0 . 6

237 43 5
                                    


우리 입술 장난 또 손깍지
넌 돌릴 수 있잖아

𓆤 —

piknik etkinliklerinden birkaç gün sonra, yeni bir haftaya çoktan başlamışlardı. ancak eksik bir şey vardı, o da seonwoo'nun okulda olmayışıydı. her şey bir yana, neden gelmediği ile ilgili kimsenin de bir haberi yoktu, riki'ye bile haber vermemişti, okul saatleri içerisinde ne kadar haberleşmeye çalışsalar da bir türlü ulaşamıyorlardı. arkadaşları bu durumdan dolayı fazlasıyla endişelenmişlerdi, riki de okul çıkışı seonwoo'ların evine gidip neler olduğunu öğrenmeyi amaçlıyordu. son günlerde onun hakkında yeterince karamsar düşünceleri vardı, seonwoo için ayrıca korumacı davranışları da bu yüzdendi. ters gidecek bir şeyler olmasından korkarken yakın arkadaşından haber alamadığı son on iki saat onu tedirgin ediyordu.

saatler saatleri kovaladı, ardı arkası kesilmeyen ve geçmek bilmeyen derslerin tamamlanmasıyla çıkış zili çalmıştı. sanki bu anı bekliyormuş gibi çantasını kaptığı gibi sınıfın kapısından geçip giden ilk kişi riki olmuştu, sınıfın geri kalanı ise şaşkın bir ifade ile ardından bakmıştı. jungwon ise ikili için bir o kadar endişeliydi. seonwoo'dan haber alamamak onu korkutmuştu ama riki'nin endişeli bir hal ile hareket etmesi onu daha da korkutan şeydi. sağlıksız düşünerek bir şey yaparsa hem seonwoo hem de riki kötü etkilenebilirdi, çoğunlukla da riki'nin her temkinsiz adımı kötü sonuçlanıyordu. seonwoo'dan haber alınca, kendisine de söylemesi için riki'ye bir mesaj attı. daha sonrasında çantasını toplamaya devam etti, biraz olsun rahatlamış hissediyordu.

𓆤 —

riki'ye döndüğümüzde ise insanların bulunduğu kaldırımlarda hızlı adımlarla ilerliyordu, birkaç insana çarpıyor ama özür dilemeden geçip gidiyordu. arkadaşının iyi olup olmadığını öğrenmek şu anki yanlışından daha da önemliydi, konu seonwoo olunca riki dünyayı umursamıyordu. hızlı adımları tanıdık binanın önünde duraksadığında bahçe kapısını açmadan soluklandı, kötü bir haber varsa, ki kendini en kötü olanına hazırlamıştı. demir kapıyı yavaşça itti, adımlarını küçük tutarak ana kapıya doğru ilerledi. zile basmadan derin bir nefes aldı ve sertçe yutkundu. zil sesi kulaklarında yankılanırken kapıyı açan kişinin seonwoo olmasını diliyordu.

dilediği gibi de olmuştu.

seonwoo, tam karşısında duruyordu. yaza yaklaştıkları bu ayda beyaz tişört ve gri şortu ile dağınık saçları ona eşlik ediyordu. görünen o ki yataktan yeni kalkmıştı, çıplak ayakları soğuk parkelere basıyordu. herhangi bir terslik olmadığını anlamasıyla tuttuğu derin nefesi usulca bıraktı. ne bir açıklama yaptı ne de karşısındaki gencin soru sormasına müsaade etti, kollarını seonwoo'nun boynuna sardı ve başını göğsüne gömmesini sağladı. bir eli dağınık saçlara ulaştığında saçlarını düzeltmeye başladı, iç huzuru yakalamasıyla üzerinden kalkan yükü hissedebiliyordu. "ortalığı ayağa kaldırdın yine değil mi?" seonwoo'nun sesi hâlâ riki'nin göğsüne gömülmüş olduğu için boğuk çıkıyordu.

riki, seonwoo'yu kendinden ayırıp ikisini de içeriye soktu ve kapıyı kapattı. konuşmak için daha iyi bir ortamları vardı, ikili seonwoo'nun odasına çıkarken konuşmaya devam ediyordu: "neden hem haber vermeyip hem de aramalarımıza dönmüyorsun? senin için ne kadar endişelendiğimizden haberin var mı?" riki, kendisinden hesap sorarken seonwoo, tepkisizce adımlarını atmaya devam ediyordu. "beni o gün bir güzel ıslattığınız için hastalandım, tüm gün de uyumuşum." piknik günü aralarında yaptıkları su savaşında seonwoo'yu fena bir şekilde ıslatmışlardı, diğerlerinin de kuru olduğu pek söylenemezdi gerçi. seonwoo, diğerlerinin aksine kolaylıkla hastalanabilmişti. riki, kendini bu durumdan dolayı biraz kötü hissediyordu.

ikili odaya ulaşmasıyla seonwoo, dağınık yatağa oturdu riki ise karşısında dikiliyordu. kendisini bir şeyler yapmalıymış gibi hissediyordu. "sen dinlen, ben sana çorba yapacağım." odadan çıkmak üzere olan genci seonwoo, bileğinden yakalayarak durdurdu. "annem yaptı, içtim." riki, kafasındaki şüpheyi silmek için tekrar tekrar sordu: "gerçekten içtin mi?" seonwoo ise başını yukarı aşağı sallıyordu, gitmemesi için tuttuğu eli çekiştiriyordu. riki kolaylıkla ikna olduğu ya da olmak istediği için gencin yanına, dağınık yatağa o da oturmuştu.

sohbetleri devam etti, ancak riki hâlâ yakın arkadaşı için endişeleniyordu. seonwoo ise yalnız olmadığı için kendini daha iyi hissediyordu, artık öncesi kadar yorgun değildi.

𓆤 —

cassette. | sunkiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin