Sekizinci Bölüm

15.4K 123 6
                                    

Kalbim elimde, yataktan nasıl sıçrayarak uyandığıma şaşırıyordum. Henüz sabah olmamıştı, biraz önce içimde fırtınalar koparmıştım. Çok ama çok kısa bir uyku çekmiştim ve dalar dalmaz çok kötü bir rüya görmüştüm.

Fakat bu sefer yalnız değildim. Rüzgar yanıma yatmıştı. Hareketlerim onu uyandırmamıştı iyi ki çünkü nasıl bir açıklama yapacaktım? Gerçek gibi hissediyor hâlâ kabusun içindeymişim gibi geliyordu.

Rüzgar'ın bilinçaltıma bu kadar kısa sürede kaydolması haksızlıktı. İlk günden tanıştığım birinin evine gidersem böyle kabuslar görmem olasıydı.

Yataktan kalktım ve banyoya gittim. Soğuk su iyi gelmişti. Boynumu ve yüzümü yıkadım.

Aynadaki yansımama baktım. Gözlerim oldukça yorgun görünüyordu. Uykumu alamamıştım elbette.

Daha fazla uykumu dağıtmadan yatağa girip uyumak istiyordum. Banyonun kapısını kapatıp, Rüzgar'ın yanına kıvrıldım. Bacağımı bacaklarının üstüne attım fakat o bunu kabul edemezcesine kendi bacağını bacaklarımın üstüne atıp beni kendine çekti. Bir iki bir şey mırıldandı ama anlamadım.

"Korktum." Dedim. Fısıltıyı andıran sesimle. Daha fazla kabusun etkisinden çıkmak istercesine dudağının kenarına bir öpücük kondurdum.

Bir an önce güneş doğsun, yeni bir güne başlayalım istiyordum. Daha fazla düşünmeden gözlerimi kapattım ve bir süre sonra içimin geçtiğini hissettim.

                                          🌪

Saçlarımda bir hareketlilik hissediyordum. Daha çok öpme gibiydi ve yüzüme güneş geliyordu. Ağzımdan bunu hiç de sevmediğimi belli eden bir ses çıkardım. Uyandırılmaktan nefret ediyordum, en çok alarmlardan.

"Mızmızlanma kalk artık."

"Rüzgar?" Dedim sus uyuyalım dercesine.

"Efendim." Saçlarıma bir öpücük kondurdu.

"Saat kaç?"

"İkiye geliyor."

"Öğlen olan mı?" Dedim şaşırmış bir sesle.

"Hı hı." Dedi. Saçlarımla oynaması daha çok uykumu getiriyordu, eğer uyanmamı istiyorsa bunu yapmamalıydı.

"Uyanmaya niyetin yok galiba?"

"Cık."

"Seni bir yere götürmek istiyorum, hazırlan."

"Sonra gitsek?" Dedim yalvarırcasına.

Bu sefer gözlerimi yavaş yavaş açtım.

Muziplik dolu bir gülümsemeyle yüzüme bakıyordu.

"Ben çok deli uyurum ne bakıyorsun?" Dedim.

Kahkaha attı.

"Tekmeledim mi seni hiç?"

"Hayır."

"İyi günündesin o zaman."

Kaşlarını kaldırdı.

"Kaç kişiyi tekmeledin yatakta?" Dedi.

"Çok değil."

Konuşmaya devam ettim. "Küçükken annemle uyurken ayağımla ağzına tekme atmışım, ondan sonra uyumadı benimle."

"Ha annem diyorsun." Dedi. Anne kelimesi onun gözlerine bir hüzün dalgası oluşturmuştu.

"Annem diyorum. Sen kim anladın?"

BUZ VE KAR (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin