2: reddedilmiş sevgi

518 69 36
                                    

Odanın içi ışıkla dolunca Heeseung'ın yüzüne dik dik baktım. O da bakışlarımı sorgularcasına kafasını yavaşça yana yatırdı.

"Ne oldu?" dedi.

"Bir garipsin." dedim ama nedenini söylemedim. Sürekli aynı yerde korku içinde yaşamaktan kafayı mı yemişti acaba?

"A, neyim garipmiş Jangmi-ya?" deyip şirin bir şekilde gülümsedi.

Bak işte bu oldukça garip. Biri sana garipsin dediğinde gülümsemezsin, işler böyle yürümez.

"Nasıl desem... fazla yakınsın, çok üzerime düşüyorsun, çok fazla temas ediyorsun." dedim. Temas kelimesini vurgulamıştım çünkü beni en çok huzursuz eden nokta buydu.

Tek kaşını "Ne olmuş yani?" dercesine kaldırdı. Eskiden de samimiydi, aramızda hiç temas yoktu desem yalan olurdu ancak şu anki hareketleri fazlaydı. Arkadaşlık sınırlarını zorlayan cinstendi.

"Seni sevdiğimi biliyorsun, bunu sana uzun zamandır söylüyorum. Sadece sevgimi gösteriyorum, bir şey yaptığım yok." dedi düz bir şekilde. Herhangi yanlış bir hareket yaptığını düşünmediği belliydi.

Onunla dört yıldır arkadaştık ve o bunun son iki yılında benden hoşlandığını ara ara dile getirmişti. Onu her seferinde benden hoşlanmadığına ikna etmiştim, beni kız kardeşi gibi gördüğünü sadece bunu hoşlanmayla karıştırdığını söylemiştim. Her seferinde reddetmiş olsa da en sonunda kabul ediyordu ve biz normal arkadaşlığımıza devam ediyorduk. Ne yazık ki yine aynı şeye başlamıştı ve yine onu ikna etmem gerekiyordu.

Kabul ediyorum, benden hoşlandığı barizdi. Bu kadar ortada olan bir şeyi reddedemem ama bunu istemiyorum. O benim tek arkadaşım ve onu kaybetmek istemiyorum. Eğer öyle bir ilişkiye girersek kötü bitme ihtimali var. İşte o zaman kimsesiz kalırım, bunu kesinlikle istemiyorum. Arkadaşlıktan sevgili olduğunuzda bunun geri dönüşü yok, şanslıysanız ilişkiniz ilerler ve mutlu olursunuz ama aksi takdirde hem sevgilinizden hem de arkadaşınızdan olursunuz, böyle büyük bir riske giremem.

"Hayır, beni kardeşin gibi görüyor-"

"Öyle bir şey yaptığım yok! Seni tüm kalbimle sevdiğime eminim."

İşte yine ısrar ediyor, vazgeç işte! Seninle birlikte olmayacağım. Bu konuyu kapa ve mutlu mesut arkadaş kalalım. Neden zorluyorsun ki?

"Heeseung, beni dinle. Sana bunu kaç defa söyledim-"

"Jangmi."

Sadece adımı söylemek için sözümü kesmişti. Sesi çok acıklı çıkıyordu, sanki sürekli aynı şeyleri yaşamaktan bıkmış gibiydi. Benim de bıktığımdan emin olabilirdi. Benim onu anlamadığımdan yakınıyordu ama o da beni hiç anlamıyordu. Ben sadece biricik arkadaşımı kaybetmek istemiyordum.

"Heeseung, lütfen..."

"Beni aptal yerine koyma."

"Ne?! Hayır, ben-"

"Kardeş nedir biliyorum, seni öyle görmüyorum."

"Arkadaşınım ben senin!"

"Seni sevdiğimi söylüyorum ama yıllardır beni baskılıyorsun!"

İnsanlığın gelmiş geçmiş en korkunç dönemini yaşarken Heeseung'ın yakındığı şey inanılmazdı. Bütün dünyaya dehşet bir kaos hakimdi ama Heeseung'ın tek derdi ben ve bana olan sevgisiydi.

"Dışarıda insanlar ölüyor, korkunç bir salgın var! Belki de insanlığın sonu geliyor ve senin gündemin bu mu?!"

"Benim gündemim her zaman sensin! İnsanlığın sonu geliyorsa gelsin, seninle olduğum sürece sorun yok."

˖If I Can't Have You˖ 𝘧𝘰𝘳 Lee HeeseungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin