16.

425 37 214
                                    

Jake bütün atar gider tatava ve triplerine rağmen yine de Heeseung'un müzikalini izlemeye gelmişti. Tabi bunda arkadaş baskısı da etkiliydi, kendi haline bırakılsa inadından hayatta gelmezdi. Bir de şöyle bir mesele vardı ki Heeseung'un yüzünü gördüğü anda bütün öfkesi bir anda sönmüştü. Ama bunu asla kimselere itiraf etmeyecekti.

Sağında Jungwon, solunda Sunghoon oturuyordu, Jake de ikisinin ortasında kollarını koynunda kavuşturmuş kaşlarını çatarak gösteriyi izliyordu. Şimdiden Heeseung'ın partnerinde binbir türlü kusur bulmuştu ve feminizm bünyesini dörtnala terk ederken binbir tane daha bulmaya devam ediyordu. İşinin basındaydı yani, özellikle de Heeseung elin kızına o göz kamaştırıcı gülüşünü attığında Jake'in cinleri tepesine çıkıyor, bir de üzerine tepiniyorlardı.

Yine de varoşun teki yüzünden prenses kişiliğinden ödün verecek değildi, dudaklarını birbirine bastırdı. Arada sırada o kızın yerine kendisi olsa nasıl olurdu diye düşünüyordu, hem sesi daha güzeldi o kızdan. Kendi naçizane düşüncesi.

Daha öncesinde metinden haberi olduğu için öpüşme sahnesinin tam nerede olduğunu biliyordu Jake, o sahneye yaklaşırken de siniri sanki bir özgüvensizliğe dönüşmeye başlamış gibiydi. Heeseung'ın partneri kız gerçekten güzeldi, ya bir son dakika kararıyla gerçekten öpüşmeye karar verdilerse? Jake o zaman gerçekten ayvayı yerdi.

Arkadaşlarının gerildiğini fark eden Jungwon ve Sunghoon kendi çaplarında Jake'i sakinleştirmeye çalıştılar. Jungwon, Jake'in dişlerine götürdüğü manikürlü elini hemen ağzından çekip eline aldı ve parmaklarını kenetledi, Sunghoon da bir elini Jake'in başının arkasına atıp saçlarını okşadı usulca. Bütün ekip durumun farkındaydı, ortalık karışsın istemiyorlardı.

Beklenen an geldiğinde Jake iyice gerilmişti. Ama beklenen an... gelmedi. Heeseung ve partneri sadece birbirlerine sarıldılar, ardından şakaklarını birbirine dayayıp seyirciye döndüler, sonrasındaysa şarkılarını söylemeye devam ettiler. Jake olduğu yerde donakalmıştı, her şeyi belki de bekliyordu da bunu beklemiyordu.

Ayarlamayı öyle bir yapmışlardı ki orada öpüşme sahnesi olacağını bilmeyen kişilerin bunun yokluğunu hissetmesine kesinlikle imkan yoktu. Performansın geri kalanının nasıl geçtiğini bile anlayamadı Jake, girdiği şoktan çıkamamıştı. Öpüşme sahnesi neden kaldırılmıştı? Aklını kaçıracaktı, gösteri bittikten sonra Heeseung'la kesinlikle konuşmaya karar verdi.

Sahne selamları verildikten sonra senarist ve başroller kısa bir konuşma yaptı, Heeseung elinde kocaman bir buket çiçek tutuyordu tıpkı diğer iki başrol ve senarist gibi. Konuşmasının sonuna doğru ışıl ışıl parlayan gözlerini salonda gezdirdi, Jake ile göz göze geldiklerindeyse heyecanlı bir nefes aldı.

"Ve son olarak da sevgilime teşekkür etmek istiyorum. Bizi izlemeye geldiğiniz için müteşekkiriz."

Jake bir kere daha kendinden geçerken bir yandan da dönüp dönüp arkadaşlarına bakıyordu 'AY BEN DOĞRU MU DUYDUM NOLUYOOO' der gibi, arkadaşlarının yüzlerindeki pişkin sırıtışlar ise ona cevabını veriyordu.

Salondan çıktıktan sonra arkadaşlarına döndü, yerinde duramıyordu.

"Siz bir yere oturun, ben bi Heeseung'la konuşup gelicem."

Dedi nefes nefese, diğerleri onun heyecanının sebebini çok iyi bildikleri için gülüştüler ve Jake'i uğurladılar. Arkadaşlarının barışacak olmalarına da seviniyorlardı, özelikle Jake biriyle küstüğünde ortalık çok karışıyordu.

Jake sorup soruşturarak sonunda soyunma odalarını bulduğunda oyunculardan biri kapıdan çıkıyordu.

"Ben Lee Heeseung'a bakıyordum da, hani başrol olan."

heejake • dumb & dumber (texting)Where stories live. Discover now