Felix, Chaeryeong, Kai, Jisung ve Min Ho beşlisinin oturduğu masada herkes heyecanlıydı, kimileri belli etmese de. Biraz sonra geri kalanlar geleceklerdi. Onları beklerken zaman geçmiyor gibiydi. Sabah saatlerinde yola çıkmışlardı, dersler başlamadan önce burada olurlardı. Seungmin olan biteni detaylı bir şekilde anlatmıştı oluşturduğu konuşma grubundan. Böylelikle işin tatlıya bağlandığını öğrenmiş ve hepsinin içi rahatlamıştı.
Chaeryeong, stres yüzünden ayağını sallayan ve gözleri kapıda olan kardeşine döndü.
"Felix, Ryujin nerede?"
"Bölüm hocası çağırınca gitmek zorunda kaldı. Birazdan gelir."
Chaeryeong kafasını sallamış ve bu sefer solunda oturan Jisung'a dönmüştü. Herkesin bu kadar heyecanlı bir şekilde beklemesi Chaeryeong'ın canının sıkılmasına neden oluyordu çünkü kimse onunla konuşmuyordu.
"Hey Jisung, heyecanlı mısın?"
"Deli misin kızım? Tabii ki! Ayrıca stresten gebereceğim. Yeji ile Ryuka'm barışsa da huzura kavuşsak artık..."
Hafifçe güldü Chaeryeong. Son zamanlarda Jisung'a o kadar çok bağlanmıştı ki, onun her hareketi ve her cümlesi ile ister istemez gülüyordu. Onunlayken kendisini aşırı iyi hissediyordu. Ayrıca Jisung'ın ona olan ilgisi öz güvenini arttırıyordu. Fakat hala aralarındaki şeyin bi' adını koymamışlardı.
"Sen hangisinin taraftarısın peki?"
Jisung gözlerini Chaeryeong'a çevirdi, "Ben tarafsız bir taraftarım güzelim. İşime gelene destek atarım. Ayrıca ikisini de seçmek daha mantıklı bence."
"Öyle mi? Bana daha çok Ryujin'in tarafındaymışsın gibi geldi ama?" diyerek dalga geçti Chaeryeong, Jisung'ı deniyordu.
"Vahşi Kral Ryuka'm bir tanedir. Ejderha Yeji'm de öyle. Ama galiba %95'im Ryuka'ya ait. Nasıl oluyor ben de bilmiyorum, herkesi kendisine bağlama gücü var o kızın!"
Chaeryeong iç çekerek arkasına yaslanırken kafasını salladı ve kendi kendine mırıldandı, "Öyle... Suratıma kahve fırlatmasına rağmen ben bile hayranım ona."
Sonunda beklenilen kişiler kapıdan içeri girince beşi de ayaklandı. En önde, kocaman gülümsemesi ile ilerleyen Yuna, Kai'yi görünce adımlarını hızlandırmış ve sanki yıllardır görüşmüyorlarmış gibi boynuna atlamıştı. Sevgi sözcükleri sarf ederken iyice doladı kollarını. Kai de gülerek ellerini Yuna'nın sırtına koydu.
Min Ho onlara bakıp yüzünü buruşturmadan edememişti, "İğrençsiniz yemin ediyorum. Lan daha dün birlikteydiniz!"
Yuna hırsla ona döndü.
"Koskoca yirmi dört saat geçti aradan!"Jisung, Min Ho'yu işaret ederek, "Bu çocuk kaç gündür sevgilisini göremiyor senin haberin var mı kız?!"
Omuz silkti Yuna, "Bana ne? Ben mi dedim git tiyatro oyuncusuyla sevgili ol diye? Anca oyunlarını izlemeye giderken görüyor, yarı sap."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beggin You | ryulix
Fanfiction+15 Kendini beğenmişlik ve yalanlar, çok güzel ölümcül maskelerin ardına gizlense ve hatta bunlar bir hap olsa; insanlar bu ilacı içmek için birbirleriyle yarışır. Çünkü insanoğlu genellikle gerçeği görmek istemez. "Yalvarıyorum..." diye mırılda...