karanlıkta dans eden kız (❗)

57 8 31
                                    

Chase Atlantic/ Dancer in Dark
Demi Lovato/ Cool For The Summer
Pink Floyd/ Have a Cigar

~

Boynumdaki hafif sızlamayla uyanmıştım. Büyük ihtimalle uyuya kaldığımda Jeno beni yatırıp üstümü örtmüştü. Kafamı kaldırıp baktığımda tekli koltukta iki büklüm uyuyordu. Üstümde battaniyeyi kaldırıp onun üstüne örtüp saçlarını ve yanağını okşayarak ayrıldım yanından. Paketlenmiş granül kahvelerden iki paket aldım ve 7/24 kaynayan ısıtıcımızdan su koyduğum bardağa döktüm. Ses bombasından Pink Floyd'un Have a Cigar şarkısını açıp perdeleri ve camları açmıştım. Sonunda, temiz hava ve güneş.

Cama dönük elimde kupamla sigaramı içerken belime sarılıp kendine bastıran kollarla duraksadım. "Günaydın güzelim." demişti sakin sesiyle. "Günaydıın." diyip kafamı sağıma çevirdiğimde bana baktığı için hemen önümde duran dudaklarını öpmüştüm. Bir süre bakışmıştık. Yayılan Molly kokusunu alabiliyordum. Elleri belimi tutarken baş parmakları bel çizgimi okşuyor, yavaş yavaş aşağı iniyordu. Boynuma öpücükler kondurmaya başlamıştı. Kahve bardağımı tezgaya koyup sigaramı söndürdüm ve arkamı dönüp ellerimi ensesine yerleştirdim. Öpüşmemiz sertleşmeye başlamıştı ki kapının açılmasıyla içeriye dört kişi girmişti.

"Anca yiyişin zaten." diye bağrınıp kafama elinde buruşturduğu gazeteyi fırlattı Jaehyun. "Boş konuşma manitanla buluşmak için bizi eken sen değilmiş gibi." diyerek çirkef bi ses tonunda dalga geçmiştim. "Sus. Sözler ne durumda." diyip sırılmıştı. "Bitti sayılır. Beş tanesini son haline getirdim, iki tanesi taslak halinde."

"Güzel."

"Dün gece burda kaldığımız için biraz laf soktu mekanın sahibi, ne kadar erken çıkarsak iyidir." diyip ortamı ciddileştirmişti Mark. "Bu gece kimde patlıyoruz wuhuuuu!" diyerek kendini koltuktan fırlatırcasına kalkmıştı Donghyuck. "Bu gece patlamak yok Hyuck. Çalış sonra uyu." kafasına vurarak eğlenmişti Jaehyun. "Hyung bazen çok sinir bozucu oluyorsun biliyon mu?"
"Hm hm Hyuck" diyerek onu takmamış ve elinde telefonuyla dışarı çıkmak için kapıya yönelmişti Jae. Çıkarken 'gel' anlamında kafa hareketi yapmıştı.

Ondan iki dakika sonra çıkıp yanına gitmiştim. Arka kapının hemen dibinde bir dizini duvara yaslamış şekilde telefonuna bakıyordu. Kolumu omzuna atıp yanağına burnumu değdirmiştim. "Sadede gelelim Tsuki; Jeno'yla aranız eskisi gibi değil. Elli metre öteden anlaşılıyor, normal sevgililerden aldığım enerjiyi sizden alamıyorum artık..." Jaehyun'u dinlerken kafam önüme düşmüştü ve ellerimle oynamaya başlamıştım. "...hiç onunla konuşmayı denedin mi?" diye sorduğunda dolu gözlerimi kaldırıp cevap verdim: "Denemez olur muyum sence..." diyip dolu gözlerle burnumu çekerek gülmüştüm.

"Soğuk davranmaya başladığı için kendimden şüphe ediyorum ve sürekli soruyorum ama hep aynı cevap: Ben iyiyim, sorun yok. Ben de yokmuş gibi davranıyorum ama var biliyorum. Sorun bende gibi hissedip daha kötü oluyorum artı ailem artı maddi sıkıntılar vesaire derken dertlerimle sıkıyorum sanırım onu." Oflayarak bitirmiştim cümlelerimi. Uzun boyuyla beni abi edasıyla göğsüne bastırmıştı Jaehyun. "Ha bi de şu eski sevgilisi var. Nerde sahneye çıksak kız orda, bana pis pis bakıyor hep. Jeno'yla tekrar birlikte olmak için elinden geleni yapıyor resmen. Delirdim ya!" son dediklerimle gülüp "Ya o kız maksimum açlık seviyesinde zargana değil mi, teklersin onu." demişti. Birbirimize güldük, içerdekileri arayıp hazırlanıp çıkmalarını söyledik.

Herkes arabaya sıkış tepiş binmişti. Sahilde içip hep birlikte takıldıktan sonra evlere gitmek üzere tekrar arabaya geçmiştik....

...

Biraz Jeno'yla vakit geçirmek istediğim için Jeno'nun evinde inmiştim. Anahtarını çıkarıp kapıyı açtığında Jeno salona yönelirken siyah atletinin üstüne giydiği siyah gömleğinin yakasından tutup kendime çektim. Burun buruna haldeyken birbirimizin gözlerinin içine bakıyorduk. zehirli sular, gittikçe dibe çeken bataklık kahverengisi. Bir süre gözlerimizin konuşmasına izin verdik. "Ne hissettiğimi bilmiyorum, aşık olmaktan korkuyorum ama aslında aşığım sana" der gibi bakıyordu gözlerime. Ardından dudaklarıma kaydı bakışları. Yavaşça birleştirmiştik dudaklarımızı.

Bir süredir hiç birlikte vakit geçirmiyorduk ve vücutlarımız da birbirini delicesine özlemişti. Elleri belimi daha sıkı tutuyor, bel çukurumu yukarı aşağı geziyordu. Ellerimi kasıklarına koyup karın kaslarına doğru çıkarmaya başladığımda daha da sert öpüşmeye başlamıştık. Alt dudağıma zaafım olduğunu biliyordu. Benim hırçınlaşarak onu duvara vurmam ve gömleğini çıkarıp boynuna yönelmemle aramızda bir baskınlık savaşı başlamıştı. Ellerini belimden kalçama indirip beni kucağına aldığında kafamı geriye atıp boynumla ilgilenmesi için açığa çıkardım. Boynuma art arda sert öpücükler bırakarak göğüslerime yönelmişti. Nefes alabilmek için birkaç saniyelik dudaklarını tenimden çekip alın alına geldiğimizde nefes nefese 'karanlıkta dans eden güzel kızım geri gelmiş'. diyip ağzının kenarıyla güldü. Bunun muhabbeti ilk tanıştığımız güne dayanıyordu.

Tekrar dudaklarına gömülüp kendimi ona bastırmıştım. Hafifçe inlediğinde bu sefer dudağını ısırmıştım. Odasına doğru ilerleyip beni duvara vurmuştu. Ağzına doğru inleyip dilimi çıkardım. Beni indirip üstümdeki bluzu yırmış ve tekrar vücudumu öpmeye başlamıştı. Aynı şekilde üstündeki siyah atleti çıkarıp kenara fırlatmıştım ben de. Aradaki birkaç saniyeden yararlanıp boynumdan tutarak yatağa fırlatmıştı beni be üstüme çıkıp kulağıma şunları fısıldadı: "Karanlıkta dans et bakalım."

___________

11.04.2022

çok heyecanlı ve üzücü olacal lolll peçetelerinizi hazırlayın çünkü öyle yani. hayatımda hersey bok yoluna giderken ilham alıp yazfığm bi fic yani hayatım nası giderse fic öyle gitcek.

LUTFEN YORUM YAPIN BI DE AGLYOM.

öptüm hurmalarım bay bayy<33

___________

doraeriyaki°

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 02, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Into It  |  Lee JenoWhere stories live. Discover now