chapter 12.

311 21 40
                                    

Media: Suna Rintarou

2 ay sonra

-Saori Kita-

Olanlardan 2 ay geçmişti. Suguru ve Vinny ile konuşup hall etmiştik ve konu kapanmıştı. Vinny kendisine normal bir kafede part time işi bulmuştu ve Suguru ile aralarını düzeltmiştim. Yarın yaz tatili başlıyordu resmen. Ve bize bir teklif gelmişti Tokyodan. Yaz kampında bir voleybol antremanı. Bu yüzden eşyalarımı topluyordum. Toplamayı bitirip aşağı inince kapı çaldı. Açtığımda karşımda bizim takım vardı. Evet kimse gecikmesin diye Shin onları bu gece bizimle kalmaya ikna etti. ''Merhaba Saori-chan!'' dedi Atsumu hevesle ''merhaba çocuklar içeri geçin'' dedim gülümserken. En sonda Suna girmişti. Girerken de yanağımdan makas almayı ihmal etmedi. Onunla bu 2 ayda çok yakınlaşmıştık. Flörtümsü birşeydik sanki¿ eşyalarını bıraktıktan sonra koltuk ve kanepeye yayılmışlardı. Shin de gelmişti. ''Birşeyler içer misiniz? Meyve suyuna ne dersiniz?'' diye sordu Shin ''iyi olurdu buraya gelene kadar kavrulduk resmen'' dedi Osamu. ''Heyecanlı mısınız?'' diye sordu Ginjima ''yaz kampına ilk gidişim oluyor baya heyecanlıyım!'' dedi Akagi ''ben Tokyoda ulusal gençlik kampında olmuştum. Baya iyi ama bu seferki farklı sanırım'' dedi Atsumu ''ya sen Saori?'' diye sordu Aran ''Tokyo'ya uğramayalı çok oldu. İyi bir deneyim olacak benim için. Sizinle yolculuğa çıkmak'' dedim tebessüm ederken ''demek yol adamısın bunu sevdim!'' dedi Atsumu ''hayır tüm yol uyuyacak'' dedi Shin meyve sularını getirirken ''spoiler verme Shin-chan'' dedim kıkırdarken.

Neredeyse akşam olmuştu. Yemek sonrası yine herkes kendi yerinde oturmuştu. Ben de yerde oturmuş oje sürüyordum. ''Bana da sürsene'' dedi bir el görüş alanıma girerken. Başımı kaldırdığımda Osamu'nun güzel yüzü ile karşılaşmıştım ''tabii'' dedim ''Ben de istiyorum!'' dedi Atsumu yanıma geçerken. Suna da sessizce gelip karşımda oturup elini uzattı. ''Pekala sıralama yapalım Osamu Atsumu Suna. Başka isteyen var mı?'' diye sordum gülerken ''biz böyle iyiyiz'' dedi Omimi. Siyah ojeyi dikkatlice Osamu'nun tırnaklarına sürdüm. ''İyi görünüyor. Şimdi hiç bir şeye dokunma ve kurumasını bekle'' dedim Atsumu karşıma geçerken. Ona da aynısını yapmıştım. Şimdi sıra Suna'daydı. Gelip karşımda otururken elini bana uzattı. Diğerleri elini sephaya koyarken o uzatmıştı. Yüzümdeki tebessümü saklamaya çalıştım. Sol elimle elinden tutarken sağ elimle ojeyi sürmeye başladım. Dikkatlice bana bakıyordu. Bakışlarımı ellerinden gözlerine çevirdim. Yeşilimsi gözleri çok güzeldi. Tilki gözlü çocuk. Bir kaç saniye bir birimize baktık. Bunu bölen Tsumu ve Samu'nun kavgası oldu. Ve sonuç ikisinin de ojesi silindi. ''Yine sürsene'' dedi Atsumu karşımda dikilirken ''hayır'' dedim ve ayağa kalktım. ''Lütfen lütfen lütfen!'' dedi ayağıma sarılırken. ''Hayır'' dedim ve onu da sürükleyerek merdivenlere doğru gitmeye başladım ''73 kiloluk adamı nasıl sürüklüyor öyle'' dediğini duydum Akagi'nin. ''Bırakmanı tavsiye ederim merdivenlerde canın yanacak'' dedim ''benle birlikte çıkamazsın kii'' dedi daha sıkı sarılırken. Nefesimi verip ilk basamağa bastım. Sonuç olarak çenesini vurmuş ve ayağımı bırakmıştı.

Ojeyi odama bırakıp telefonumu aldım. Sonra ise aşağı indim. Tsumu hala yerde yatıyordu. ''Oi kalk hadi'' dedim onu dürterken. Geçip yanlarında oturdum. ''Hangi takımlar olacak biliyor muyuz?'' diye sordum Shin'e ''Çoğunluluk Miyagi bölgesi ve Tokyo'ya verilmiş. Miyagi bölgesinden Karasuno Seijoh Shiratorizawa. Tokyo'dan Nekoma Fukrodani takımları var'' dedi ''Fukrodani mi?'' diye sordum. Bir arkadaşım orada okuyor olmalıydı ''Evet Fukrodani Akademisi'' dedi tekrar ederken. Hm. Acaba hala orada mı?

Ertesi sabah

Alarmın çalmasıyla zorla gözlerimi açtım. Akşam erkenden uyusak bile uyanmakta zorluk çekiyordum. Esneyerek oturur pozisyona geldim. Yerimden kalkıp aşağı indim. Hepsinin alarmı çalıyordu ama kıpırdamıyorlardı bile. Shin kahvaltı hazırlamaya başlamıştı ''uyandır onları'' ''büyük zevkle'' dedim sırıtırken. Hava daha aydınlanmamıştı bu yüzden ışıkların hepsini yaktım ''uyanın prensesler yoksa geç kalacağız!'' dedim bağırırken. Işığın yanması ve sesimin etkisiyle hepsi aniden uyanmıştı. Suna dışında. Ölüm uykusu mu bu ne? ''Saori-chan çok acımasızsın'' dedi Tsumu ağlamaklı şekilde. Gelip Suna'nın başında dikildim ''Oi uyanma vakti'' dedim onu dürterken. Kıpırdansa da uyanmadı. Çömeldim. İşaret parmağımla alnından ittirmeye başladım ''oi uyan artık sana diyorum'' dedim ''ne var'' dedi gözlerini açmasa da ''uyku vakti bitti. Kalk ve parla prenses'' dedim flash ışığını yüzüne tutarken. Aniden gözlerini açıp kalkmıştı ''korkunç'' dediğini duydum Ginjima'nın. Uyandığından emin olduktan sonra odama çıkıp üstümü değiştirdim. Krem rengi geniş diz üstü şort ve açık yeşil renk oversize tişört giyindim. Tişörtü şortun içine soktum. Böylesi daha iyi. Saçlarımı tarayıp yarısını topladım. Beyaz çoraplarımı ve beyaz spor ayakkabılarını da giyindim. Dizimi sardım. İzlerin görünmesini istemiyordum. Ama bu sıcakta pantalon da giyinmeyecektim. Çantamı son kez kontrol ettim. Herşey yerindeydi. Alıp aşağı indim. Çocuklar kahvaltı yapıyordu ''çok hoş olmuşsun Saori'' dedi Osamu ''teşekkürler Samu'' dedim tebessüm ederken. Geçip Shin'in yanında oturdum.

Hep birlikte kahvaltımızı yaptıktan sonra son kez eşyalarımızı kontrol ettik. Sonraysa okula gittik. Otobüs bizi oradan alacaktı. Tam tamına 6 saatlik yoldu. Okul bahçesinde gezerken telefonum titredi.

rin.
-kiminle oturacaksın?

saokita.
-Shin'le büyük olasılıkla

rin.
-benimle oturma olasılığın kaç? :)

Yüzümdeki saçma gülümsemeyi zar zor sildim. Ama yine oluşmuştu.

saokita.
-seninle oturmamı mı istiyorsun Rin-chan? ^-^

-Suna Rintarou-

Gördüğüm mesajla hafif kızarmıştım. ''Yo! SunaRin neye kızardın öyle sen?'' dedi Atsumu yanıma gelirken. ''Senden birşey isteyeceğim'' dedim ona dönerken ''bir dakika doğru mu duydum?'' ''Dediğimi yaparsan 5 ifşanı silerim'' ''hayati bir göreve benziyor. Ben varım. Ne istiyorsun?'' ''Kita-san'la otur böylece ben Saori ile otura bilirim'' ''iyi de bunu nasıl yaparım ki!'' ''Düşün birşeyler artık'' dedim mesaja geri dönerken.

rin.
-sana uyarsa tabii :3

saokita.
-olurr.

Otobüs gelmişti. Atsumu'ya küçük bir bakış attınca Kita-san'ın yanına gitti ''Kita-san seninle otura bilir miyim? Matematikle ilgili bir kaç şey öğretmeni isteyeceğim'' dedi. Dostum nasıl bir yalan o öyle. ''Tabii. Saori ben Atsumu ile oturmalıyım. Sen istediğin yerde otur tamam mı?'' diye sordu ona ''nasıl istersen Shin-chan'' dedi tebessüm ederken. Sonra yanıma geldi ''pencere kenarı benim bil isterim'' ''nasıl istersen prenses'' dedim onun duya bileceği şekilde. Eşyalarımızı yerleştirdikten sonra yerlerimizi almıştık. Saori pencere kenarında oturdu ben de yanında. Oturduğumuz gibi de kulaklığını çıkardı ''ister misin?'' diye sordu tekini bana uzatırken. Aklıma gelen hatırayla gülümsedim

Görüş alanıma kulaklık girmesi ile ona döndüm ''mhm?'' ''Dinlemek ister misin? Sıkılmış görünüyorsun'' dedi. İçten içe çok mutlu olsam da omuz silkip kulaklığı takmıştım. Şarkı The Neighbourhood'dan Flawless'ti. Harika bir parçaydı. İstemesem de gülümsemiştim. ''Demek the nbhd dinliyorsun. Zevkin güzelmiş''

Kulaklğı taktım. Telefonunu karıştırmaya başladı. Bir sürü playlist vardı ''bunların hepsini sen mi yaptın?'' diye sordum ''evet. Her mood'uma göre yaparım'' ''üşenmiyor musun? Fazla zahmetli'' ''sana da yaparım'' dedi bana bakıp gülümserken. O an garip bir hiss bedenimi ele geçirdi. Dalga gibi yüzüme çarpmıştı. Kalbim hızlı hızlı atmaya başlamış. Gözlerim hafif genişlenmişti. O kessinlikle benim sevgilim olmalıydı. Hayatımda daha fazla yer tutmalı. Onu daha da yakınıma istiyorum.

''yaparsan sevinirim'' dedim sadece.

🔸️Diğerlerini görme zamanı geldi! Favori takımlarım ve favori karakterlerimin Saori ile ilişkisini yazmak için sabırsızlanyorum!

Umarım hoşunuza gitmiştir. Bol bol yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın! Sevgiyle kalın<3

Other Kita | Suna RintarouWhere stories live. Discover now