26.Bölüm

321 25 14
                                    

Erdem'den

Garip geçen bir günün ardından odalarımızda uyuyorduk. Kayra'yla aynı odada uyumak isterdim ama onun bunu nasıl karşılayacağı hakkında pek bir fikrim yoktu. Bu aralar ona uzak davranmamın belli sebepleri vardı.

1-Onu sıkmak istemiyordum.
2-Onu çok seviyordum ve gitmesinden korkuyordum.
Ve son olarak,
3-Ona evlenme teklifi etmek için ayarlamam gereken şeyler vardı.

Evet, Kayra hayatıma girdiğinden beri her şey benim açımdan çok değişmişti.

Bazen ona, onu ne kadar çok sevdiğimi gösteremiyordum, bazense onu tutup yanaklarını mıncırmak istiyordum.

Bu yaşıma kadar sevgimi pek gösterebilen bir insan değildim lakin konu Kayra olduğunda garip bir şekilde tüm ilgimi, tüm şevkatimi onun üzerinde sergilemek istiyordum.

O çok saftı. Çok güzeldi. Benden çok daha iyi biriydi. Hayata her şeye rağmen iyi yönlerinden bakabiliyordu.

Yaşadıkları kendinin ve birçok kişinin açısından oldukça zordu fakat Kayra'nın bunları atlatmakla ilgili pek problemi yoktu. Psikoloğa gittiği doğruydu fakat bunları psikolog olmadan bile çok uzun yıllar çektiğini düşündükçe canım yanıyordu. O ise  tüm bunlara göğüs germiş ve inanılmaz güçlü durmayı başarmıştı.

Kayra'nın annesinden ciddi anlamda haberim yoktu. Şahsen haberim olmasını da istemezdim. Haberim olsaydı işler değiştirdi. Onun bu eve gelmesine göz yummazdım. Yine de bir şekilde Kayra'nın onunla yüzleşmesi iyi olmuş olabilirdi. O kadın bu eve geldiğinde Kayra'nın gözlerindeki hayal kırıklığını, acıyı görmek beni çok kötü etkilemişti. Kayra hiçbir şey olmamış gibi davranmıştı ama etkilendiğini biliyordum. O gittikten sonra yataklara düşmüştü, hastalanmıştı, bünyesi kötü  etkilenmişti. Her şeye rağmen toparlamış ve hiçbir şey olmamış gibi yine hayata devam etmişti. İçten içe bu yaşanılanların Kayra'nın açısından çok büyük problemlere neden olduğunu biliyordum ama onun bunları atlatma seviyesi o kadar iyiydi ki... Bunları nasıl birisi bu kadar kolay şeyler gibi es geçebilirdi bilmiyordum. Daha fazla ne yapabilirim bilmiyordum. Ona yardım etmek istiyordum, onun yanında bulunmak istiyordum. Her konumda onun yanında olmak istiyordum. Eşi, arkadaşı, sevgilisi yoldaşı...

Bu nedenledir ki şu anda yaptığım hazırlıklar sadece onu mutlu etmek, onu huzura erdirmek içindi.

Kuyumcudan ona uyabilecek naif bir yüzük seçtim. Abartılı bir şey alsam takmazdı ya da hoşuna gitmezdi belki de. Gerçi teklifi kabul edip etmeyeceği de meçhuldü. Sonuçta daha çok uzun süredir beraber değildik. Belki de beni evlenilecek bir insan olarak görmüyordu. Ben kafamdaki saçma sapan düşüncelerle kendimi bozguna uğratıyor da olabilirdim elbette. Her zaman yaptığım şeylerden biriydi. Durduk yere kendi moralimi bozup kafamda kuruyordum. Yine de kötü ihtimallerden alıkoyamıyordum kendimi.

Yüzüğü alıp eve geçtim. Ona evimizin kütüphanesinde evlenme teklifi etmek istiyordum. Bizim evimiz, bunun tescilleneceği yer olsun istiyordum.

Eve geldiğimde kapıyı çaldım. Yüzünde ufak bir gülümseme ile dünyanın en güzel insanı açtı kapıyı.

"Yemek hazırlamıştım, tam zamanında geldin." dedi.

Gülümseyerek mutfağa geçtim. Minik sohbetlerle geçen bir yemeğin ardından Kayra her zamanki gibi kütüphaneye çekildi. Ben de bir süre sonra oraya doğru adımladım. İçeri doğru ilerlerken Kayra bana bakıyordu.

"Bir şey mi oldu?"

"Hayır, bir şey mi olması gerekiyordu?"

Diz çöktüm önünde ve ardından ona belki çok iyi belki de çok kötü gelebilecek bir paragrafı döktüm dudaklarımdan.

"Sen benim hayatımın büyülü bahçesisin. Çiçek gibisin. Güzelsin, her şeyimsin. Kayra sen benim hayatıma girdiğinden beri her şeyi sana göre şekillendiriyorum. Ben seni çok seviyorum. İyi ki varsın, iyi ki benimlesin."

Yüzüğü uzatarak konuşmama devam ettim.

"Bu garip adamın bir ömür eşi olmaya ne dersin?"

KayraWhere stories live. Discover now