Yolculuk

945 65 1
                                    

Kuzey Gal Bölgesi 

Goblin Ormanı

13 mil 

At arabasının sarsıntılı ilerleyişi yol boyunca devam ederken ortama hakim olan gergin sessizliği ilk bölen Lachlan oldu. Zira Keira'ya kalırsa sonsuza dek susmayı yeğleyeceği  açıktı.
''Yoruldun mu?'' diye sordu yüzüne bile bakmaktan itinayla kaçınan kadına. Görünen o ki törenden sonra vakit kaybetmeden ayrılacaklarını dile getirmesi Keira'yı memnun etmemişti. Arabaya bindiklerinden bu yana somurtkan bir haldeki sessizliği de bundandı. Aksi bir durumda onun kendisini öldürmekle ilgili tehditlerini duyacağından emindi. 

Keira kendisini önemsiyormuş gibi davranan Lachlan'a kısa bir bakış atıp kafasını yeniden pencereye çevirdi. Onunla konuşmak istemediğini daha nasıl belli edebilirdi? Değil konuşmak yüzünü görmek isteyeceği son insandı.  Törenden hemen sonra alelacele gitmeleri gerektiğini söylemiş ve ailesiyle biraz daha vakit geçirmesine engel olmuştu. Keira annesini bir daha ne zaman göreceğinden bile emin değildi. Fakat Lachlan düşüncesiz bencil bir adam olduğundan,ondan  kendisini anlamasını bekleyemezdi.

''Anlaşılan yorulmadın'' dedi Lachlan ondan duyabileceği tek bir kelime için canını verirmiş gibi hissediyordu. Fakat ay yüzlü cadı kendisini suskunluğuyla cezalandırmaya devam ediyordu. 

''Ne önemi var?'' Keira umursamazca omuz silkti. ''Ne düşündüğümün senin için herhangi bir önemi olmadığını bu evliliği gerçekleştirmeye zorladığın an yeterince belli ettin sanıyordum''

Aferin Keira, sakın boyun eğme.

''Neden şikayet etmek yerine kabullenmeyi denemiyorsun?'' Lachlan onun gibi bir kadınla daha önce hiç  karşılaşmamıştı. Hayatında bir çok savaşa katılmış fakat Keira ile savaşmaktan daha kolay olduklarını fark etmişti. Bir çok kadın tanımış ve hiç birine Keira'ya dile getirdiği kadar uzun cümleler kurmasına gerek kalmamıştı. Fakat Keira ile her dakikası diken üstündeymiş gibi hissediyordu. Oysa biraz huzur şimdi tek ihtiyacıydı. 

Keira Lachlan'ın kendisini biraz bile tanıyamamış olduğunu görebiliyordu  aksi taktirde öylece kabulleneceğini beklemek yaptığı en büyük hataydı. ''Sen neden  istenmediğin, istemediğin  bir evlilikte bu kadar ısrarcı olmak zorundaydın?''  Lachlan'ın da bu evlilikten memnun olmadığını düşünüyordu hatta buna emindi zira ona göre her şey bir inat uğrunaydı. 

Çünkü senden başkasıyla olmazdı demek istedi Lachlan. Ondan başkasını düşünemiyordu. Onu ilk gördüğü andan itibaren zihnini dolduran varlığıyla hayata tutunuyormuş gibi hissediyordu.  Keira ile evlenme düşüncesi şimdiye kadar aldığı kararların en mantıklısıymış gibi gelmişti fakat Keira bu düşüncesini çürütmek için elinden geleni yapıyordu.  ''Bu, o kadar mı kötü?'' diye sordu . '' Benimle evli olmak?''  Lachlan bu kadın tarafından yok yere istenmemesini kabullenemiyordu. 

''Daha kötüsü ne olurdu biliyor musun'?'' Keira Lachlan'a alayla burun kıvırdı. ''Cehenneme gitmek.''

''Sana çok fazla müsamaha göstermeyeceğimi bilsen iyi olur'' dedi Lachlan, artık öfkelenmeye başlıyordu. Başına giren ağrıyı yok saymaya çalıştı. Keira'nın at üstünde yolculuk yapmaktan yorulacağını düşünerek bir at arabası ayarlamıştı ama küçük hanım hiç bir şeyden memnun olmuyordu. Tabi biraz da onunla baş başa konuşabileceği bir ortam yaratmak istemişti  fakat Keira ile mantıklı bir iletişim kurmak her geçen dakika zorlaşıyordu.

''Ne yani şimdiye kadar gösteriyor muydun?'' Keira hayretle açılan ağzına parmaklarını götürürken Lachlan'ın bakışları bu görüntü karşısında kısıldı. ''İnan kötü yanımı görmek istemezsin'' derken onun gül kurusu dudaklarından bakışlarını alamıyordu. Bu haliyle hem sevimli hem de fazlasıyla çekici olmayı nasıl başarıyordu? Lachlan ona kızgın kalamayışını garipserken duygularının bu yönde nasıl değiştiğine anlam veremiyordu.

KALP HIRSIZI (Tamamlandı)Where stories live. Discover now