Bölüm 13

711 10 0
                                    

Gözlerimden yanaklarıma akan yaşlar şahidim olsun ki seni asla affetmeyeceğim....

Bu nasıl bir şey di anlam veremiyor sadece bakabiliyordum..

Ben ağlarken oda ağlıyordu içimden demek bir kalbin varmış diyebilmiştim sonunda, yanaklarımdan dökülen gözyaşlarımı silip çenemden tutup başımı kaldırmıştı artık karar senin ya böyle devam ederiz yada ikinci bir hayatı bizim için tercih edersin bana bir şans verirsin demişti.

Yanlız kalmıştım kocaman bir salonda. Michael ise içeri gitmişti.

Elimde bardak kalakalmıştım çok çaresiz özlemiş hissediyordum...

O gece boğazıma kadar içip oturduğum kanepede uyuyakalmıştım..

Gözümü açtığımda onun yüzünü görmüştüm sahi ben ne ara buraya geldim..

Uzun bi süre yüzünü seyrettikten sonra kalkıp mutfağa gitmiştim çok susamıştım saate baktığımda ise sabahın 6 sı olduğunu görmüştüm tezgaha ilerleyip suyumu alıp salona geçmiştim koltuğa oturup dağılan saçlarımı toplayıp ağrıyan başımı sıvazlıyordum..

İçtiğim her yudumda dünkü konuşmadan kesitler yağıyordu beynime..

Ağlamaktan şişmiş gözlerim yine buğulanıyordu, duvarlar üstüme üstüme geliyordu sanki boğulacak gibi hissediyordum..

Bir hışımla ayakkabılarımı giyip kapıya fırlamıştım kapı kilitli değildi açıktı kapıyı açtığımda yüzüme hafif işleyen güneş ışınları gözlerimi alıyor du.

Bir iki adım attıktan sonra beni biri karşılamıştı.

Bir şey mi istemiştiniz iyimisiniz..

Bu bizi dün karşılayan adamdı.

İyiyim sadece hava almak istemiştim demiştim kırık bir sesle..

Biraz dolaşmak istiyorum deyip yola koyulmuştum oda benimle 5 adım geri den geliyordu...

Hafif bir soğuk rüzgar esintisi gözlerim den akan yaşlar bana bu yolda eşlik ediyordu etrafımda o kadar güzel çiçekler ağaçlar vardı ki ben sadece nereye gittiğimi bilmiyor buğulu gözlerimle güçsüz bacaklarımla yürüyordum öylesine...

Biraz gittikten sonra bir deniz kıyısına ulaşmıştım denizin sesi dalgaları bana o kadar huzur veriyordu ki deniz manzaralı güneşin doğuşunu izliyordum..

Ayakkabılarımı çıkarıp hafif esen hafif dalgalı sahilde yürümeye başlamıştım düşünüyordum ama işin içinden çıkamıyordum beynim bedenimi ele geçirmişti sanki komut veremiyordum bi o kadar uykusuz bi o kadar uyuyamaz haldeydim...

Biraz ilerleyince durmuştum.  Biraz kıyıya çıkıp sahil kenarına oturmuştum...

Olup biteni beynimde tekrar yaşıyor her anı sanki tekrar yaşıyordum...

Burdan çıkış yoktu... Ama teslimde olmayacaktım....

Ben denizin uçsuz bucaksız sularına bakarken arkamdan bir el omzuma dokunup yanıma oturmuştu.

Bu Michael dı ve uzun bir süre sessiz kalmıştık ikimizde..

" Biliyorum onları çok özlüyorsun benim yaptığım bencillik bunun farkındayım ama ben seni bu kadar çok severken bunca yıl sensizdim ben dayanabildim sende dayanabilirsin sadece bana zaman ver emin ol ki onlar çok iyi"

Gözyaşlarımı silip sinirle ona saldırmıştım..

" Sen ne dediğinin farkında mısın Aynı şey değil değil aynı şey değil"

Ayakkabılarımı almadan yalınayak eve koşmaya başlamıştım ne ayaklarıma batan taşlar canımı acıtıyordu nede gözümden akan yaşlar canımı acıtıyordu...

Eve ulaşmıştım içerden çantamı alıp kapıda beklemiştim..

"BENİ EVE GÖTÜR"

Evim diyebileceğim yer sadece damlanın olduğu evdi...

Yola çıkmıştık eve gidiyorduk yol boyunca ne o ne ben ikimizinde ağzından tek kelime çıkmamıştı..

Eve ulaştığımızda ise yine ağlar gözlerle eve koşup girmiştim o an damlaya bile ihtiyacım olduğunu iliklerime kadar hissetmiştim.

Damlaya sarılıp ağlamaya devam etmiştim.

Damla ise şaşkın korkmuş gözlerle ne olduğunu sormaya çalışıyordu...

Ona dönüp gözyaşlarımı silip iyi olduğumu söyleyip odaya çıkmıştım kendimi banyoya atmıştım...

Suyu açıp birazda orda ağlamıştım ağlamak beni sakinleştiriyor beynimin beni ele geçirmesini engelliyordu...

Biraz sakinleşip duşumu alıp üzerimi giyip içeri girmiştim..

Salona inip damlaya anlatmıştım olanı biteni o zaten bildiğini söylemişti. Sadece onun anlatmasını beklediğini söylemişti aslında ona çok kızgındım ama şimdi iyiki gelmiş yoksa kime sarılırdım bilmiyorum...

Michael da ben duştayken üzerini değişip çıkmıştı..

O günden sonra 1 yıl Michael hiç eve gelmemişti.
Murat bana sürekli sevdiklerimin uzaktan çekilmiş resimlerini getiriyordu aslında bensiz iyi görünüyorlardı hepsi de...

İyiydim damla ve muratla dışarı çıkıyoruz yemeğe gidiyoruz eğleniyoruz alışverişe gidiyoruz istediğimiz herşeyi yapıyorduk...

Genelde odama girip günlerimi bir günlüğe yazarak geçiriyordum döndüğümde yaşadığım herşeyi bu sayede anlatabilecektim aileme...

Michel ı sorduğumuzda iş için başka ülkede olduğunu söylüyordu murat..

Ne yüzünü ne sesini hiçbir şeyini bilmiyordum aslında garip olanı da burda tek zaman onla geçiyormuş o olmayınca sanki günler duruyor muş gibi hissediyordum...
Sanki onu özlüyordum...

Bir buçuk yıl olmuştu ben buraya geleli 6 ay Michael maceralarımla 1 sene ise Murat ve Damla maceralarımla geçirmiştim şimdi oğlumda büyümüştür hesaplarıma göre aslan parçam 4.5 yaşında beni unutmuşmudur yok neden unutsun ki babası unutturmaz beni.....

BENİ EVE GÖTÜR Donde viven las historias. Descúbrelo ahora