GİRİŞ

310 40 97
                                    

GİRİŞ

Dakooka, Герой.
The Neighbourhood, Reflections.
Yüzyüzeyken Konuşuruz, Son Seslenişim.

🗝️

Yağmur damlalarının aceleci hareketlerle uzun, geniş camlara çarpıp geri döndüğü yaz gecelerinden biriydi. Yaşına rağmen oldukça genç görünen adam, rugan ayakkabılarının boş ofiste çıkardığı gıcırtılarla birlikte ellerini arkasında birleştirerek ıslak camların önünden karşısındaki şehir manzarasını izledi bir süre. Kafasında kurduğu çeşitli plan ve senaryolar sanki Arap saçına dönmüş gibiydi. Ofisini sadece izlemeye daldığı renkli ışıklı köprü ile turuncu sokak lambaları aydınlatıyordu. Bunun dışında odada rahatsız edici bir sessizlik vardı.

Sessizliği kapıdan gelen bir tıkırtı bozduğunda adam manzaraya son bir kez bakıp başını kapıya çevirdi. "Gel."

İçeriye elinde bir dosyayla giren personel takım elbisesinin düğmelerini çekiştirirken, "Dediğiniz çocukları araştırdık Vefa Bey." dedi. Sesi hem işi gereği sakin hem de profesyoneldi ama sesindeki coşkuyu gizleyemiyordu. "Sizin de söylediğiniz gibi gerçekten özel çocuklar varmış." Vefa Bey mimiklerini oynatmadan adamın dediklerini dinlemeye devam etti. "Fakat hiçbirinin birbirinden haberi yok. Hepsi farklı şehirlerde ve görünüşe bakılırsa güçlerinin olduğunun da farkında değiller."

Kapıyı kapatıp dosyayı Vefa Bey'e uzattı, ellerini önünde birleştirdi. Vefa Bey ifadesiz yüzüyle dosyayı inceledi. Bu sırada adam tekrar konuşmaya başladı.

"Venüs Ağaner." Derin bir nefes aldı. "17 yaşında, İstanbul'da ailesiyle birlikte yaşıyor. Sıradan bir öğrenci, hayatı evle okul arasında gidip geliyor. Okul dışı aktivite yapmıyor, resim çizmek hobisi. Onun dışında pek bir oyunu yok." Vefa Bey beklentiyle ona baktığında, "Suyu kontrol edebiliyor." diye ekledi. "Bileğinde su damlası şeklinde özellikle yaptırılmış gibi duran iz var. Ne işe yaradığını umursamıyor, araştırma gereği duymadı."

Vefa Bey'in yeni planları zihninde şekillenmeye başlarken diğer sayfaya geçti. Sayfanın sağ köşesinde ataşlanmış vesikalık bir fotoğraf vardı. Aynısı Venüs Ağaner ve diğer gençler için de geçerliydi.

"Lamia Esen Jones." dedi bu kez adam. "Yarı İngiliz yarı Türk. Annesi İngiltereli, babası Kayserili. Ailesiyle beraber Londra'da yaşıyor, 18 yaşında. Okul dışında sadece kütüphaneye gidiyor ve toprağı kontrol edebiliyor. Onun ise bileğinde Venüs'teki ize benzer bir iz var. Tek fark Lamia'daki iz yaşam ağacı şeklinde."

Vefa Bey gözleriyle dosyada yazan yazılara göz gezdirdi, sayfayı çevirdi, adam da onunla eş zamanlı olarak soluklanmaya fırsat bulamadan diğer genci anlatmaya başladı.

"Pars Baykal." dediğinde ciğerlerini birkaç saniyelik oksijenle doldurdu. "18 yaşında, liseyi yatılı olarak Denizli'de okuyor. Ancak ailesi Aydın'da." Vefa Bey vesikalıktaki çocuğu inceledi. Griyi andıran mavi gözleri, kıvırcık saçları vardı. Keskin çene hatları ona sert bir görünüm kazandırıyordu. "Onun da kızlar gibi hareketli bir hayatı yok, her ayın 26'sında halı sahaya gidiyor." Bu çocukta onu çeken bir şey vardı. Ne olduğunu Vefa Bey de çözemedi ama diğer çocuklardan farklı hissettirdiğine adı kadar emindi. "Ve kontrol edebildiği element; ateş. Bileğinde kıvılcım şeklinde iz var."

Adam bu kez Vefa Bey'in sayfayı çevirmesini beklemeden, "Karmen Akdeniz." diye konuştuğunda Vefa Bey kendine gelip adamın bahsettiği gencin sayfasını açtı. "18 yaşında. Ailesiyle birlikte Trabzon'da yaşıyor. Çok hareketli bir çocuk, aksiyona bayılır." Adam kendi kendine güldü. "Sanırım bu olayı en çok sevecek olan Karmen." deyince adam, Vefa Bey'in de yüzünde ufak bir gülümseme peyda oldu. "Havayı kontrol edebiliyor, bileğinde bulut var."

Vefa Bey iç çekip zihninde dolaşan soru işaretlerini durdurdu, üzerindeki ceketin izin verdiği kadarıyla kollarını kaldırdı ve ellerini ensesinde birleştirirken tekrar manzarayı izlemeye başladı. Bu çocuklar kesinlikle özel çocuklardı. Hangi genç element kontrol edebilirdi ki? Kesinlikle onları eğitmeliydi. Elbet bir gün bunu öğrenecek ve gençlerin peşine düşecek birileri olacaktı. Belki o gün geldiğinde Vefa Bey olmayacaktı ama en azından gözü arkada kalmayacaktı. Birbirlerine sahip çıkan, kendilerini koruyabilen gençler bırakacaktı.

"Bu çocuklar gökyüzünü kontrol edebiliyor. Gökyüzü kirlenene kadar elementler zarar görmemeli." dedi, daha çok kendi kendine konuşur gibiydi. "Elementler zarar görürse gökyüzü kontrolden çıkmış demektir."

🗝️

Defaten; ansızın.

DEFATENWhere stories live. Discover now