4

545 96 31
                                    

-

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

-

Min Yoongi, Park Jimin'in kayıtsızlığını aklından bir türlü çıkaramıyordu.

Gözlerinde delice bir ateşe sahip olan bu genç adam, kendi yapmadığının bilincindeydi. İnsanların onun hakkındaki düşüncelerini umursamıyor gibi duruyordu. Elbette, bu bir aldatmaca olabilirdi. Masum görünümünün altında gizli şeytan izleri olduğunu da akıldan çıkarmamak gerekiyordu. Elindeki dosyada yazılanları incelerken tek kanıt olarak ekmek bıçağındaki Park Jimin'e ait parmak izleriydi. İnsanlar onun bunu yapmayacağı yönünde ifade vermiş olsalar da Yargıç, resmi bir delili göz ardı edemezdi. Katil, eğer Park Jimin değilse, parmak izini nasıl gizleyebilmişti?

Kapısı tıklatıldığında aklı düşüncelerle doluydu, Park Jimin'i aklamak ya da kesin bir cezaya tabii tutmak için daha sıkı, içini tatmin edecek deliller bulmak istiyordu. Derin bir nefes alarak verdi, kapıdaki kişiye içeri girmesini söyledi. Yeosang elinde birkaç dosya ile odaya adımladı, mavi kalın dosyaları masanın üzerine koydu. "Bay Park'ın avukatı geldi, ne zaman görüşmek istersiniz?" diye sordu, Yargıç ona baktı ve birkaç dakika sonra içeri almasını söyledi. Yoon Seokhyuk'un iş yaptığı şirketlerin ve onların sahipleri hakkında genel bilgilerin olduğu dosyayı açtı. Karanlık insanların, paravan şirket kurarak iş dünyasına atılmış oldukları bilinen gerçeklerdi. Onlardan birinin kuyruğuna basmış olabilirdi. Temkinli insanlardı, iştrn sıyrılmanın bir yolunu bulacak kabileyetlere sahiptiler.

Sessizlik kapının vurulmasıyla bozuldu, uzun boylu,  gri takım elbise içindeki bir adam odaya girdi. Uzun siyah saçlarını kulaklarının arkasına atmıştı. "Merhaba, Sayın Yargıç. Ben Kim Seokjin, Park Jimin'in avukatıyım." Yargıç Min Yoongi onun elini sıktı, oturması için masanın önündeki koltukları işaret etti. "Hoş geldiniz Bay Kim, görüşme talebime cevap verdiğiniz için teşekkür ederim." dedi, Kim Seokjin dudaklarını birbirine bastırarak başını hafif bir şekilde salladı. "Bay Min, öncelikli olarak delilleri ve tanıkların sözlerini tarafsız dinleyeceğinize inanmak istiyorum. Bay Park, cinayetin işlendiği saatlerde arkadaşlarıyla birlikte, Jung Hoseok'un evindeydiler. Eski Yargıç Kim, arkadaşları olduğu için müvekkilim Park Jimin'i koruduklarını iddia ederek onların tanıklıklarını geçerli bulmadı." Kim Seokjin'in sözleri karşısında ne diyeceğini bilemedi bir an, "Tanıklık düşürülmesi için geçerli bir sebep değil." diyebildi sadece, Min Yoongi arkasına yaslanarak adamın yüzüne baktı.

Parçalar birleştirildiğinde Park Jimin arkadaşları ile olan buluşmasından eve gelmiş, Yook Seokhyuk'u salonunda ölü bulmuştu. "Park Jimin evde yoksa, nasıl girebilmiş?" diye sordu avukata, "Bunu biz de bilmiyoruz. Kapıda bir zorlanma yok. Anahtar sadece Park Jimin'de var. Pencereden girme ihtimalini düşündük ama Yook Seokhyuk gibi biri kapıyı kırar, yine de pencereyi kullanmaz." Yargıç Min ellerini masanın üzerine koydu, derin birkaç nefes alıp verdi. "Bay Kim, tüm oklar müvekkilinizi gösterirken, onun suçsuz olduğuna nasıl emin olabiliyorsunuz?" diye sordu, Kim Seokin gözlerini Yargıç'ın gözlerine dikti. "Park Jimin'i çocukluğundan beri tanırım. Babam kasabanın şerifi. Beş yaşındayken sokakta bulduğu parayı getirir, bırakırdı karakola. Onunla büyüdüm, babalarımız yakın arkadaştı. Beni anlayabilir misiniz Sayın Yargıç, bilmiyorum ama Park Jimin eğer bu cinayeti gerçekleştirmiş olsaydı, bunu gururla söylerdi. O adamın kendisine yaptıklarının bir gurur nişanesi olarak taşırdı." Kim Seokjin'in sözlerini düşündü bir süre.

"Park Jimin cinayeti kimin yaptığını biliyor."

Yargıç Min'in sözleri avukatın ona gözlerini açarak bakmasına sebep oldu, "Ne saçmalıyorsunuz?" diye sordu elinde olmadan, bir Yargıç'a karşı söylenemeyecek bir söz olsa da Min Yoongi aldırmadı. "Onunla konuştum. Bu konuda çok kayıtsız. Gözlerine baktığında görebiliyorsunuz. Kendinin yapmadığından çok emin çünkü kimin yaptığını biliyor. Yalan söylemiyor ama gerçeği de dile getirmiyor. Bir cinayetle suçlanan insan, eğer suçsuz ise, bu sakinliğe sahip olabilir mi Sayın Avukat?" Kim Seokjin sözlerin tesiri etkisinde ona bakmaya devam ediyordu. Min Yoongi istediği etkiyi avukatın üzerinde yaratmış görünüyordu. Bu düşünce cezaevi müdürünün odasından çıktığından beri aklını kurcalıyordu. Kendisi suçsuz bir mahkum için kurtuluştu. Kasabada yeniydi, tarafsız gözüyle bakabilirdi, kimseyi tanımıyordu. Kasaba tarafından sevilen ve suçsuz olduğu düşünülen bir mahkum için kendi suçsuzluğunu ispatlamak kolaydı.

Park Jimin cinayeti işlemişti ya da işleyen kişiyi biliyordu, aklına ikisi dışında hiçbir seçenek gelmiyordu.

"Park Jimin'in Yook Seokhyuk konusunda mağdur taraf olduğunu dile getirdiniz, örnek verebilir misiniz?"

Min Yoongi'nin duymak istediği yakılan kitapçı ya da basit kardeş kavgaları değildi. Park Jimin kendi yapmış olsun ya da olmasın, o kişinin şu an hayatta olmamasından memnundu. İnsanların anlattığı kişiliği göz önüne alındığında Yook Seokhyuk'un yaptıkları basit değildi. Park Jimin'in damarına basacak şeyler yapmıştı. Kim Seokjin sessizliğini koruyordu, Yargıç'a bakmayı kesmiş, önündeki minik sehpaya çevirmişti gözlerini. Onun bir şeyler bildiğini anlamak için kahin olmaya gerek yoktu. "Konuşacak mısınız, Bay Kim?" diye sordu, avukat onların özel hayatı olduğuna dair bir şeyler mırıldandı. "Özel hayat? Bay Kim, taraflardan biri öldü ve diğeri de bu ölümün sorumlusu olarak gösteriliyor. Bana müvekkilinizin suçsuzluğunu kanıtlamak istemiyor musunuz?" diye sordu Yargıç, avukatın sıcakladığını ve yanaklarının renk değiştirdiğini görebiliyordu.

Kim Seokjin'in bu konuda bir bilgisi olmadığına emindi ama aklına sokmuştu, Park Jimin ile yapacağı ilk görüşmede onunla bu konuyu konuşacaktı ve belki de alabildiği bilgileri ona söylemekten kaçınmayacaktı. Onun kurtulmasını istiyorsa, bunu yapmalıydı. "Emin olduğum konular değil ama duyduğum şeyler, yapılan imalar doğrultusunda aralarındaki sorunların daha derin olduğunu biliyorum. Cinsel tacize varan olaylar." Min Yoongi'nin alnı derin çizgilerle doldu, gözleri avukatın üzerine dikilmişti. Parmakları arasındaki kalemi sıkıyordu. "Emin misiniz?" diye sordu, "Hayır ama yapılan imalar bu yönde. Yook Seokhyuk'un ona yaklaşmasından bile haz etmezdi, Seokhyuk her zaman ona dokunmakla ilgili şakalar yaptığında Jimin donup kalırdı. Anlam veremezdim, tuhaf bulurdum. Ben bir kasabada büyüdüm, Bay Min. Üniversite okumak için şehre gidene kadar kapalı bir kutunun içindeydim ama Park Jimin'in o şakalar yapılırken olan ifadesini anlayabilecek kadar da tecrübeler edindim meslek hayatımda." Min Yoongi dilini kurumuş dudaklarında gezdirdi, boğazı yanıyordu. Telefonun ahizesini kaldırarak Yeosang'tan ikisi için acı kahve getirmesini istedi.

Mesleğe başladı andan beri Min Yoongi'yi karmaşaya ve gerginliğe sürükleyen en büyük sebeplerden biri cinsel taciz davalarıydı. Çocuklara, köpeklere, kadınlara yapılan, yetişkin erkeklere şaka yoluyla yapılan ve bazen insanların bile fark etmediği bu tacizler karşısında nutku tutulurdu. Yakın çevreden gelen, bazen kişinin bile farkında olmadığı bu tacizlerin cezalarını verirken önce vicdanını koyardı ortaya. Mesleği için geride bırakmak zorunda kaldığı bu olgu, konu bu olduğunda en œnde dururdu. Mağduru düşünür, kendini onun ya da ailesinden birinin yerine koyar.   Bazen gözleri dolardı. Karar vermek netleşirdi. Yargıçların bazılarï verilen cezaları çok bulurdu ama kimse ona ses edemezdi, hepsi de bilirdi durumun normal bir dava olmadığını. "Bana verdiğiniz bu bilgi..." diye başladı söze, bilgi demek bile fazla kalırdı, kırıntılardan ibaretti. "Müvekkilinizin aleyhine olabilir. O gün benzer bir saldırı sonucu da cinayet işlenmiş olabilir." dedi, Kim Seokjin'in yutkunduğunu gördü.

"Söylediğim gibi Sayın Yargıç, Park Jimin bu cinayeti işlemiş olsaydı söylemekten çekinmezdi."

-

merhabalar,
bu hikayemi okuyan var mı, emin değilim ama yeni bölüm geldi.

mir.

when the magnolia blooms' yoonminWhere stories live. Discover now