•2

1.4K 90 4
                                    

                                 •

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

•. •. •.

"Regulus, Regulus Black."

- -
Uzun ve sessiz bir tren yolculuğundan sonra sonunda Hogwarts'a gelmişlerdi. Alya yolculuğun başından beri sessizce kitabını okurken Regulus ise kitabını kapatmış camdan masmavi gökyüzünü, üzerlerine güneş ışınları düşen ağaçları izliyordu.

O sırada kapı aniden açıldı ve içeriye onlardan bir iki yaş büyük görünen ve çoktan Slytherin armalı cüppesini giymiş olan bir çocuk girdi,

"Neredeyse geldik sayılır, üzerinizi değiştirseniz iyi edersiniz."

Onların konuşmasına fırsat dahi vermeden çocuk dışarıya çıkıp tekrardan hızlıca kapıyı kapattı ve başka kompartmanlardaki kişileri de uyarmak için hızlı adımlarla oradan uzaklaştı. Alya hafifçe gülümsedi, bu yeni okulda eski okulundan çok daha eğleneceğe benziyordu.

Bu sırada karşısındaki genç ise gri gözlerini önünde duran kıza dikmiş, kızın neye gülümsediğini merak ederken cüppesini giymeye başlamıştı bile. "İlginç" diye mırıldandı Regulus. "Gerçekten ilginç.."

• •

"Ah, Bayan Merfny, demek buradasınız. Ben müdür yardımcısı Minerva McGonagall. Sizin seçiminizin bizzat Dumbledore'un odasında yapılması çok daha uygun görüldü. Lütfen beni takip edin."

Alya tam Büyük Salon olduğunu düşündüğü oldukça geniş, masa ve sandalyelerle kaplı salona diğer binalarla beraber girecekken herhangi bir heyecan göstermeyen bakışları ile başını ona seslenen kadına doğru çevirip olur anlamında hafifçe salladı.

Eski büyük merdivenlerden, uzun koridorlardan ve karışık duygular içerisinde olan tozlu ve geniş tabloların önünden geçtikten sonra McGonagall sonunda oldukça görkemli bir heykelin önünde durdu.

"Limon şerbeti."

McGonagall hızlı adımlarla, hareket eden heykele doğru yürürken Alya kendini "Cidden mi?" dememek için zor tutararak belli etmeden gözlerini devirdi.

Müdürün odası tıpkı odanın önündeki heykel gibi oldukça görkemliydi. Duvarlarda bir sürü hareket eden tablo, yüzlerce kitap, Alya'nın ne olduğunu anlamlandıramadığı garip büyülü nesneler ve bunların dışında sayılabilecek milyon tane şey daha vardı.

"Hoşgeldiniz Bayan Mernfy, umarım Hogwarts'ı beğenmişsinizdir."

Albus Dumbledore, bazı insanlara göre yüz yılın en büyük büyücüsü, bazılarına göre ise deli bir ihtiyar. Alya'ya göre ise yarım ay şeklindeki gözlükleri, yerlere kadar değen altın desenli uzun mor kıyafeti, kıyafeti ile uyumlu olan sivri büyücü şapkası ve upuzun beyaz sakalı ile bu adam sıradan yaşlı bir büyücüden farklı değildi.

"Önemli olan dışını beğenip beğenmemem değil, içinde neler öğreneceğim Profesör Dumbledore."

Alya'nın sözüne karşılık Dumbledore bu cevabı tahmin edermişçesine hafifçe gülümsedi.

"Ah, oldukça haklısınız Bayan Mernfy. Bu ilginç sohbeti devam ettirmek isterdim ama zamanınız az, arkadaşlarınızı bekletmek istemeyiz değil mi?"

Ardından çarprazında duran sandalyeye ve sandalyenin kenarında duran oldukça yıpranmış eski şapkaya doğru yöneldi.

"Seçmen Şapkayı ailenizden bildiğinizi umut ediyorum, korkmanızı gerektirecek herhangi bir şey yok. Tek yapmanız gereken sandalyeye oturmak. Şapka hangi binaya ait olduğunuza karar verecek."

Korkmak mı? Alya bu sözler üzerine şapkaya küçümseyici bir bakış attıktan sonra Dumbledore'un gösterdiği sandalyeye yavaşça oturdu.

Şapkanın kafasının üzerine konulduğunu hissedince daha da dikleşti Alya. Bu okulu öğrendiğinden beri hangi binada olmak istediğini adı gibi biliyordu, o ailesi gibi olmak istemiyordu. İnsanların onun için çizdiği yoldan gitmek zorunda değildi, o kendine yepyeni bir yol çizmeliydi, bu onun hayatıydı. En başından beri çevresindekilerden farklı olduğunu biliyordu genç kız.

Şapka konuşmaya başladı,

''Ah, görüyorum. Evet bu bir Mernfy olmalı. Zekisin, oldukça zeki. Ama zekanı sadece derslerde değil, gerçek hayatta da kullanmaktan hiç çekinmiyorsun. Evet, adalet duygun ortama göre değişkenlik gösteren bir türden. İlginç... Evet cesursun, fakat bu yoğun cesaretini ne zaman ve neye yönlendirdiğin ailenden, çevrenden oldukça farklı. Bekle, evet görüyorum. Sendeki bu ruh.. Hırslısın, üstelik her konuda. Sürekli başarı odaklı olma eğilimindesin. Kendini koruma konusunda oldukça gelişmiş duyguların var.. Evet, sana uygun bina bu olmalı. Slytherin!"

٠٠٠

                                {600 Kelime}

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

                                {600 Kelime}

•. •.

Evett, umarım bölümü beğenmişsinizdir. Öncelikle 40 okunma için çok teşekkür ederim! Açıkçası uzun zamandır bir hikaye yazmıyordum ve yazmanın ne kadar zor olduğunu da tekrardan hatırlamış oldum. Önümüzdeki hafta önemli bir sınavım var ama yine de elimden geldiği kadar çok yazmaya çalışacağım, sıradaki bölümün daha hızlı gelmesi için oy ve yorum atmayı unutmayın, görüşmek üzere❤️

Aurora• Regulus Black FanficWhere stories live. Discover now