20

1.4K 88 30
                                    

Nehir, Leyla'nın odasındaki büyük dolapta kıyafetlerini bulduğunda hızlıca giyinmisti ve odadan çıkıp asansöre doğru yürüdü. O asansöre hiç binmeyi istemese de 10. katta sadece bu oda ve iniş olarak asansör vardı. Aşağıya inen bir merdiven yoktu. Yoksa üşenmeden yuvarlana yuvarlana inerdi o merdivenlerden.
Nehir asansöre besmele çekerek bindiğinde kaşesinin ceblerine baktı ve arabasının anahtarı hala duruyordu. Geriye sadece arabayı bulmak kalmıştı. Kat numarasına gelince 1.kat hariç diğer tüm katların düğmesine basabilirdi  ve ilk 3. kata basarak asansör ona hizmete açıldı. Asansör olay çıkarmadığı için kendiliğinden bir oh çekti, derin nefes alarak asansörden aşağıya inmeyi bekledi.
Üçüncü kata geldiğinde asansörden çıktı ve merdivenlere doğru yol aldı. Malikhane büyüktü ve labirent gibiydi. Lakin bir tuhaflık vardı. Yine kimseler yoktu.

Her kapının önünde dizilen korumalar olmalıydı şuan.

" Tanrım lütfen buradan sağ salim çıkmayı nasip et lütfen..." dediğinde adımlarını daha da hızlandırdı ve merdivenlerden neredeyse 3'er basamak atlayarak indi. İkinci kata geldiğinde yine kimseler yoktu ve bu katın elektrikleri yanmıyordu. Tamam bu gerçekten ona korku salıyordu.

" Ah hayır hayır! " dediğinde daha da hızlanarak inmeye başladı, koridor karanlık olduğu için önünü göremiyordu ama yine de çok hızlı inmeye devam ediyordu. Şuan tek derdi biran bu yuvadan çıkmaktı.

Merdivenlerden kurtulduğunda birinci kata geldiğini pencerelerden anlamıştı. Değişik bir şekilde klasik duvardan çok camla kaplıydı malikhane.

Nehir sessiz ve karanlık kolidordan çıkış kapısına doğru hızlı adımlarla yürüdü. Hava karanlık olduğu için içeriyi görmek oldukça zordu.

Lakin malikhanenin bahçelerine dikilen büyük lambalar bile yanmıyordu pencerelerden gelen ay ışığı Nehir'in yolunu açıyordu.

Nehir çıkış kapısına geldiğinde kapının kolunu avuclayıp güçlü bir şekilde indirmişti. Kapının kilitli olmadığı için şükürler etti ve karanlık bahçeye bir adım attı.

Etrafta hiç kimse yoktu.

Hiçbir şey göremiyordu. Gece çok çabuk olmuştu o kadar hızlı olmasına rağmen. Alan ormanlık olduğundan dolayı gece daha da etkisini gösteriyordu.

Nehir şaşkın bir suratla etrafa bakındığında arabanın kontağını cebinden çıkartıp düğmesine bastı. Araba oldukça lüks ve pahalı olduğundan dolayı sinyali 10 metreden bile alabilirdi, düğmeye basınca gönderilen sinyala karşılık olarak yanıp sönerek kendini belli etti. Bu Nehir'in yüzüne büyük bir gülümsemeye sebep oldu, hızlı adımlarla hatta koşarak arabasının yanına gitti.

" Ah çok şükürler olsun." dediğinde arabaya bindi ve motoru çalıştırdığında duvara bakan arabayı hızlıca geri vitese takıp arabayı malikhanenin çıkışına doğru çevirdi ve  vitesi geri 2'ye aldı. Arabayı düz çevirdiğinde farlar sayesinde önündeki manzaraya karşın tüm kanı donmuştu.

Kalbi sanki beyninde atıyor gibiydi. Tam mutlu olup çıkacakken...

Leyla'nın tüm adamları yerde kanlar içinde  yatıyordu...

Nehir elini ağzına getirip şaşkınca baktı, yerler cesetlerle doluydu neredeyse kan gölüne dönmüştü.

Bunun sebebi neydi?

Leyla nerede..?

" Leyla... hayır hayır!" dediğinde arabanın torbidosuna koyduğu el fenerini ve silahını alıp arabadan geri çıktı. Arabanın motorunu kapatmamıştı çünkü farlarına ihtiyacı vardı.

Arabadan çıktığı anda yerde yatan birkac adamın nabizlarina baktı ama hepsi kafalarından vurulmuştu. Hiç biri silahını çıkarıp karşılık hadi veremeden vurulmuştu.

" B-bu nasıl oluyor... Ah Leyla lütfen iyi ol lütfen.." dediğinde gözleri doldu ve etrafta cesetlerin üzerinden atlayarak Leyla'yı aradı. Malikhane'ye tekrardan koşar adımlarla girdiğinde yine cesetler vardı. Şans eseri nasıl hiç birine değmeden çıkmıştı...

Elektrikler ikinci katta kesiliyordu yani bunun anlamı bir gurubu ikinci kata getirip diğer gurubu bahçede ve diğer katta halletmişti.

Nehir bunu çoktan kafasına kurmuştu bile.

" LEYLA NERDESİN LEYLA!" dediğinde hızlıca yukarıya doğru çıktı.

Az önce 3'er adımlarla aşağıya hızla inen Nehir, şimdi gizemli sevdiğini bulmak için 3'er adım atlayarak yukarıya doğru çıkıyordu.

2.kata geldiğinde yine aynı görüntüyle karşılaşmıştı...

" Kesinlikle hepsini buraya toplamış." dediğinde adamların yüzüne fener tutarak hem yaşam belirtisi aradı hem de Leyla'yı.

Koskoca kolidordaki tüm adamların yüzüne baktığında hiç biri Leyla değildi ve zaten hepsi erkekti. Lakin uzakta bir kadın cesedi vardı. Hayır hayır iki oldu...

Nehir onları gördüğünde içine bir kurt düşmüştü ve yine cesetlerin üzerinden atlayarak o kadın cesetlerine doğru koştu.

Bir tanesi yüz üstü düşürülmüştü ve Nehir hızlıca cesedi çevirmek için çömeldi ve cesedi sırt üstü yatırınca gördüğü yüz sayesinde derin bir oh çekti.

" Bunları yoksa Leyla mi yaptı..." dediğinde yerinden kalkıp arkasına döndüğünde gördüğü manzara karşısında donup kalmıştı...

" Keşke onu aramak yerine kaçsaydın... Sana yol vermiştim."

_____________________

Bunu da burada bırakalım.

𝗕𝗔𝗗 𝗕𝗜̇𝗧𝗖𝗛 //GXG//(+20)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang