ASLAN BEY

36.5K 815 76
                                    


İnstagram – Tiktok: aysegulkalayzengin

Twitter: aysegulkalay_

***

Herkese serinin ikinci kitabı ASLAN BEY'den selamlar!

Umarım beğendiğiniz ve okumaktan keyif aldığınız bir hikaye olur. Hepinize keyifli okumalar diliyorum.

***

"Ne işin var senin burada?" Dilşah, kısa bir an şaşırdı. "Seni görmeye geldim. Malum, senin beni görmeye hiç niyetin yok!"

"Ne güzel, anlamışsın işte! Ne demeye geldin?" diye sorduğunda, Dilşah hayal kırıklığıyla ona doğru bir adım attı. "Sen, gerçekten benden mi kaçıyordun?"

"Kaçmıyordum! Seni hayatımdan çıkarıyordum!"

"Seni sevdiğimi söylediğim için mi?" Aslan, alayla güldü. "Siz kadınlar, işi hemen dramatize etmeye bayılırsınız. Birkaç ay eğlenelim dedik ama eminim, gelinlik modeline bile karar vermişsindir."

"Sen ne saçmalıyorsun? Evlenmek istediğini her seferinde dile getiren sendin!"

Aslan, başını iki yana salladı ve umursamaz bir tavırla yanıtladı.

"Ve her seferinde, bu yalana kanan da sensin. Biraz kafanı çalıştır, ben seninle niye evlenmek isteyeyim ki? Güzel misin, hayır! Çekici misin, hayır! Bana ne verebilirsin ki, seninle evlenmeyi düşüneyim?"

Dilşah, ona öfkeyle bakıyordu. Buraya gelirken neler düşünmüştü, şimdi ise neler yaşıyordu!

"Seninle sevgili olmam için neden bu kadar ısrar ettin o zaman?"

"Farklı geldin. Diğer kadınlardan farklı... Bir de seninle denemek istedim, anlarsın ya..."

"Sen tam bir..." diye başladığı cümle, ardında duyduğu kapı sesiyle duraksadı. Bakışları ardına döndüğünde, üzerinde bol bir bornozla duran kadına şaşkın ve hayal kırıklığıyla baktı. Bu kadarını yapmış olamazdı. Tamam, kıskançlığından hep başka kadınları düşünmüş durmuştu ama Aslan'a manasız bir güven duyuyordu. Her ne kadar içindeki fesat yan bunu dillendirse de bir tarafı ona hep güveniyordu. Aslan'a döndü ve onun yanağına ani bir tokat indirdi. Sonra da yarım kalan cümlesini tamamladı.

"Sen tam bir hayvansın! Anladın mı? Sana onlarca şey sayabilirim ama emin ol, benim ağzım senin hayatın kadar iğrençleşemez!"

Aslan, yanağında hissettiği hafif acıyı umursamadan Dilşah'ın kolunu yakaladı ve odadan sürükleyerek çıkardı. Kapının yanına ulaştıklarında, Aslan Dilşah'ı daha da acıtan o cümleleri kurdu.

"Ne bekliyordun, sana âşık olacağımı mı? Seninle evlenip, seninle mutlu mesut bir evlilik süreceğimi mi? Boşa hayaller kurma, hiçbiri gerçek olmayacak!"

Islanan gözlerini, parmak uçlarıyla gözlüklerinin altından sildi. Yıllardır sessizce sevdiği adam, ona acımadan cümlelerini kuruyor ve onu zalimce yaralıyordu. Dik durmak istiyordu ama yapamıyordu. Canı olabildiğine çok yanıyor, gözünden düşen damlaları silmekten yoruluyordu. Derin bir nefes çekti içine ve mırıldanarak konuştu.

"Ben... İlk defa bugün senden nefret ettim." Sesi yükselirken, bunun farkında değildi. "Sen, benim aşkımı hak etmiyorsun! Sen, kimsenin sevgisini hak etmiyorsun! Acımasız, duygusuz adamın tekisin!"

Üzerine yürüyen adamdan kaçmak için geriye doğru birkaç adım attı ve ardındaki kapıya çarptı. Adam gölgesini onun üzerine örterken, gerçekten öfkeliydi.

"Bunu anladığın iyi oldu. Gezinme artık etrafımda!"

Her baktığında yüreğini titreten mavi gözlere, bu kez kızgınlık ve kırgınlıkla baktı. Bu adamı sevmiş olamazdı! Böyle iğrenç bir adama, kalbini vermiş olamazdı!

"Gezinmem... Sana yemin ederim, bugünden sonra beni görmeyeceksin! Sesimi duymayacaksın! Bunu senin için değil, kendim için yapacağım. Senin gibi bir adamı sevmeye, asla devam etmeyeceğim!"

Sözleri biter bitmez, kolundan sertçe tutuldu ve kapının yanından çekildi. Açılan kapının diğer tarafına sertçe itilirken, yere düşmesi kaçınılmaz bir son oldu. Gözlerinden bilmediği bir yere düşen gözlükleri ise onu daha çok öfkelendirmişti. Ona bu derece zalim davranan adama döndüğünde, ellerine yerden batan çakıl taşlarının acısını umursamadan bağırdı.

"Senden nefret ediyorum! Bu nefretin soğumaması için her şeyi yapacağım! Ve inan bana, seni tüm yaptıklarına pişman edeceğim!"

***

Yorumlarda buluşmak dileğiyle...

***

ASLAN BEYWhere stories live. Discover now