2.5

142 14 73
                                    

[Birbirimizi bulduk ve seni yıkık bir yerden kurtardım

Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.

[Birbirimizi bulduk ve seni yıkık bir yerden kurtardım.]

24.03.2023
Kim Jennie,

Bir kışı daha geride bırakmıştık ve soğuk geçen üç ayın ardından en sıcak günü geçiriyorduk bugün. Baharın gelişi çoktan kendini belli etmişken şimdi bu rengarenk günü izleyebileceğim en güzel yerdeydim. Ağaçlar hafiften yeşillenmeye başlamış kuşlar buralara göç etmeye başladığını cıvıldayarak belli ediyordu. Gökyüzüne baktığımda bana bir resim çizmemi istiyor gibi bakıyordu bulutlar. Gülümsemeden edemedim gökyüzüne bakarken, mütehassis bir hale bürünmüş olmam yüzümdeki memnunluğu daha da anlamlı kılmış olmalıydı. Rıhtımda gezinen kelebekler hiçbir gerçeğin beni incitmesine izin vermiyordu. Bir yerde okumuştum,"Dünyaya mutlu olmaya gelmediğini kabul ettiğinde mutlu olmaya başlıyorsun." bu söz geçmişin de geleceğin de askısına takılmamamı, anı olabildiğince güzel geçirebileceğimi fark ettirmişti. Biz mutlu olmak için savaş verenlerdendik ancak bu yol bize hayatın türlü türlü oyunlarını göstermekten çekinmemişti. Mutlu olacaktık evet, ancak acıyı kabullenip üzerine bir örtü sererek piknik yapmaya başladığımız zaman.

Şimdi çok mutluydum. Harika manzarsıyla koskocaman bir evim vardı. Son birkaç aydır zaman geçirebilmek için bir markanın modelliğini yapmıştım. Şimdi çekimlerden dönmüş elime en sevdiğimden bir kahve alarak evimin balkonuna geçmiştim. Bu tür zamanlarımda ya maziyi anar ya da geleceğim hakkında endişelenirdim ancak bugün farklı olarak sadece içimdeki mutluluk rüzgarının bir o yana bir bu yana usul usul salınmasına izin vererek dinledim huzur verici uğultusunu. Böylece kendi kendime mutluluğu fark ettirebileceğimi anladım. Beni tüm bu düşüncelerden çekip çıkarabilmesi için Taehyung'un öpücüğüne ihtiyaç duymadan, bana üzerimdeki laneti unutturması için elimden tutarak güzel sözler fısıldamasına kalmadan kendim aradım mutluluğu. Böylece onu da daha az yormuş olurdum. Birazdan gelecek olan kocamı koskocaman bir gülümsemeyle karşılamak için aradım mutluluğu.

Bir sürü acı atlatmıştık ancak söz verdiğimiz yerdeydik, kendi evimizde.

Kapı sesi geldi ardından duyduğum adım sesleriyle beraber. Gülümsedim kocaman. Geldiğini adım seslerinden bile anlayabilirdim. Aşık olduğum adamdı bu, suratındaki gupse dolu ifadeyle bana doğru geliyordu. Çantasını en yakın koltuğa atar atmaz balkon kapısını da geçerek belime doladı kollarını. Elimdeki kupada azı kalmış olan kahve dökülmesin diye girdiğim uğraş ile beraber kahkaha attım bu sevgisi içine sığmayan kocaman bebeğe.

"İşe gitmeyi bıraksam mı? Sana olan özlemimden dakikaların geçmesini saymak çok yorucu be güzelim." Kolları hala belimdeyken dudağıma usulca bir öpücük kondurdu ben kahve olmayan elimle önüne düşen saçlarını kaldırırken. "Imm, kahvenin tadı senin dudağındayken daha bir lezzetliymiş." dudaklarını birbirine bastırarak memnuniyetini dile getirirkenki işgüzar tavrına karşı kıkırdadım tekrar.

Destinesia Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang