Arabada Teyp Yoktur.

512 42 100
                                    

HOŞGELDİNİZ <3!!!!!!


Çilekli glossunu süren Aleyna... (Aleyna böyle başlamamı isterdi.)


Neyin gazıyla başladığımı bilmiyorum. İlgi görürse devam ettireceğim. Bölümün sonunda açıklama var.



MPEG-1 3. Katman nedir?

Kayıplı ses formatları, aktarım sırasında veri kaybeder. Orijinal dosya boyutuna geri sıkıştırılmadıkları için daha küçük olurlar ve bazı ses dalgaları kaybolur. Dosyalar her dışa aktarıldığında bozulduğundan, ses dosyalarını çok sayıda ortamda gönderen sanatçılar ve mühendisler kayıplı formatlar kullanmayı tercih etmez. Bu formatlardan biri de MP3'tür. Çok tercih edilmesine rağmen veri kayıpları görülür.
MP3, 3. katman demektir.


***

Genç adam sabahın ilk ışıklarında, emniyet müdürlüğünün önüne çektiği camları kırılmış, teybi koltuğun altına saklandığı yerden çıkarılıp götürülmüş beyaz Toros'unun yanında sıkıntıyla iç geçirdi. Bu manzarayla her karşılaştığında midesine bir tekme yemiş gibi acıyla kıvranmaya başlardı. "Ulan!" diye inledi. "Ulan, bari emniyet müdürlüğünün önünde yapmayın orospu çocukları!" Bu alışılagelmiş manzara uzun süredir bütün mahallelinin derdiydi. Kaç defa polise gitseler de bir hal çare bulunamamıştı. Yapan kim ya da kimlerse bu mahalleyi iş yeri bellemiş, titizlikle çalışmayı huy edinmişti. Mahallede üzerinde çalışmadıkları tek bir araba kalmadığından ikinci ve hatta üçüncü turu bile atıyorlardı. Tıpkı Mustafa'nın meleğinde -beyaz Toros'unda- olduğu gibi... Herkesin içten içe şüphelendiği tek bir şey vardı; üst mahallenin tekinsiz insanları...

Narlıgöl, büyük bir semtin geniş mahallelerinden biriydi. Kendi hallerinde, kavgasız gürültüsüz, bir aile gibi yaşayan mahallenin üstüne bir gece kara bulut gibi çökmüştü üst mahalleliler. Ne laftan ne sözden anlayan bu üst mahallenin insanlarının ellerinin değmediği pis iş kalmadığı da ortada dönen dedikodulardan sadece biriydi.

Bir gün, gecenin bir yarısı Narlıgöl'ün muhtarının küçük oğlu üst mahallenin sokaklarında; kafası bir hayli dolu bir halde sevdiği kızın kapısına dayanınca iki mahalle arasında ipler gerilmişti. Muhtarın oğlu eve ağzı yüzü dağılmış bir halde döndüğünde bütün mahalle ayağa kalkmış ortalık birden savaş alanına dönmüştü. Polisin zor sakinleştirdiği iki mahallenin sakinleri ilerleyen günlerde birkaç polisin devriyesinde gözetim altında kalmışlardı. Böyle başlayan kavgalar aylardır sürmeye devam ederken bir de mahalleye oto teyp hırsızları dadanmıştı. Mahalleli artık akşam olunca teyplerini ya koltuğun altına saklamaya ya da koltuğunun altına alıp eve götürmeye başlamıştı. Ama görünüşe bakılırsa koltuğun altına sakladıklarını hırsız da keşfetmişti. Ortalıklar da hiç iz bırakmadan kaybolduğu için polislerin de eli kolu bağlıydı. Gerçi eli kolu bağlı olmasa bile polisin üst mahallenin insanlarıyla karşı karşıya gelmek istemeyeceğinden emindi Mustafa. Zira kendisi üst mahallelilerle yaşanan her kavgada ön safta yer alsa da karşı tarafın insanlarının kim olduklarının, neyle uğraştıklarının farkındaydı. Babası her kavgadan dönüşünde: "Çatma oğlum." der saatlerce dil dökerdi.

Mustafa sıkıntıyla arabasının kapısını açtı ve koltuktaki camları küfrederek eliyle silkeledi. Çocukluk arkadaşı Hamza'nın işlettiği oto sanayiye sürdü. Artık rutin haline gelmişti bu eylem. Camının patlak olduğu herhangi bir sabah kendini Hamza'nın dükkanında buluyordu. Bu çaldırdığı üçüncü teypti. Her seferinde teyp masrafının yanına cam masrafları da eklendiğinden cinnetin eşiğine geliyordu. Özellikle emniyet müdürlüğünün önüne çektiği arabasını bile patlatmaları Mustafa'yı çaresiz hale getirmişti. "Pezevenge polis bile işlemiyor, ulan!" diye sinirle soludu.

MPEG-1 ANONİM -GAY-Where stories live. Discover now