vingt-deux

224 15 82
                                    

-⤝♆*♆*♆⤞-

Odette gördüğü manzarayla hızlıca kapattı perdeyi. Elleri şaşkınlıkla aralanan dudaklarını kapattığında bu hareketini Harold görmüştü, kaşları çatılarak uzandığı yerde doğruldu, "Ne oldu?"

"Ne?" diye sordu Odette, "Ah, hiçbir şey..." hızlıca pencerenin oradan uzaklaştı, "Ben çok acıktım."

Odette kapıya yönelmişti ki Harold onu kolundan yakaladı, "Yalan söylemeyi beceremiyorsun."

Odette tamamen Harold'a döndü ve konuşmaya devam etti, "Yalan söylemiyorum. Ayrıca söyleyince de buna bir tek sen inanmıyorsun..." diye homurdandı, "Sahi, nasıl anlamıştın yalan söylediğimi?"

Omzunu silkti, Harold, "Sanırım seni yanımda tutabilmek için bahaneye ihtiyacım vardı."

Odette güldü, "Sen de kötü bir yalancısın, Harold."

"Ama sen sahiden çok kurnaz ve zeki bir kadınsın..." dedi Harold Odette'in onu oyaladığını fark edince, "Dışarıda ne var?"

"Yağmur dışında mı?" diye sordu Odette umursamaz gibi davranırken, "Bolca çamur..."

"Mutlaka kendim bakacağım, değil mi?" diye homurdandı ve pencereye yürüdü. Odette Harold'ın gördüğü şeye nasıl tepki vereceğini hiç kestiremiyordu bu yüzden aklına gelen ilk şeyi yaptı, "Pekâlâ, sen haklıydın, Harold! Ben..." Nefes alamıyormuş gibi rahatsızca kıpırdanırken adama uzandı, "Yalan söyledim. Bir anda başım döndü. Sanırım şu korseden, ah, Tanrım, bir anda!.."

Harold hızla arkasındaki kıza birkaç adımla ulaştı ve bedenini kavradı, ne olmuştu bir anda! "Odette! İyi misin?"

Kızın belini kavrarken Odette çekinmeden ağırlığını adamın kollarına vermişti, "Sana aç olduğumu söyledim... Vücudum zayıf düşmüş olmalı. Nefes de alamıyorum, Tanrım!"

Harold da ilk kez böyle bir şeyle karşılaştığı için gerilmişti, "Bu kadar konuştuğuna göre fazla kötü olmasan gerek..."

"Şu korseyi gevşetip bir şeyler yesem iyi olacak..." dedi Odette, "Beni yatağa kadar götürür müsün? Gözlerim kararıyor."

Harold zorlanmadan kızı kucaklarken Odette susmayı tercih etti. Eva, tüm bu oyunları için ona çok kötü borçluydu.

"Sana yardım edebileceğimi söylediğimde reddetmemeliydin, nefes alamıyorsun, değil mi?" dedi kızı yatağa bırakırken, Harold, "Endişe etme, şimdi gevşeteceğim."

"Bir anda oldu, gözlerim karardı... hem açlık hem de nefessizlik!.." dedi Odette yorgun bir ifadeyle otururken, "Tanrım, korse ciğerlerime batıyor sanki!.." sahiden bu yalanları başına bela olacaktı. Ama kötü bir amaçla yapmamıştı, buna sığınacaktı.

"Sakin ol, tamam, derin derin nefes al..." dedi Harold ve hızlıca elbisesinin düğmelerini çözüp korsesini gevşetti. Odette de yalanında haklılık payı olduğunu o an gördü, ne kadar fazla sıkmıştı meğerse...

Derin bir soluk verirken Harold daha gevşekçe düğümleri attı ve elbisesini ilikledi, "Daha iyi, değil mi?"

"Evet, kesinlikle!" dedi Odette Harold'a dönerken, "Teşekkür ederim. Yalnız yine de bilmeni isterim. Pantolonlarım olmadan yaşayamam. Sonsuza dek beni bu korselerin arasında tutamazsın."

Hafifçe güldü Harold ve kızın çenesine dokundu, "Size hükmetmeye çalışmak ne haddime, matmazel? Defalarca kez kanıtladınız zaten hükmedilemez olduğunuzu."

Odette kendinden emin bir şekilde gülümsedi, "Güzel. Artık kahvaltı edebilir miyiz?"

Harold güldü, "Elbette... ancak önce," doğrudan pencereye yürüdü. Eh, Odette'in yapabileceği bir şey de kalmamıştı artık. Usulca adamın arkasından ilerledi. Çenesinin üstünden baktığında bahçenin boş olduğunu görmüştü. Harold homurdanarak Odette'e döndü ki kızın hemen arkasında olduğunu fark etti, "Odette! Neden hemen ayaklanıyorsun?"

mon chéri | harry stylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin