Hazırlıklar

62 10 13
                                    

Samet'in ağzından:

Sabah içimde sıkıntıyla uyandım. Sanki bir şeyler ters gidecek gibi hissediyordum. Bu sıkıntı akşam olucak buluşma yüzünden mi yoksa onu bulamayacağımı düşündüğümden mi bilemiyorum.

Bulmak istememin tek sebebi ise insanları kırmış olmayı sevmemem.

Ender dün ima yapmıştı ama onun kastettiği gibi bir şey yoktu ortada çünkü henüz kim olduğunu bile bilmiyordum. Ayrıca bilsem bile benim yönelimim farklı.

Yani umarım onu bulduktan sonra da aynı kalır. Korkuyorum çünkü beni koşulsuz şartsız seven daha önce olmadı. Hep bir çıkar amacı olan insanlardı ve ben aptal gibi hepsine inandım. Gözümü öyle güzel boyadı ki hepsi anlamam uzun sürdü. Onlar amacına ulaşıp gittiğinde de yere çakıldım. Her zemini boyladığımda da yanımda Sarp vardı. Her aptallığımda yanımdaydı. Yine öyle bir şey olsun istemiyorum. Bu sefer Sarp'a ve kendime verdiğim sözü tutabilmek istiyorum. 'Bir daha kanmayacağım' diye verdiğim sözü bu sefer tutacağım. Her ne pahasına olursa olsun. Bir kez daha düşmeyeceğim.

Dün Ender gittiğinden beri yataktan sadece bir kere çıkmıştım. Bu yüzden de buluşmayı hala Sarp'a söyleyememiştim. Diğer herkesi halledip onu sona bıraktım. Zaten yan dairede çok uğraşmayacağım için.

Önce lavaboya gittim sonra üstümü değiştirip aşağı indim. Köpeğimin suyunu yeniledikten sonra kapıdan çıkıp Sarp'ın kapısının önüne geldim. Kapıyı üç kere tıklattıktan sonra açıldı.

"Hoş geldin."

"Hoş geldim, gireyim mi kapıda mı konuşalım?"

"Ha pardon gir."

"Ne bu dalgınlık paşam böyle."

"Çok olmadı uyanalı ondandır."

"He iyi şu geçen günkü şeyi takmıyorsun yani kafana dimi? Hani şu bana bile anlatmadığın konuyu."

"Samet yapma anlatabilsem anlatırdım zaten sende biliyorsun."

"Tamam tamam bir şey demedim."

"Sen neden gelmiştin?"

"Ha ben şeyden geldim. Akşam benim evde toplanıyoruz sende geliyorsun onu haber veriyim dedim."

"Ne toplanmasıymış bu durduk yere?"

"Aslında durduk yere değil. Şu anonim meselesi var ya onu bulmak için."

"Hala mı o mevzu Samet!"

"Dur kızma sen güncel olanları bilmiyorsun al oku. (Telefonunu uzatır.)

"Adam haklı belli etmişsin rahatsız olduğunu o da yazmamak için engellemiş işte sen daha neden kurcalıyorsun ki kimmiş diye?"

"Ya bak Sarp sen beni en yakından tanıyan insansın söyleme şöyle. Biliyorsun birinin kalbini kırmayı sevmiyorum işte."

"Tamam onu anladık da sen buluşmaya kimleri çağırdın say bakıyım bana."

"Basri, Adem, Ender, Ufuk, Barış, Dağra, Mehmet, Berk, Erman, Fatih bir de sen işte."

"Herkesi anlarım da Ender'le Ufuk ne ayak?"

"Onlar destek kuvvet kanka."

"Sen aradın mı 'dertleşecek birisini'?"

"Hala laf sokmaya çalışıyorsun ya inanamıyorum sana."

"Nedenmiş o?"

"O akşam derdini bana anlatsaydın ben de sana anlatacaktım. Ama sen inatçı keçi anlatmadığın için bende gittim Ender'i aradım. O da sağ olsun kırmadı beni geldi. Oturup seninle yapmam gereken planları onunla yaptım yani. Yalnız sen inşallah bana bile anlatmadığın sıkıntını başkasına anlatmamışsındır. Yoksa kavga çıkartırım. Yaparım biliyorsun."

"Biliyorum bilmez miyim içindeki o çirkef ve kıskanç Samet'i. Ama merak etme kimseye anlatmadım."

"Neyse ya saat sekiz gibi bende ol sen."

"Tamam olurum canım sen iste yeter ki."

Sarp'a da haber verdim ve eve geri döndüm. Şimdi tek yapmam gereken bir tekel bayiine gidip akşam için içecek bir şeyler almak.

SARSAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin