16

1.7K 128 100
                                    

+20 oy, +70 yorum.

Sınır olayını kaldırmıştım ama görüyorum ki okunmaya rağmen oy ve yorum gelmiyor. Benimde gerçekten hevesim olmuyor. Bu yüzden de bölümler geç geliyor. Dolmadan gerçekten bölüm atmayacağım. Ama şunu söyleyeyim ki heyecanlı bölümler daha ileride.

______

"Bugün de ailemi son kez ziyaret edip, konuşmak için beni götürmeni rica ettim."

"Son kez derken ne demek istiyorsun sen?"

"Kendimi öldürecek kadar cesur değilim merak etme. Ama döndükten sonra o mezarlığa bir daha asla gidemem."

Ha-Jun Iseul'un ona havaalanına gitmeden önce yaşadıkları tartışmada söyledikleri aklına gelince kaşları çatıldı.

"Nasıl geldin peki Iseul? Hani gelemezdin?"

Genç adam ailesinin mezarının başında ağlayarak çiçekleri sulayan genç kıza bakarak kısık sesle sorguladı.

"Boynunda ki izi görmesem o idol parçasının sana dokunmadığını düşüneceğim,...ama lanet olsun ki vardı."

Ha-Jun'un elleri siyah uzun paltosunun ceplerindeyken sert bir şekilde sıkarar kaşlarını daha da çattı.

"Neyin peşindesin Iseul. Mezarlığa geleceğini neden bana söylemedin?" Neden yalan söyledin?"

Ha-Jun, Iseul'un ona yalan söylemesiyle bu işin içinde bir şeyler olduğundan şüphelenmeye başlamıştı. Eğer düşündüğü şeyse belki de Iseul'u kazanmak için bir şansı olabilirdi diye içinden geçirmeden duramadı.

Toprağın üzerinde yavaşça oturup kolunu mermere yaslayıp başını üzerine koyan genç kızı izliyordu Ha-Jun. Sanki annesinin dizlerine yatan küçük bir kız'mış gibi gülümseyerek dudaklarını oynatan Iseul'a bakarken genç adamın bakışları anında yumuşamış, gözleri dolmuştu. Onu çok iyi anlıyordu.

Bir nevi aynı kaderi yaşıyordular. İkiside annesini ve babasını aynı yaşta kaybetmişlerdi. Çünkü Ha-Jun'un babası da hapise girdikten iki ay sonra vefat etmişti. Hoş, etmesiydi bile Ha-Jun o herifin değil yüzüne bakmak, belki de annesine yaşattıkları yüzünden babasını öldürürdü.

Yaklaşık yarım saatin sonunda Iseul yanakalarını silip, yavaşça hareket ederek ayaklandı. Kirlenmiş siyah jean'ni bile temizlemeden anne ve babasını tekrar öperek daha sık geleceğine dair söz verdi.

Kızarmış dudaklarını soğuk taştan çekerek son bir kez daha ailesine bakarak akan son yaşlarını yanağından silerek mezarlığın çıkışına doğru ilerledi.

Ha-Jun, genç kıza görünmeden arkasından ilerlediğinde Iseul'un çıkışa değil yan tarafa döndüğünü görünce kaşları çatıldı. Arkasından ilerlediğinde girişin önünden küçük mezarları gördüğünde Ha-Jun'un kaşları kalkarak, sıkıntıyla derin bir nefes verdi.

İçeri girmeden dört sıra arkaya geçip üzerine sonradan tahta kalemiyle Bae Haneul yazılan küçük mezarın önünde eğilen genç kıza gözleri dolu bir şekilde baktı.

Iseul'un gözünden yeni yaşlar akarken burnunu çekerek elini şişme montunun cebine atarak küçük bir araba çıkartarak mezar taşının üzerine bırakırken tekrardan gülümseyerek dudaklarını oynattı.

Kardeşiyle geçirdiği dakikaların sonunda Iseul oradaki çiçekler'i de sulayıp bitirdikten sonra küçük mezarı öperek oradan ayrıldı.

Burası Ha-Jun'un kardeşinin de olduğu bebeklerin için ayrılmış mezarlıktı. Bir acıları daha aynıydı.

Only One Night ~Min Yoongi ~Where stories live. Discover now