XLIII | k ö r d ü ğ ü m

56.3K 4.1K 14K
                                    




Merhaba! Biz geldik! 🤍
Okullar yeni tatil olmuşken, size karne hediyesi tadında harika bir bölüm getirdim. Son kez tadını çıkarın istedim. 🥲
Oy vermeyi, pasajları yorumlarla doldurmayı ihmal etmeyin, hepinize keyifli okumalar dilerim!

 🥲 Oy vermeyi, pasajları yorumlarla doldurmayı ihmal etmeyin, hepinize keyifli okumalar dilerim!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Can Ozan - Toprak Yağmura Zerrin Özer - O Yaz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Can Ozan - Toprak Yağmura
Zerrin Özer - O Yaz

HÜKÜMRAN

43

"KÖRDÜĞÜM"

Uzun zamandır bir evim yok. Göçebe gibi oradan oraya sürüklendiğim ve kendimi hiçbir yere ait hissedemediğim bir hayat yaşıyorum.

Sadece birkaç gün önce böyle söylemiştim. Ama artık sıcak bir çatının altına, kapısını açabileceğim bir anahtara ihtiyacım olmadığını biliyorum. Ruhun kime aitse, evin de yuvan da oydu. Onun kollarının arasında uyuduğum uykular öğretmişti bana bunu. Nerede olduğumun hiçbir önemi yoktu, onun yanında olduğum her an evimdeydim.

İstanbul bütün güzelliğiyle ayaklarımızın altındaydı. Şehrin yakasını ikiye ayıran boğaz denizin ortasında bir inci gibi parlıyor, kusursuz maviliğin üstündeki gemi ve vapurlar küçük birer nokta gibi görünüyordu. Bakışlarım manzaradaydı, onun bakışlarıysa bendeydi. Ne zaman gözlerimi ona çevirsem, göz göze geliyor olmamızın başka bir açıklaması olamazdı.

Helikopter inişe geçtiğinde paniğe kapılmıştım, sanki her an yere çakılacakmışız gibi diken üstünde etrafa bakarken Aybars'ın eline sıkıca sarıldı parmaklarım. Korkmamam gerektiğini söylediğinde derin bir nefes aldım ama öyle söylemekle olmuyordu. Birkaç dakika sonra tamamen yavaşladığımızda yüksekçe bir binanın tepesindeydik, sanırım varış noktamız burasıydı. Öyle de oldu, tekerleklerin yere sertçe bastığını hissettiğimde etrafta görebildiğim tek şey gökyüzüydü.

Kokpitteki yaşlı adam bize dönüp bir baş işareti verdi, muhtemelen istediğimiz an inebileceğimizi söylüyordu.

Arabayla iki saat sürecek yolu yarım saatten az bir zamana düşürmüştü helikopter yolculuğu. Ve benim için harika bir deneyim olmuştu. Buraya neden helikopterle geldiğimizi sormamamıştım çünkü kafenin altındaki tünele girdiğimiz an, peşimizde olup bizi izleyen birilerine izimizi kaybettirmeye çalıştığımızı anlamıştım.

HÜKÜMRAN (KİTAP)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin