on

17.5K 2.1K 1.2K
                                    

Aynı saatte, aynı yerde gelecek olan metroyu beklerken elimi cebime koymuş, her an raylara atlayacak gibi önüme bakıyordum.

Bazen sebepsizce kendimi o raylara atasım geliyordu. Sonra da biri gelip beni kurtarsın... Çok film izliyordum.

Dokuzuncu sınıfa başladığımda daha hayatın farkına varmamışken lisede kendimi saklamayarak eşcinsel olduğumu söylemiştim. Ve bu okulda büyük bir dedikoduya sebep olmuştu. Öyle ki öğretmenler bile beni konuşuyordu. Onlara garip garip bakmaktan kendimi alamıyordum, bunun dedikodu yapılacak bir tarafı yoktu ki? Kime ne benim hangi cinsi sevdiğimden?

İşte onlar bunu anlamayarak, biraz da kırmızı bültenle aranılan biri olduğum için yani eşcinsel olduğumdan dolayı dayak atmaktan kendilerini geri tutmamışlardı. Belki de hayatımın en zor dönemiydi. İşte o zamanlarda dizilere, şarkılara ve filmlere kafayı yordum onlarla düzeldim.

O okulumu değiştirdikten sonra biraz daha rahatlamıştım ama tabi bir zaman sonra yeniden eşcinsel olduğum yayılmıştı. Ama tabi benim ağzımdan tescil etmedikleri için sadece ölümcül bakışlar atıyorlardı.

Çok umrumda değildi.

"Sercan parkın orada salıncağın olduğu köşeye sıkıştırdığım sigarayı sen mi aldın lan?"

Onun adını duyduğum an kendime geldim, onlar da buraya gelmişti. Bağırışları yine kulak kanatıyordu.

"Yok oğlum garibanın sigarasında gözüm yok." dedi Sercan alay dolu bir sesle.

"Gariban anandır."

"Ya bak anamı karıştırma be işte."

Küçük sohbetten hem sigara içtiğini hem de ana kuzusu olduğunu öğrendim.

Kısa bir sessizlik oldu, ardından ufak bir gülüşme.

"Seninki orada." dedi içlerinden biri, beni kasteddiğini biliyordum ama onlara göz ucuyla bile bakmamak için kendimle savaşıyordum.

"Hayatımda ilk defa travesti görüyorum lan çok değişik, Kerimcan Durmaz gibi mi konuşuyor acaba?"

Ben travesti değildim ki? Erkeklerden hoşlanıyordum sadece.

"Bize ne amına koyayım." yine yabancı bir ses konuştu.

"Yengemiz oluyor oğlum." gülerek konuştuğunda onu bölen sert bir ses oldu.

"Boş boş konuşmayın, dangalaklar." Sercan'ı ilk defa bu kadar ciddiydi sanırım.

Metro geldiğinde onlarında sesi kesildi, ifadesiz suratımla kalabalığın arasından geçip metroya bindim. Eski yerime geçtim.

Yol boyunca sadece bir kere Sercan'ın olduğu yere baktım, o bana arkasını dönmüştü.

Üzülsemde sesimi çıkarmadan önüme döndüm. Arkadaşları homofobikti, kendisininde ne olduğunu bilmiyordum. Üzülmemem gerekiyordu. Ama elimde değildi.

METRO 12 Where stories live. Discover now