33. BÖLÜM

21.3K 1.2K 453
                                    

33. Bölüm;

"Biz de okula geç kaldık ulan. Hadi hadi okulda yeriz yemeği." Erim hızla ayağa kalkıp odadan çıkarken konuştuğunda saate baktım.

Hadi be! Dersin başlamasına 15 dakika kalmıştı!

Azar yemesek iyidir.

~~~~~

"Gidin izin kağıdı alın. Almadan sizi dersime sokmam. İkinci ders geldiniz bir de izin kağıdı almadan derse girmeye çalışıyorsunuz!"

Gıcık fizik hocası boğazı sıkılmış tavuk gibi gıdaklarken gözlerimi devirdim.

"Gözlerini mi deviriyorsun sen bana Defne?"

Hoca sinirli bir şekilde bana bakarken gözlerimi devirmemek için zor durdum.

Kadının fizikle ilgilene ilgilene beyni yanmış kül olmuş kimseye tahammülü kalmamıştı resmen.

Yürüyen sinir hastası.

"Yok hocam. Hayır size göz devirmedim. " Dedikten sonra hıçkırdığımda bizimkiler güldüler.

Ulan Allah'tan burada bizimkiler dışında kimse sendromumu bilmiyor.

"Hadi. İzin kağıdı alın gidin de." Hoca son kez konuşup eliyle kapıyı gösterdiğinde Erim önden Aras ve ben arkasından sınıftan çıktık.

İkinci derse kadar nasıl geç kaldınız siz ya, dediğinizi duyar gibiyim. Şöyle bir şey oldu. Biz Aras'ı unuttuk.

Evet. Basbayağı çocuğu unuttuk.

Aras dün eve gelince çok oyalanmadan odasına çıkmıştı ve akşam olan olaylar. İrem'in gelmesi falan fişman derken bir Aras'ı unuttuk. Evet Aras'ı evde unuttuk.

Yola çıktıktan sonra aklımıza geldi Aras ve eve geri dönüp Aras'ı aldık öyle okula geldik. Bu yüzden de ikinci ders başladıktan sonra yetiştik.

"Bence boş verin girmeyelim fizik dersine. O fizikle beynini yakmış bunak karının yüzünü görmeye, sesini duymaya daha fazla tahammülüm yok bugün."

Erim bir anda durup arkasından gelen bize dönerek konuştuğunda birkaç saniye birbirimizle bakışıp başımızı salladık.

Haklıydı valla. Gerek yoktu. Zaten bir şey anladığımız da yoktu ki dersten. Anlatamıyordu. Anca kendisi çözsün.

"O zaman müzik odasına gidelim." Aras'ın sunduğu fikirle ellerimi çırptım. Şu okulda üç yeri seviyorum biri müzik odası biri spor salonu biri de kantin.

Kantin olmazsa olmaz. Lütfen.

Ne yani? Yemek yemeyeyim mi? Aç mı kalayım?

Yemek önemli.

Yemek yemek güzel.

Yemek yemek aşk.

Yemek yemek mükemmel bir şey.

Acıktım ya.

"Kantine mi insek ya önce? Zaten bugün müzik dersi var. Müzik odasına her halükarda ineceğiz." Dediğimde ikiside bana döndüklerinde karınlarından bir ses yükseldi.

Karın gurultusu sesi.

Güldüğümde onlar da güldü ve başlarını salladılar.

"Bence de kantine inelim." Dediklerinde kantine doğru gitmeye başladık.

Kantine gittiğimizde hemen bir masaya doğru koşmaya başladım.

"İki karışık tost, iki ayran, bir karam, bir karamio ve bir tane de laviva alsanıza koçlarım benim." Derken sandalyeye kurulmuştum.

Ufak Tefek Karışıklıklar (Tamamlandı)Where stories live. Discover now