EN ÇOKTA ANILAR ACITIYOR CANIMIZI

1.9K 61 1
                                    

Muhammed arabayı kullanıyordu. Önümüzde durdu. Babaannem arabadan inerken Bizi gördü.Sanırım o sadece nişanlandığımızı biliyordu.Sonra yanımıza geldi kürtçe bir şeyler söyledi.Ben anlamayınca Büşra bize çeviri yaptı.Çok güzel olduğumuzu ve mutlu olmamız için dua ettiğini söyledi. Sonra Büşra atılıp ben ve Sibel'in burada kalmamızı istediğini babaanneme söyleyince babaannem Büşra'yı kırmayıp babalarımızdan izin aldı.Sonra herkes giderken ben Büşra ,Büşra'nın annesi , babası ve kardeşleri,Sibel ,babaannem ve dedem içeri girdik.Amcam yatmaya geçti direk sanırım beni görmek istemiyordu.Çokta umrumdaydı. Yengemde çocukları yatırıp yattı.Bizde dedem ve babaannemin misafir odasına yatağını serdik.Bizde bulaşıkları yıkayıp Büşra'nın odasına geçtik.Hepimiz sözleşmiştik sanki hiçbirimiz bu günle ilgili tek kelime etmedik.Üzerimizi değiştik.Sonra herkes yataklara girdi. Büşra ve Sibel yatağa girdikleri gibi uyurken ben yatağın içinde dönüp durdum.En sonunda uyuyamıyacağımı anlayınca telefonumu alıp biraz dolaştım.Sonra bir mesaj geldi.Mesajın kimden geldiğini görünce içim burkuldu ve anında gözlerim doldu.Mesaj Murat'tandı.Mesajda "iyi geceler Ay'ım"yazıyordu. Measajı görünce Murat'ın bana ilk Ay'ım dediği güne gittim.

Murat dizime uzanmıştı.Bende İnternet'ten bulduğum güzel sözleri okuyup en güzelini seçmeye çalışıyorduk. Murat'ın ödeviydi.Bende ona yardım ediyordum.

Zeynep:"Ay gece'ye muhtaçtı.Gece ise ona aşık" ne güzel söylemiş şair.

Murat:Bence de en güzeli bu ve bu söz de ben Gece'im sen de benim Ay'ım ve ben o Ay'a deliler gibi aşığım.

Zeynep:Ama bu kadar aşık olma o Ay'a Güneş'in ışığıyla etkilemiş seni

Murat: Ben Güneş'in ışığını çalan Ay'ı seviyorum giderse de canı sağ olsun beklerim onu ne zaman çıkıp gelmek isterse bıraktığı yerde olurum elbet döner dönmese de onun hasretinden çürür gider bu bedenim ama bir başkasına yar olmaz.

Gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı.Ben nasıl kıymıştım böyle güzel seven bir adama,sevgisine...?Telefonu kapatıp baş ucuma bırakırken elimdeki yüzüklere gözüm takıldı.Sonra bu gün olanlar canlandı beynimde babamın beni dinlememesi, nişanlamamız ,kolumdaki morluğu görünce Ateş'in yaptıkları tek tek geçti gözümün önünden göz yaşlarım hızlandı.Elimdeki yüzükleri bir hışımla çıkardım ve yanımdaki masanın üstüne bıraktım. Sonra ağlayarak yastığa başımı koydum sonrası sonsuz bir karanlık...İçinde kaybolmak isteyeceğim türden...

Büşra'dan bu sabah

Tepsiyi bırakırken artık kendimi tutamadım.Göz yaşlarım gözlerimden firar etti. Balkona gidip hıçkıra hıçkıra ağlarken gözlerimi yumduğum sırada birinin elini suratımda hissedince yerimden sıçradım.Gözlerimi açınca Özgür'ü göz yaşlarımı silerken buldum. Bir adım geriledim. Bir anda "ağlama "dedi. Gözlerinin içine bakınca bir güven duygusu hissetim içimde sanki herşeyimi paylaşabilirdim onla anlatırsam kurtulabilirdim.Bir insanı görünce o insan hakında ilk baş kalbimizle yorumlarız onu sonra beyin devreye girer.Kalbin göremediklerini o serer önümüze...Bende ilk olarak kalbimle yorumladım Özgür 'ü sonradan beynim devreye girecekti.İçimde ona güvenmem gerektiğini söyleyen kalbime güvendim Ve"Dayanamıyorum ...bu olanlar benim için çok fazla Zeynep'in yaşadıkları onun içinde çok fazla dayanmaya çalışıyor,güçlü görünmeye çalışıyor ama görüyorum acı çekiyor.Kimseyle paylaşmak istemese de ,saklamaya çalışsada belli oluyor çok acı çekiyor hemde hiçbir suçu yokken o acı çekerken ona yardım edemiyorum onu çekip alamıyorum o çukurdan.İnsanın sevdikleri acı çekerken hiç bir şey yapamaması yıkıyor onu."dedim ağlayarak ona bu kadar güvenen kalbime dayanarak bu kadar açık sözlü oldum ona karşı...Sonra beni bir anda çekip sarıldı."Merak etme Ateş abim onu mutlu edecek bu yaşananları unuturacak ona güven bana"dedi.Bende kollarımı sardım ona ağlamaya devam etmedim ona gerçekten de güveniyordum ona, istemsizce durmuştu göz yaşlarım.Benden ayrılıp göz yaşlarımı sildi. Bana gülümserken tekrar sarıldım ona"Teşşekür ederim"dedim. Yılar sonra ilk defa Zeynep'lerden başka birine güvenmiştim .Onun yanında ağlamıştım.Ben bunları düşünürken Zeynep'in sesi geldi. Anında Özgür'den ayrıldım.Arkamı döndüğümde çoktan kıp kırmızı olmuştu bile Zeynep ve Ateş denen adam bize bakıyordu.Zeynep'in bir şey söylemesine izin vermeden yanından kaçıp içeri gittim....

Zeynep'ten

Gözlerimi yüzüme vuran ve kalmam için ısrar eden güneş ışınları ile açtım. Büşra ve Sibel yatakta bağdaş kurmuş otururken buldum.Bir şeyler konuşuyorlardı.Benim uyandığımı görünce bana dönüp "Günaydın uyuyan güzel saat 12 oldu.Evde ki herkes bir yerlere dağıldı.Kalk kahvaltı yapalım sonra çıkarız"dedi Sibel kafamı salladım.Hemen yataktan doğrulup banyoya gittim aynada kendime bakınca dün akşam Ateş'in dudaklarıma yapışması geldi aklıma dudaklarımı resmen kazıyarak yıkadım. Sonra kızların yanına gittim. Kahvaltı yaptık.Benim aklım Ateş'e sormak istediğim sorularla doluydu. Dün neden sormadım bilmiyorum ama aklımdaki soruların cevabı sadece Ateş'teydi. Ve ben bu cevapları alacaktım. Sonra Sibel'le buraya geldiğimizdeki kıyafetleri giydik ve Büşra 'ya sıkıca sarılıp öptükten sonra aşağı indik sitenin kapısına geldiğimizde siyah bir Transporter T7 karşımızda duruyordu. Sürücü bizi görünce bir şeyler söylediğini dudaklarını oynatmasından anladım. Bir anda arabadan iki tane izbandut gibi iki adam indi bir tanesi benim kolumu tutarken diğeri Sibel'in koluna yapıştı....

YILDIZA DOKUNMAYI UNUTMAYIN! 

SİZCE BU ADAMLAR KİM VE ZEYNEP VE SİBEL'DEN NE İSTİYORLAR?? 


TAKINTILI PİSKOPATWhere stories live. Discover now