-1-

70 5 20
                                    


                             1. Bölüm
                Karanlığın Fısıltısı

  
Ruhu zakkum çiçeğinin ruhuyla bağlanmış kayıp bedenin hikayesi...

                        
                       ~ Balmorhea - Remembrance

GÜNÜMÜZ

   Ciğerlerimize çektiğimiz derin bir nefes yahut yüzümüze kondurduğumuz masum bir tebessüm. Bir çocuğun kahkahaları, hatta yorgun bir kadının masum gözyaşları...

     Buram buram hayat kokuyordu, acı kokuyordu. Burnumuza dolan keskin koku her bir zerremizde duyuluyordu. Ruhumuzun koruma kalkanı bedenimiz en ağır darbeleri alıyordu. Kendisi yara alıyor,  üstüne bir de ruhumuzu korumaktan aciz kalıyordu. Bazen en derin nefeslerimiz boğazımıza yumru oluyor bazen gözyaşlarının acımasız gardiyanları oluyordu. Hayata karşı her dik duruşumuzda omuzlarımıza ağır birer yara alıyor, kan revan içinde kalmış ayak tabanlarımız keskin bıçak üstünde acı acı bağırıyordu. Gözyaşları akmak istiyor ama hayat önüne en acımasız setleri çekiyordu.

Gözyaşları...

  Gözyaşları öylesine masumdular ki...İnsanın acısıyla karanlığa büründüler. İnsan teninde pisliğe bulandılar, bir de acımasızca itilip kakıldılar. Yaş aldıkça acımasızlığı öğrendiler insandan. Hayatta kalmayı amaç edindiler. Nefes almak için can almak zorunda bırakıldılar...

  İnsanlar birbirini görünmezce katlederken yalnızca susan insanlar vardı şu yaşam adını verdiğimiz acımasız çukurda. Adaletsizliğe, kana susamış insanlara haddini bildirmekten aciz insanlar. Bir nefes daha alabilmek uğruna başkasının nefesinin kesilişine sessiz kalan insanlar...

"Gereği düşünüldü." duyduğum sesle yavaşça kafamı kaldırdım. Buz tutmuş ellerime geçirdiğim tırnaklarım zerre acı vermiyor, ruhsuzluğumu yüzüme fısıldıyordu. Kesik bir soluk çektim renksiz dudaklarım arasından. Sarsakça doğruldum güçsüz bacaklarım üzerinde.

"Sanık Eftelya Sak'ın, Türk Ceza Kanunu'nun 81. maddesinin 3. bendi ve yine Türk Ceza Kanunu'nun 81. maddesinin 3. fıkrasında belirtilen neticesi sebebiyle kasten adam öldürme suçu delillerle sabit olduğundan 18 yıldan 24 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasına karar verilmiştir!"

23 Ekim 2017

   Kalın tabanlı botlarımla acımasızca yerdeki yağmur suyu birikintilerini eziyordum. Başıma geçirdiğim siyah kapüşonlu yüzümün yarısını kapatacak kadar önüme düşmüş, her daim kulaklarımda bulunan kulaklıklarımdan hafif bir melodi çalınıyordu kulaklarıma. Yağmur altında, sakin soluklarım eşliğinde yavaş adımlar atıyordum. Giydiğim kısa okul eteğinin açıkta bıraktığı bacaklarımı siyah kalın muz çorapla kapatmıştım. Hava soğuktu ve bu aptal eteği giymek zorunda bırakılmak canımı sıkıyordu. Yerdeki baygın bakışlarımı yavaşça minik yağmur damlalarının özgürlük kapısı olan bulutlara çevirdim. Yüzüme buruk bir tebessüm kondururken durdurduğum adımlarımla derin bir nefes çektim ciğerlerimin en derinine.

    Bir müddet yağmurun yüzümde bıraktığı tuhaf hisleri anımsadıktan sonra adımlarıma kaldığım yerden devam ettim. Her bir adımda ruhuma damlayan yağmur damlalarıyla feraha ulaşırken incinmiş tebessümler beliriyordu dudaklarımda. Zayıflamış bedenim her bir yağmur damlasında soğuktan titresede ruhum yağmurun nazik cömertliği karşısında hoşnut bir şekilde nazlanıyordu. Yerdeki yapraklar rüzgarın eşliğinde ahenkle dans ederken su birikintilerinden kaçıyorlardı. Hemen yanlarındaki koskoca denizden bihaberlerdi...

ALBAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin