankılanırken Kerem gözlerini gözlerinden ayırmıyordu.

"Kendine gel mi?" diye sordu bağırarak. "Ulan asıl siz kendinize gelin amına koyayım."

Kerem kendisine anlamsızca bakarken birkaç adım geriledi ve önündeki saçma görüntüye baktı. Kendisini sevdiğini iddia eden iki adam yerde kanlar içinde yatıyordu, sevdiği adam dayak atmaktan ter içinde kalmışken, kardeşim dediği adamın ondan bir farkı yoktu.

"Manyak mısınız lan siz?" dedi her birine gözlerini gezdirirken.

"Asef..." dedi Erhan, elini kaldırıp onu susturdu.

"Ne Asef, ne?" dedi ters ters bakarken. "Ne savaşı dönüyor? Kazanan Asef'i alır savaşı mı?"

"Asef, saçma sapan konuşma." Kerem'in sert sesi geldiğinde sinirle ona döndü.

"Ulan ben mi saçma sapan konuşuyorum?" dedi hayretle. "Kerem ben onca sözel tacize neden sustum? Seks videomun izinsizce çekilmiş ve dağıtılmış olmasına neden sesimi çıkaramadım?"

Kerem'in her söylediği sözde daha fazla sinirlendigini fark etti, kendisine olmadığı malumdu.

"Sen başına bela alma, kendini kaybetme. Canın acımasın, daha fazla kötülük görme diye. Hepsine sustum, ben bu tacizlere susacak biri miydim?" dedi öfkeyle bağırırken. "Hayatımı siktiniz, hep bir elden hayatımı siktiniz."

Kerem kendisine yaklaşmaya çalıştığında onu durdurdu. İstemiyordu.

"Hadi ben sevgi nedir bilmiyordum, hadi ben en adi şerefsizim. Ulan üçünüzden biri bile mi adam gibi sevmeyi bilmiyor?"

"Asef, ne dediğini bilmiyorsun. Yürü, güzelim." dedi Erhan ama Asef ona aldırmadan sinirden deliye dönmüş sevdiğinin yüzüne bakmaya devam etti.

"Ben senin için onca şeyi göz ardı ederken, sen burada gelip erkeklik taslayarak ikisinide dayaktan öldürecek kıvama getiriyorsun. Şimdi Erhan var yanında, geçen sefer kimse yoktu. Sonat'ı öldürecekken kimse yanında yoktu." Kerem gözlerini ayırmadan kendisine bakıyordu. "Senin için susuyorsam, senin de benim için bir şeyler yapman lazım Kerem."

"Ne yapayım Asef? Seni rahatsız eden, bana ihanet eden kişileri umursamadan hayatıma devam mı edeyim? Gidip tebrik mi edeyim?"

"Anlamıyorsun amına koyayım, anlamıyorsun. Madem çözümü dayak, bırak o zaman ben kendi meselemi çözeyim."

"Çözseydin." dedi Kerem çileden çıkmış gibi bağırırken. Gözlerini irileştirdi. "Gelip analarını sikseydin, gebertseydin!"

"Lan ben senin başına bir şey gelmesin diye bu orospu çocuğu Sonat'ı polise vermedim." diye bağırdı.

"Yasef peki?"

"Kardeşim dediğin adamdı, yıkılacaktın." çileden çıkmış gibi bağırdı.

"Lan beni salak yerine koyarken kardeşim dediğim adam bana iyi görünse nolur, kötü görünse nolur. Attığı mesajdaki gibi öpüşmek istediğinde sırf ben yıkılmayayım diye öpüşecek miydin?"

Asef ona hayretle baktı.

"Siktir git Kerem." dedi kafasını iki yana sallarken.

Bakışlarını çekip arkasını döndü ve hızlı adımlarla deponun çıkışına yöneldi. Arkasından kendisine sinirle seslenen Kerem'i umursamadan kapının önüne çıkmıştı ki saniyeler sonra kolundan tutuldu.

"Bana arkanı dönüp gitme!" dedi kolunu sıkarken.

Asef sinirle arkasını döndü ve kolunu sıkan adamın çenesine sıkılı yumruklarıyla sert bir darbe indirdi. Kolunu kendine çektiğinde kafası yana çevrilmiş çocuğa kısa bir bakış attı.

"Bundan sonra sikimde bile değil hiçbir şey." dedi öfkeyle. Bir daha yüzüne bakmadan arkasını döndü ve arabasına doğru yürüdü.

Kapısı açık arabaya binip, kendisine bakan öfkeli bedene aldırmadan motoru çalıştırdı ve geri geri sürüp direksiyonu sonuna kadar çevirip deponun önünden çıkıp dakikalar önce geldiği yola saptı.

Sinirden dolan gözlerini umursamadan gaza bastı.

***

Biraz 'ben eşya değilim' klişesi yapalım dedim

Ödüm kopuyor bu kitapta bir bölüm kaossuz olacak diye...

Güzel sahneler gelecek inşallah, gelecek... Yani kesin gelecek merak etmeyin...

FERNWEH Where stories live. Discover now