özel bölüm 3: az kaldı, meleğim.

225 44 28
                                    

merhaba, meleğim!

nasılsın? ben... bilmiyorum. nasıl olduğumu bilmiyorum.

gidişinin üstünden tamı tamına on iki yıl geçti. zorlu on iki yılın ardından hissediyorum ki çok yakında buluşacağız.

hatırlıyor musun, fazla sigara içmemden dolayı bana kızmıştın. neden kızdığını şimdi anlayabiliyorum. ciğerlerim çökmüş, makine olmadan nefes alamaz hale geldim. ama biliyor musun gram üzülmüyorum.

yanına geleceğim. yanına geleceğim ve çok mutlu olacağız meleğim! sana söz vermiştim ve sözümü tutuyorum, bak!

hastane odalarından nefret etmem için üç sebep var: birincisi, on üç sene önceki psikoloğumun bir kliniği yoktu ve küçük, pis kokan ve bembeyaz odasına sıkışıp kalıyordum. ikincisi, seni beyaz bir hastane odasında kaybettim. üçüncüsü ise şu an küçük beyaz duvarla bakışıyor olmam.

neden hastane duvarları beyazdı ki? bu insanı deli edecek türden bir beyazdı. burada kalmaya başlayalı sadece birkaç hafta olmasına rağmen delireceğimi hissediyordum.

ah, her neyse! sana neler olduğunu anlatmayı unuttum! bencilliğim için üzgünüm...

hyuka evlendi! yeonjun hyungun şirketinde bir süre çalışıp para biriktirdikten sonra kendi bürosunu kurdu. başta asistanı olarak işe aldığı amanda ile evlendi. ilişkileri çok... nasıl desem... sallantılıydı? bir ayrılıp bir barışıyorlardı. hyuka yardım tekliflerimizi asla kabul etmedi fakat sonunda öyle bir baskı yaptık ki kabul etmek zorunda kaldı. eh, bu yardımımız onları evliliğe kadar götürdü ve işte! şu an evli ve mutlular!

küçük beomgyu artık küçük değil... kocaman çocuk oldu ve inanır mısın, senin bir boy küçüğün resmen. on beş yaşında bir çocuk artık ve... bir kız arkadaşa sahip. biliyorum, biliyorum. büyüdüğünü kabullenmek istemiyorsun. biz de istemedik başta. ah, ona tepki göstermedik! hatta destek bile olduk. o kadar sevindi ki anlatamam. onunla gurur duyuyoruz.

yeonjun ve soobin hyung ise oldukça iyiler. biraz yaşlandılar, çöktüler falan ama ikisi de hâlâ taş gibi. yine bu hastane odalarının birine tıkılıp kaldığım için eski yeonjum geri döner gibi oldu ama... bilmiyorum... eskisi gibi üstüme titremiyor artık. yaşlandığı için mi yoksa benim artık bir çocuk olmadığımı anladığı için mi bilmiyorum. ama ona gerçekten minnettarım. bana her zaman destek oldu, yanımda oldu...

ah meleğim! o kadar yorgun hissediyorum ki kendimi kollarında biraz dinlenmeye ihtiyacım var. birkaç saniye de olsa göğsünde nefes almak istiyorum. saçlarımı okşarken gözlerimi kapatıp huzurlu hissetmek istiyorum. iyileştirici öpücüklerine ihtiyacım var.

sana ihtiyacım var.

on iki sene... kolay değildi. hem de hiç kolay değildi. üstesinden geldim, değil mi? benimle gurur duyuyorsun, değil mi? ama yaşlı ve hasta bedenim sensizliğe daha fazla dayanamıyor sanırım. her geçen gün seni istiyorum. sana kavuşmak istiyorum. ve sanırım istediğim oluyor.

yanına geliyorum, meleğim. çok az kaldı. kavuşmamıza çok az kaldı.

seni seviyorum, beomgyu.

altın kadeh çiçeği {taegyu}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin