6. BÖLÜM

79 10 3
                                    


Olaylar iyice beklediğimin aksine çıkıyor ve beni yoruyordu.
Kapıya yöneldim. Atlas'ın cevap vermesini beklemedim. Oda cevap vermedi zaten.
Hızla koridordan ilerleyerek sınıfa ulaştım. Beni sevmeyen bir dolu insanların olduğu yere. Yeşim "nerede kaldın" diye merakla sorunca "lavabodaydım" dedim. Hayatımda beni merak eden tek tük insandan biri de Yeşimdi.

Genelde okulda hep Yeşim ile vakit geçirirdik. Sarı saçlı ve yeşil gözlüydü. Burnundan başlayıp yanaklarına uzanan çok açık kahverengi çilleri vardı. Tüm okul hayatım boyunca hep yanımdaydı. Erkeklere biraz düşkün olsa bile iyi bir arkadaştı.

Onunla, kötü geçeceğini düşündüğüm okul hayatımda güzel anılar biriktirmiştim. Erkek arkadaşının futbol maçını izlemeye gitmek bile buna dahildi. O zaman surat yapmıştım.
Tabiki beni dinlemeyip kolumdan sürüklemişti. O anlarda Mızmız çocuklara benzediğim doğrudur. Neyse konumuz bu değil.

Sevilisinin ismi Mertti. Mert attığı her golde yeşime bir öpücük gönderiyordu. Yeşim oturduğu yerde zıplayıp gülüyordu. Kolumdan tutup "bak bak gördün mü" diye çekiştirmesi de cabasıydı. "Yeşimcim canım kankim gözlerim görüyor çok şükür" deyip iki elimi havaya kaldırıp "yarabbim ben nerelere düştüm" diye söylendim.

Neyse ki onu mutlu görmek beni mutlu ediyordu. Ne kadar vıcık ve gıcık olsada. Şimdi surat yaptığım anları gülerek hatırlıyordum.

Birbirlerine gerçekten değer veriyorlardı. Bir süre sonra bende Mert ile anlaşmaya başlamıştım. Bu beni de şaşırtan bir durumdu. Mert okulun popüler çocuklarındandı. Ama basketboldan değil futbol oymaktan gelen bir popilerlikti. Bu arada futbola bayılıyordum. Aslında izlemeyi de seviyordum. Tamam tamam Futbola dair her şeyi  seviyorum.

Mert' de en sevdiğim şey egosuz özgüveniydi. Bazı hataları olsa da neticede kalbinin iyi olduğunu görebiliyordum. Zekiydi. Kalbimin ısınmasına sebep olan asıl şey korumacı olmasıydı. Hayatımdaki erkeklerin aksine. Yeşim' e verdiği değer bana bile yansıyordu. Yeşim çok mutluydu. Bu ara biraz bozuklardı ama düzeleceklerine emindim. Birbirlerini deli gibi seviyorlardı.

Aşkı okuduğum kitaplardan sonra ilk kez bu kadar yakından görebiliyordum. Konuşma tarzlarını biliyordum. Kavga ettiklerinde yapmaları gereken şeyleri biliyordum. Bu ilişki bana bile çok şey katmıştı. Birbirlerini dinleyip ne hissettiklerini söylüyorlardı.

Ders başladığında defterimi açtığımda not sayfama rastgele çizilmiş ( karalanmış da diyebilirim ama çizimi güzel maalesef bu konuda onunla dalga geçemiyorum )
birkaç karikatür resmî gördüm. "Ah Melih" derken fısıldamıştım. Yeşim " efendim" derken bana anlamayan gözlerle bakıyordu.
" bişey yok ya" dedim gülümsemem yüzüme yayılmıştı. " bildiğimiz Melih".

Oda hafifçe bana gülümsedi. Melih' i oda benim kadar tanıyordu. Melih bir ara Yeşim'den hoşlanmıştı. Hala hoşlanıyor sanırım bilemiyordum. Kız gecesi muhabbeti birazda ordan geliyordu. Yeşim'de olsun istiyordu. Nasıl olduysa Mert ile küstüklerini duymuştu. Gözlerinde bir ışık vardı.

Karikatürlerde de kız gecesini çizmişti. Beni tavada patlamış mısır olarak çizdiğini gördüğümde kıkırdadım. Elimle ağzımı kapattım. Dersteydik. "Sen görürsün" demekle yetindim. Tabi Yeşim'le kendini yan yana çizmişti. Bir dakika bir dakika bana şeytan kulağıda mı çizmişti? Hemde kırmızı kalemle. Yapardı. O Melihti. Her türlü kötü olaydan komik şeyleri bulup karşına sererdi. Hainlik tablosuna Melih'e 1 puan daha eklenecekti.

Teneffüs zili çalınca Yeşim " ben bir Mert ile konuşacağım" derken kitabını kapatıyordu.
" gelmemi ister misin?" Diye sordum. Gerek yok canım. Zaten senin başını çok şişirdim bu konu ile ilgili" dedi gülümseyerek.
" yani yine şişireceğim de en azından güzel şeyler anlatmış olurum"

SİYAH İZLER+18Where stories live. Discover now