11 - Despite everything

581 53 36
                                    

Akşama doğru hava kararmak üzereydi ve Shoto bahçede, evin önündeki merdivenlerde oturmuş kendi kendine düşünüyordu.

Katsuki'nin her zaman söylediği gibi, ikisi de hayatta ve artık güvendeydiler. Katsuki gerçekten de sözünü tutmuş onları korumuştu. Ama Shoto onun da burada olmasını isterdi. Katsuki'yi oraya göndermeseydi belki her şey daha farklı olabilirdi, şu anda hayatta olabilirdi. Shoto tüm olanlar için kendini suçluyordu.

Her şey çok ani olmuştu. Katsuki ile olan son anıları onu daha fazla üzüyor ve unutamıyordu. Daha geçen gece kollarında uyuduğu kişiyi kaybetmek gerçekten zordu. Ona öyle alışmıştı ki, her zaman yanında olmasını istese de, şimdi imkansız görünüyordu.

Shoto : ( Ben neden hâlâ hayattayım? Ne için yaşıyorum? Artık hayat diye bir şey yok. Burada ne kadar kalabiliriz? Kimse yardıma gelmeyecek. Sonunda herkes ölecek. Ben de öleceğim ve onlar gibi dönüşeceğim. Zaten hak ettiğim bu. Benim aptalca bir nedenimden dolayı biri öldü. Onun yerine ben ölmeliydim. Yok olmalıyım. Yaşamamın bir anlamı yok. )

Shoto şimdi tüm bu düşüncelerle kendini kaybetmişti, oturduğu yerden kalktı ve evin arka bahçesine doğru yürüdü. Orada küçük bir depodan bulduğu halatı ve sandalyeyi alıp bahçedeki bir ağacın yanına yaklaştı. Sandalyeyi ağacın altına yerleştirdi ve üzerine çıkarak halatın bir ucunu ağacın dalına bağladı. Son olarak diğer ucuna da halka şekli verip bir düğüm attı. Artık ölmek için her şey hazırdı.

Bir süre ipe baktıktan sonra Shoto, sandalyenin üzerine çıktı ve ipin halka kısmını alıp boynuna geçirdi.

Shoto : ( Bir zombiye dönüşerek ölmektense böyle ölmeyi tercih ederim. Özür dilerim Bakugo. )

Gözlerini kapattı. Korkuyor ve titriyor olmasına rağmen sandalyeyi tekmeleyip kendini boşluğa bıraktı. Şimdi nefes alamıyordu.

O anda, tüm hayatı gözlerinin önünden geçmişti ve sanki kafasının içinde Bakugo'nun sesini duydu, 'Yapma! Daha bitmedi! Benim için yaşamalısın!' diyordu.

Shoto sesi duyduktan hemen sonra gözlerini açtı nedense aniden pişman olmuştu ama artık çok geçti ve boğuluyordu. Yine de havada, boynundaki ipten tutunarak kurtulmaya çalışıyordu.

Shoto : ( Hayır! Ne yapıyorum ben? Ölmek istemiyorum. Lütfen biri bana yardım etsin! )

Tam o sırada bahçeden geçen biri, bir iple ağaca asılı ve çırpınan Shoto'yu gördü.

"Aman tanrım... HEY!"

Çocuk hızla oraya koştu ve yerdeki sandalyeyi kaldırıp Shoto'nun ayaklarının altına yerleştirdi. Shoto, çocuğun ne yaptığını fark ettiğinde hemen ayaklarını sandalyeye koydu ve boynundaki ipi hızla çıkarıp sandalyeye düşerek oturdu. Nefes almaya çalışırken öksürüyordu.

"İyi misin? Nefes alabiliyor musun?? Dostum, ne yapacağımı bilmiyorum gidip abini çağıracağım!"

Shoto : ...B-bekle! *Öksürür*

"Ha?"

Shoto : Ben... İyiyim... Kimseyi çağırma. *Derin nefes almaya devam eder*

"Emin misin?"

Shoto : Evet... Lütfen.

"...Peki, burada bekle. Gidip sana su getireceğim."

the dead city - bakutodoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin