9. Bölüm - Ben bir korkağım

124 14 0
                                    

Josie son üç gündür evde hasta yatıyordu. Hareket bile edemiyordu. Yataktan her kalkmaya çalıştığında kemiklerinin kırıldığını hissediyordu ve yanıyordu. Neyse ki Kai onunla ilgileniyordu.

Zaman zaman onu kontrol etmeye gidip hatta alnına soğuk bir bez koyuyordu.

Yakınlaştıkları için mutluydu. Hatta onunla vakit geçirip ona bazı şeyler sordu. Hope'un dahil olduğu şeyler. En azından ağabeyine karşı dürüst olabileceğini düşündü, çünkü bu günler ona zor anlar yaşatmıştı ve Lizzie'ye yalan söylediği için kendini çok kötü hissediyordu.
Kendini ana o kadar kaptırmıştı ki en yakın arkadaşının duygularını düşünmedi bile. Lizzie ile aynı şeyi yaptığı söylenebilirdi ama bu Josie için doğru değildi.

-Sence ben kötü bir arkadaş mıyım?-

Kai bir eliyle başını tutarak yan tarafta uzanıyordu, diğer eliyle kız kardeşinin alnındaki bezi düzeltti.

-Hayır Jo, öyle olduğunu sanmıyorum. Sadece ona karşı dürüst olman gerektiğini düşünüyorum. Sırrı ne kadar çok saklarsan, ortaya çıktığında o kadar karışıklık yaratır.-

-O onun en iyi arkadaşıydı, Kai. Ve bir süre ondan hoşlandı. Lizzie'ye gidip onunla çıktığımı nasıl söyleyebilirim?-

-Bilmiyorum kardeşim, kız probleminde o kadar da pratik değilim. Ama benim tavsiyem asla sır saklamamaktan yana. Bunu düşün. Siz ikiniz tüm dünyadan saklanmak yerine ilişkinizi açıkça yaşayabilirsiniz.-

-O kadar kolay değil. Ve dürüst olmak gerekirse şu anda ne olduğumuzu bile bilmiyorum.-

-Böyle düşünme. "Ne olduğunu bilmiyorum, anlatacak bir şey yok" bahanesini kullanamazsın. Çünkü var. Bir şeyler oldu. Ondan sende hoşlanıyorsun, bu da bir şey.

-Haklısın.-

İç çekti ve başının ağrıdığını hissederek gözlerini kapadı. Bu kesinlikle Lizzie'nin suçu birkaç gün önce ona kardan adam yaptırdığı için oldu.
Zil çaldı ve Kai, Josie'ye sorgulayan bir yüzle baktı.

-Birini mi bekliyorsun?-

-Şu anda beklediğim tek şey ölüm Kai, o yüzden lütfen kapıyı açma.-

Kai kıkırdadı ve ayağa kalktı. -Nasıl da bir drama kraliçesi.-

Bu sırada Josie, başının daha çok ağrıdığını hissederek gözlerini kapadı. Ateş muhtemelen yine yüksekti. Sesler mutfaktan geliyordu ama kim olduğunu çıkaramıyordu.
Birkaç dakika sonra Kai odasına geri döndü ve kapının yanında durup ona seslendi.

-Jo?-

-Mhh?- gözleri hala kapalıyken inledi.

-Ziyaretçin var.-

-Çok komik Kai. Ama Ölüm Tanrısına ne diyoruz? Bugün Değil.- Hâlâ gözlerini kapalı tutuyor, sanki içmiş gibi her kelimeyi mırıldanıyordu.
Sonra birinin yanına oturduğunu ve yanan yanağına yumuşak bir öpücük bıraktığını hissetti.

-Ölüm Tanrısı gibi mi görünüyorum?-

Bu ses...

Josie gözlerini açtığında Hope'un ona hafifçe gülümsediğini gördü. Her zamankinden güzel. Parfümünün içinde yüzüyormuş gibi hissedebiliyordu. Güzel ve rahatlatıcıydı. Şaşırmış ve mutlu olmuştu ama bunu gösterecek gücü bile kendinde bulamıyordu.

-Ona benzemiyorsun ama ölüm tanrısı olsan şu an seve seve ölürdüm.-

Hope kıkırdadı ve Josie'nin yanağını okşadı ve ardından elini alnına bastırdı.

Aşktan kaçmak 'Mümkün mü?' - Hosie (GirlxGirl)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin