Amargura

246 26 12
                                    

Amargura * Elena Ledda

"Sevgili Jefi;

Anneme bugün "Birinin annesi, annesi olmayabilir mi?" diye sordum. İlk anlamadı. Böyle soruları nereden bulduğumu sordu sonra. Babamın gelmesini bekledim, babam bana cevap veriyor. Babamı annemden daha çok seviyorum. Bana önce doğmaktan bahsetti, sonra doğuran kişi ile büyüten kişinin farklı olabileceğini söyledi. Senin annen seni doğurmadı herhalde, sadece seni büyütüyor. Ben bunu anladım. Babama "Büyüten kişiler döver mi?" dedim. Annemle bakıştılar, sonra babam evde yokken bir şeyin olup olmadığını sordu. Neden sordu, bilmiyorum. Sorumun cevabı bu değildi. Ama bence Jefi, kimse kimseyi dövmemeli.

Annemle babam kavga ettiler. Her kavgalarında annem babama anlamadığım bir sürü şey söylüyor. Babam çok sakin birisi Jefi, annem babamla neden kavga ediyor bilmiyorum. O her zaman kitap okur, bir sürü kitapları var. Seni babamla tanıştırmayı çok isterdim. Bir gün ona "Çok kitap okuyan bir arkadaşım var." dedim. "Jefi mi?" dedi. Annem senden bahsetmiş Jefi.

Babam seni sevip sevmediğimi sordu. Sevdiğimi ama annemin seni sevmemi sevmediğini söyledim. "Biliyorum" dedi. Sonra sustu. Uyumaya giderken dedi ki "Büyüyünce hala bugünkü gibi seviyor olursan konuşacağım annenle." Ne konuşacağını söylemedi. Niye seninle görüşmeme izin vermiyorlar Jefi?

Seni çok özledim. Seni hep özlüyorum ama yazarken daha çok özlüyorum. Çünkü bunları yan yanayken de diyebilirdim sana. Uzak olduğumuz daha çok aklıma geliyor.

Kuaför Nejla ablada çalışırsan gelirim. Yumuşak taşlardan getireceğim. Annen sana atarsa kanamaz.

Seni çok seven Hazal."




"Sevgili'm Hazal;

Anne Kuaför Nejla'yla konuşmuş. Nejla abla küçük çocuğu çalıştırmam demiş. Çok üzüldüm. Çünkü seni görebilirdim.
Ağladığım için annenin siniri bozuldu. Beni dövdü. Taş ya da başka bir şey, fark etmiyor. Anne beni her türlü kanatıyor.

Sen bana yazarken daha çok özlediğini söyledin ya... Ben sana yazarken çok mutlu oluyorum. Çünkü seninle hala konuşabilecek bir şeylerimiz var. Biliyor musun, bugün annenin yanına komşu geldi. Dedi ki çocuklar arasında böyle şeyler olabilirmiş. Nasıl şeyler bilmiyorum. Aramızda ne vardı ki Hazal? Sadece oyun oynamıyor muyduk? Babana sorsana, çok kitap okuyorsa o bilir.

Anne başka okula verdi beni. Öğretmen tek başına yaşıyormuş. Ben de tek yaşamak istediğimi söyledim. O da çok okur derslerde başarılı olursam yapabileceğimi söyledi. Seni de yanıma alacağım Hazal. Beraber yaşarız, bir sürü oyunlar oynarız. Ama önce büyümem lazım.

Eğer anne beni öldürmezse büyürüm. Beklersin, değil mi? Sen de büyümüş olursun hem.

Burada hiç arkadaşım yok. Zaten anne arkadaşım olmasını istemiyor. Sana bu kitabı verebilmek için evin yolunu uzatıyorum. Ağacın dibindeki poşetin içine koyup eve gelene kadar saat geçiyor. Anne beni her geç kalışımda dövüyor.

Bana yarın yazarsın değil mi? Kitabı erken koy ki iki gün üst üste dayak yemeyeyim. Yarın yiyeyim. Kontrol etmeye her gittiğimde evde dayak yiyorum.

Hazal. Artık kitapta yer kalmadı. Ama seni çok özlediğimi ve sevdiğimi söylemek için sürekli yazasım geliyor. Böyle yazdıkça hep yanımda, beni izliyormuşsun gibi oluyor.

Seni seviyorum Hazal. Çok özledim. Çok özledim. Çok özledim.
Çok özl."

LİLİTH'E ULAŞMAK (Texting) TAMAMLANDI Where stories live. Discover now