5. Bölüm - Açık Dans Partisi

393 30 17
                                    


İçeri girdiklerinde Youngro montunu vestiyere bıraktıktan sonra Bayan Pi ile selamlaştılar. Uzun zamandır görüşmüyor olmalarına rağmen Bayan Pi oldukça samimi bir tavırla kucaklamıştı onu. Hemen sonrasında merdivenlerden koşarak çıkan birkaç öğrenciyi gözüne kestirdiği için özür dileyerek yanlarından ayrıldı.

"Hadi içeri geçelim," dedi Bunok Youngro'nun elinden tutup kızı çekiştirirken. Youngro onu başıyla onayladıktan sonra adımlarına yetişip koluna girdi. Bir yandan da etrafa bakınıyordu. Her yer aydınlık ve tertemizdi. Oysa Youngro yurda ve burada geçirdiği zamanlara dair bir şeyler anımsadığında ki bunu sık yapmamaya çalışıyordu, kafasında hep çok daha karanlık ve kasvetli bir görüntü beliriyordu.

Salona adım attıkları an kalabalığın uğultusu karşıladı onları. Rengarenk elbiseler giymiş parıl parıl genç kızlar, yanlarında bir o kadar şık genç adamlarla birlikte gülüyor, sohbet ediyor, eğleniyorlardı. Neyse ki aralarında tek bir tane bile tanıdık yüz yoktu.

"Güzel olmuş değil mi? Ben ayarladım her şeyi!"

Bunok birden Youngro'nun önüne geçip iki elini açarak etrafı işaret etti.

Youngro etrafa bakınırken başını salladı. "Çok güzel."

Sanki hiçbir şey olmamış gibi güzel ve ihtişamlıydı. Kırılan pencerelerin yenileri takılmış, duvarlar yeniden boyanmış, her şey eski haline dönmüştü. Hiçbir şey olmamış gibi güzeldi her şey. İyileşemeyen bir tek o kalmıştı. Yüzüne sahte bir tebessüm yerleştirirken karanlık düşünceleri hızla aklından kovdu. Bu gece bu şehre, kötü ve iyi bütün anılara, burada veda edecekti.

"Youngro! Şu kızın elbisesine bak..."

Bunok birden Youngro'nun elinden tutup onu salonun başka bir ucuna çekiştirdi. Burası salondaki herkesi gözetlemek için ideal bir noktaydı. Bir süre yalnızca oturup yurttaki kızların giydikleri elbiseleri ve kavalyelerini yorumlayarak vakit geçirdiler. Youngro, Bunok'un erkek arkadaşının bu muhabbetten sıkılacağını düşünerek kısa kesmeye çalışsa da Taeoh Bunok'un abartılı eleştirilerinden fazlasıyla keyif alıyor gibi görünüyordu.

"Ah kör oldum," diye bağırdı genç adam elleriyle yüzünü kapatırken. "Disko topuna benziyor!"

Bunok kahkaha atarken ona hafifçe vurdu. "Diskonun modası geçeli on sene oldu tatlım, zaman yolcusu musun sen?"

İkisi de tekrar kahkahalara boğulurken Youngro keyifle onları izliyordu. Nihayet biraz sakinleştiklerinde Taeoh ayağa kalktı. "İçecek bir şeyler alıp geliyorum," dedikten sonra kokteyl masalarının olduğu tarafa doğru ilerlemeye başladı.

Youngro onun uzaklaşmasını bekledikten sonra omzunu hafifçe Bunok'un omzuna çarptı.

"Ruh eşini buldun sanırım sonunda?"

Bunok bir süre ne dediğini anlamamış gibi kızın yüzüne boş bir ifadeyle baktıktan sonra gözleri bir anda büyümüştü.

"Ne? Taeoh'dan bahsediyor olamazsın!"

Youngro kızın neden bu kadar şaşırdığını anlamamıştı. "Ne oldu," dedi başını iki yana sallarken. "Görüştüğünüzü sanıyordum."

Çocukla kendisi ilk kez tanışmıştı ama Bunok'un etrafında uzun süre takıldığını gördüğü nadir erkeklerden biriydi. Artık ilişkilerinin ciddi bir yere evrileceğini zannediyordu ama Bunok'un yüzündeki ifadeye bakılırsa yanılmış olmalıydı.

"Youngro-ah!" Bunok sahte bir kızgınlıkla kaşlarını çatarken gülmemek için alt dudağını ısırıyordu. "Gerçekten çok safsın."

Youngro henüz durumu anlayamadan Bunok kolunu onun omzuna atıp Taeoh'un olduğu tarafa doğru bakması için hafifçe üzerine eğilmişti.

SNOWDROP: Happy Ever AfterWhere stories live. Discover now