8. Gerçeklerle yüzleşileceği anda

10 5 0
                                    

İbrahim bey için,
Umutlar olmuştu
Çekilmez işkence,
Giymişlerdi!...
Üzerlerine karamsarlığı
durmadan zehirlerini kusuyorlardı.
Herşeyleriyle.
Acımasızca
Eziyet, eziyet üstüne

Sağlığı durmadan
Sanırsın alarm veriyordu
Olur olmadık
hiç beklenmedik anlarda

Denizin mavisi çekmişti.
Mavi yorganını üzerine
İnadı inat
göstermiyordu
Kızı demeti bir kere olsun bile

Yalnızlık
tak etmesine rağmen canına

Yabancı
bilip, görüp,
bir türlü alışamadığı
kaldığı evin

O hafif
buğulu sisli,
perdesinden dışarıya baktığında

Birbirlerine
Birkaç metre
Uzaklıkta,
Simitçi ve ayakkabı boyacısı gördü.

Adeta gözleriyle; paslaşıyorlardı
Aralarında

İbrahim bey
Sahaya iner misali
bulunduğu evin arka kapısından
çıkarak
Sokak arasından geldi.
Simitçinin yanına
Silahın soğuk namlusunu dayayarak
Simitçinin omzuna

Hey sakin ol
Ortalığı bulandırma
diyerek
Sen ve karşıdaki
ayakkabı boyacısı gibi görünen
müsveddeler
Siz ikiniz
Kimin adamısınız?
Dediğinde
durumu farkeden arkadaşı yavaş
adımlarla...

Gelmeye başlamıştıki.
Yanlarına

Siyah
bir arabanın durmasıyla
Arabaya binerek

Sanırsın
Sihir, olup...
Kayboldular
Biranda

İbrahim beyse
Silahı elinde?"
Şaşkın,
bir vaziyette

Öylece kalakalmıştı
Olduğu yerde

Birkaç
vatandaşın bakışları arasında.

Anlaşılan sır kapıları aralanmaya
başlamıştı.
Aralarında

Yerde soluyan bir kağıt parçası.
Gördü.
O anda

Bekleyiş Where stories live. Discover now