Bölüm-4

484 17 5
                                    

Öğle arasına kadar dersleri dinlemeye çalıştım ama Murat'ın o güzelim sesi ve söyledikleri hala kulaklarımdayken ne kadar başarılı olduğum tartışılır. Deniz ile Semih'in ilişkileri şerefine bugün bir değişiklik yapıp okulun yemekhanesi yerine pizza siparişi verdik. Sınıftaki herkes çıkınca Deniz'e sabah olanları anlatacaktım ki, ellerinde pizzalarla Semih ve Semihin en yakın arkadaşı olan Furkan içeri girdi. Furkan sarışın kahverengi gözlü ve cidden çok uzun boylu bir çocuk ama ben Furkandan hiç hoşlanmıyorum. Çok laubali bir tavrı var. Samimi olsun olmasın herkese haddinden fazla şakalar yapıyor. Komik olsa bari komik de değil. Bu düşünceleri kafamdan kovup aç bir yavru panda edasıyla pizzamı yemeye başladım. Hiç durmadan sürekli bir şeyler konuşuyorlar. İnsan yemek yerken nasıl bu kadar çok konuşur, anlamıyorum bir türlü. Murat ne yapıyor acaba? Sema da yok acaba onunla mı gitti? Tabiki onunla gitmiştir, geldiğinden beri ben ve Sema dışında kimseyle konuştuğunu görmedim. Ya cidden onlar ne çabuk kaynaştılar böyle. Kız sülük gibi yapışmıştır kesin. Ben bunları düşünürken ismimin geçtiğini duydum.
"İsmim geçti, hakkımda neler konuşuyorsunuz bakalım? " diye sordum ve şüpheli bir bakış attım. Semih ve Denizin beni dinlediği yoktu kendi alemlerine dalmışlardı beni takan sadece Furkan oldu.
"Sonunda dünyaya döndün kıvırcık." Deyip bana pis pis sırıtmaya başladı. Bende ona kötü bir bakış atarak,
" Seninle uğraşamayacağım." yerimden kalktım. Pizza kutusunu çöpe atıp, sınıftan çıkacaktım ki Furkan önümü kesti.
"Ne yapıyorsun?"
"Sadece seninle sohbet etmek istiyorum."
"Ama ben istemiyorum."
Gülümsemesi bir an için soldu gibime geldi ama hemen kendini toplayıp konuşmaya devam etti.
"Bana neden bir kere daha şans vermiyorsun? Sürekli beni tersliyorsun. Özür diledim kaç kere."
"Şu an konuşma havamda değilim tamam mı? "
Üzerime gelmeye başladı, o geldikçe bende geri geri gidiyordum ve sırtımın soğuk duvara çarptığını hissettim. Sakin bir ses tonuyla,
"Ama o yeni gelen piç kurusu ile kantinde gayet güzel sohbet ediyordun?"
Cidden hala bana hesap sorma cesaretini nereden buluyordu acaba.
"Kimsin ki sen bana hesap soruyorsun?"
Üzerimden güçlükle itip sınıftan koşarak çıktım, lavaboya yöneldim. Deniz sonunda beni fark etmiş olacak ki arkamdan o da lavaboya geldi.
"Kıvırcığım, kuzum ne oldu? "
"Ben senin umrunda mıydım? Hayırdır hangi dağda kurt öldü de beni fark ettin?"
"Çok özür dilerim. Semih ile sohbete dalınca insan etrafında olanları fark edemiyor."
"Ohooo daha ilk günden böyle olduysan."
"Kusura bakma yaa. Özür dilerim tekrar. Bak bundan sonra sürekli yanında olacağım zebani gibi anlaştık?"
"İyi ki en yakın arkadaşımsın Deniz."
"Sende iyi ki en yakın arkadaşımsın kıvırcık, ee neler oldu sınıfta öyle anlat bakalım."
"Ya bu Furkan'a ne oluyor böyle, kiminle istersem onunla konuşurum. Bana ne hakla hesap sorar."
"Haklısın sende ama çocuk senden kaç senedir hoşlanıyor bir şans daha versen?"
"Ben o şansı bir kere verdim ama o, o şansı çok fena kullandı, bir daha şans vereceğimi hiç sanmıyorum."
"Neyse haklısın sende. Şimdi zil çalacak hadi sınıfa gidelim."
Sınıfa giderken Furkan ile yaşadıklarım bir bir aklıma dolmaya başladı. Daha önce unutmuştum olanları ben bunu başarmıştım ama o gerizekalı bugünkü gereksiz davranışıyla olanları, o lanet günü tekrar hatırlattı. Aklıma başka birşeyler getirmeliyim, başka şeyler düşünmeliyim derken kolumu çok fena bir yere çarpıp sendeledim.
"Azıcık dikkatli olsana kıvırcık. Bak ikidir bana çarpıyorsun, başka biri olsa patlamıştı sana."
Allahtan istedim bir göz, Allah verdi iki göz. Olanları unutmak için aklıma Murat gelebilirdi ama karşıma çıktı. Şu an baş ağrısı tutan çantasında parol hapı arayan ama çantanın dibinde majezik bulan birinin yaşadığı mutluluğu yaşıyorum.
"Kusura bakma ya."
"Önemli değil ama bir daha önüne bakarak yürürsen daha sağlıklı olur."
"Tamam önerin dikkate alındı."
"Sema'nın yanına gitmeliyim sınıfta görüşürüz kıvırcık."
Sema'nın yanına gitmeliyim derken? Doğru mu duydum ben?
"Deniz, Murat az önce Sema'nın yanına gitmeliyim mi dedi yoksa beynim çarptığım için sarsıntı geçirdi de yanlış mı duydum?"
"Maalesef doğru duydun. Neyse takılma bunlara ya, hadi gel sınıfa girelim hoca gelir şimdi."
Sınıfa girince direk sırama geçip, kafamı sıraya gömdüm. Hoca gelene kadar biraz kafamı dinlendirip az önce olanları unutacaktım ki, kulağıma bir dudağın sürtünüp,
"Çıkışta benimle geliyorsun, sorularını cevaplayacağım unutma." demesiyle kafamı kaldırdım. Murat karizmatik karizmatik gülümseyip sırasına yöneldi.

Aşktan ÖteWhere stories live. Discover now