Gözlerini kapatarak karşılık verdi Nazlı öpücüğe. Nazlı da ki hareketliliği fark eden Ali ise bunu beklemediği için şaşırmıştı. Kısa bir süre içinde gözleri parıldayarak geri çekildi Ali. Ne diyeceğini ne yapacağını bilmiyordu.
Nazlı : Ne- Neden böyle bir şey yaptın?
(Bu soru karşısında şaşırdı Ali)
Ali : İ- İçimden geldi.
Nazlı : Her içinden geldiğinde bir kadını öpermisin?
Ali : Hayır. Daha önce kimseyi öpmek istememiştim. S- Sende karşılık verdin.
Nazlı : (Kekeleyerek) Unutalım bunu. Özür dilerim karşılık vermemeliydim.
Ali : Saçmalıyorsun şuan. Neden unutuyoruz. Bir adım attım sana. Tamam belki açık açık konuşmasakta bir şeyler vardı.
Nazlı : (Boşluğa bakarak) Ali hazır değilim gerçekten özür-
Ali : (Hafif yüksek bir sesle)Tamam! Ben özür dilerim böyle bir şey yaptığım için. İstemeyeceğini düşünemedim. Gitsem iyi olacak. (Toparlanmaya başlar)
Nazlı : Kahveni bitirseydin.
Ali : Yok saol.
Nazlı : (Üzgünce) Tamam bak böyle gitme. Konuşalım.
Ali Kapıdan çıkmadan hemen önce gülümseyerek arkasındaki Nazlı'ya döner. Elini omzuna atar.
Ali : Sorun yok. Aramız iyi. Sadece bu gün benim için biraz zordu. Eve gidip dinleneceğim. Sende dinlenmelisin hem. Yarın ortak bir ameliyatımız var. Bana yenilmek istemezsin öyle değilmi?
Nazlı : (Tebessümle) Seni yeneceğimden şüphen olmasın. Bu arada vuslat hanım mesaj atmış. Yarın gelecek olan misafir cerrahı karşılamak için yarım saat önceden hastanede olmamız gerekiyormuş.
Ali : Bir bu eksikti zaten. (Hırıltı ile nefes verir) İyi geceler sana...
Ali'nin gitmesi ile elleri, ayakları titremeye başlar Nazlı'nın. Kendini direkt kanepe atıp nabzını ölçer eliyle. Neden Ali'yi reddettiğini bilmeksizin neden öpücüğüne karşılık verdiğinide bilmemektedir. Heyecanlı bir şekilde telefonuna gider elleri. Hemen Açelya'yı arar.
Nazlı : Alo Açi. Abin beni öptü!
(Açelya duyduğu bu cümleye inanmayarak telefonu kulağından çekti. Ekrandaki "Nazlış" yazısını görünce tekrar hızlıca telefonu kulağına kaldırdı.)
Açelya : Ne yaptı, ne yaptı?
Nazlı : Öptü!
Açelya : (Gülerek) ilahi Nazlı. Bende bir şey oldu sandım. Kabus görmüşsün belliki. Bir elini yüzünü yıka kendine gelirsin sen.
Nazlı : Ya ne kabusu ne rüyası. Öptü diyorum. Pat diye. Bende karşılık verdim. Öpüştük resmen!
(Açelya Nazlı ile konuştuğuna inanamayarak bir kez daha telefonun yüzüne baktı.)
Açelya : Ezo senmisin?
Nazlı : (Ezo ismini duyunca bozulsada çaktırmadı. Ama Açi'ye bağırmaktanda geri kalmadı.) AÇELYA! Ne Ezo'su! Ezo mu öpebiliyor Ali'yi bir tek. Öpüştük diyorum yardım et bana diyorum!
Açelya : Kıpırdama geliyorum ben şimdi. Evdesin dimi sen?
Nazlı : Evet evdeyim. Çabuk gek...
~
Direksiyonu sıkmaktan parmakları kangren olma seviyesine gelmişti Ali'nin. Derin derin nefesler alıp veriyordu. Sulu gözleri yüzünden önünü görmekte güçlük çekmesine rağmen son sürat gaza basıyordu.
