-8-

623 64 163
                                    

Güneş tam tepede yerini alırken ikili bir otobüse atlayarak nehirde bittiler, uygun bir yer bulup kuruldular. Ryujin'in yaptığı böreklerin ardından abur cuburları yedikten sonra saat çoktan iki olmuştu.

Şimdi ise Ryujin bir köşede sevgilisi Yuna ile yazışırken Changbin diğer köşede uzanarak gökyüzündeki bulutları izliyordu. Boş boş daldığı gökyüzünde süzülen bulutları izlemek içini huzur dolduruyordu.

"Ryujin, sence abartıyor muyum?" Ryujin başta durup neyi sorduğunu düşündü, anlayınca o da bir anlık gökyüzüne baktı. "Biraz diyeyim, dünyanın sonu değil ya?" Changbin dirsekleri üzerinde yükselerek Ryujin'e baktı. "Ne bileyim Ryu ya, her zaman yanımdaydı bu adam benim. Şimdi yokluğunu hissetmek boşlukta yüzüyormuşum gibi hissettiriyor" Ryujin hızlıca onayladı. "Bu konuda haklısın ama-" Changbin kendini tekrar yere attı.

"Beni asıl kıran şey beş dakika önce gitmeyeceğini söylemesi, 'ben her zaman buradayım bin'" yaptığı taklit yüzünden derin bir iç çekti. "Seo üstüne gittikçe daha da üzer seni, derine inme. Gitti mi gitti, gittiğine alış" ellerini yüzüne örttü. "Sikeyim! Acı çekmemin nedeni bu işte! Alışamıyorum" Ryujin teselli verircesine elini Changbin'in omzuna attı.

"Özür dilerim, bir şey diyemiyorum" başını salladı Changbin. "Özür dileme, sevmiyorum" Ryujin eski yerine tekrar otururken daha kasvetli bir hava vardı şimdi, Changbin gözleri kapalı bir şeyler hayal etmeye başladı. Jana'dan öncesini

Tam o anda gürültülü iki kişi yaklaşmaya başladı iki gence "ya Channie arkadaşlarımıza selam vereceğim" Changbin derin bir nefes aldı. "Uyuyormuşum gibi davran" Ryujin anladığını belli eden mırıltılar çıkardı. "Jana-ya, hadi!" Yüzüne düşen gölge ile nefes alış verişlerini yavaşlattı Changbin. "Merhaba Ryujin! Changbin uyuyor mu?" Ryujin gülümsedi. "Evet, geceleri pek uyuyamıyor" ters bakışlarını Chan'a gönderince Chan yerinde rahatsızca kıpırdandı.

"Merhaba Ryujin, hadi Jana" Jana Chan'ın koluna sarılarak durdurdu. "Hiç arkadaş canlısı davranmıyorsun sevgilim! Bak Changbin'de burada. Hey Changbin!" Changbin gözündeki elini kaldırarak diklendi ve Jana'ya baktı. "Günaydın, bize katılmak ister misiniz?" Changbin derin bir nefes aldı. "Ryujin bilir" Ryujin yutkundu. "Yemeğimizi yedik biz" Jana dudak büzdü. "Peki biz yiyelim sonra uğrarız, Hadi sevgilim" son kelimeyi Changbin'in gözünün içine bakarak söyledi, Chan ve Jana gözden uzaklaşırken Changbin tekrar uzandı ve güldü.

"Jana Chan hyungu sevdiğimi biliyor" Ryujin telefonunu bıraktı sonunda. "Ne?" Gülümsedi Changbin. "Sevgilim derken gözlerimin içine baktı, canımı acıtmak için yapıyor" Ryujin kaşlarını çattı. "Emin misin? Belki, bilmiyorum sadece seni sevmiyordur" Changbin omuz silkti. "Ne sikimse, iki kafa dinlemeye geldik kafamızı sikecek şimdi" Ryujin cevap vermedi. "Ben biraz kestiriyorum, gelsinler biraz konuşur gideriz" Ryujin bu sefer başıyla onaylayınca Changbin kendini gerçekten uyumaya hazırladı.

.

"Seni ilgilendirmiyor Jana!" Ryujin'in çığlığı ile irkilerek uyanan Changbin gözlerini kaşıdı. "Hayır ilgilendiriyor! Tanrım, siz iğrençsiniz!" Ryujin'e baktı Changbin ne olduğunu anlamıyordu, Ryujin ona bakmayınca Chan'a baktı. "En azından insanların özel hayatına burnumuzu sokmuyoruz Jana!" Chan Changbin'e sonuna bakınca Changbin hemen bakışlarını çekti. "Ryujin ne oluyor?" Jana kahkaha attı. "Ne oluyor biliyor musun Changbin, sizin ölmeniz gerektiğini tartışıyoruz. Bu hayatta boşuna yaşayan iğrenç varlıklar olduğu hakkında" Changbin hala anlamadığı için Ryujin'e baktı. "Siktir git Jana ya! Kimin ölmesi gerek acaba" Changbin Ryujin'in bacağına elini koydu. "Ryu ne oluyor!"

it should have been me |ChanchangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin