Gülüşünün altında yatan acıyı görebiliyorum, derin bir uykuda, dişlerinin arasından sızıp ruhunu sarmalamak üzere,
köpek dişlerin daha sivri, yoksa onları daha sıkı mı saracak?
Dilimi dişlerine değdirdiğimde acının bana da bulaştığını damarlarımdaki kana ve en büyük benliğe aktığını hissediyorum. Tek vücut dedikleri şey bu muydu?
Dilimin kanadığını biliyorum, kırmızı ya da siyah, ne fark eder.
Cansız bir ruhun sahip olduğu bedenin kanı bırak da istediği renkle kirletsin beni.Beni seni, belki de bir daha asla aynı karede göremeyeceğimiz bizi. Paylaşmayı denediğim acın damarlarıma sızıyor bunun sarhoşluğu belki de hoşuma gitti, kalbimin atışı hızlanıyor
Veda ve başlangıç veda ve başlangıç. Ne fark eder?
Ayıramıyorum,
gölgeleri yolda yürürken öylesine birbirine kavuşmuş iki yabancı gibilerÖnümüzden en az bizim kadar sarhoş görünen bir sarı kedi geçiyor,
evet bizim kedimiz,
daha ismini bile koyamamıştık, henüz 2 haftalık.
40 günlük olunca alacaktık onu. Belki de onun da sabrı yoktu bize ki geri kalan günlerde o da kalmadı,bizim bile bize sabrımız kalmadı, benim bile kendime sabrım kalmadı.
Bu şehrin sokaklarının bile sana sabrı kalmadı,sadece seni yeniden yanımda istiyorum
Çünkü fazla kısa sürdük
Bu neydi bilmiyorum sadece yağmur, bank ve parmaklarımın beni ittiği bir şey
![](https://img.wattpad.com/cover/309239278-288-k245544.jpg)
YOU ARE READING
Pieces
Short StoryÖnceden ya da aniden yazdığım hayattan ya da daha fazlasından ilhamla ortaya çıkan yazılar. Parçalar