3.bölüm

184 13 31
                                    

Herkese merhaba 🖐️

Yeni bölüm ile geldim.

Hepiniz hoş geldiniz 🌼
Keyifli okumalar dilerim 💜
*********"

Çarpılır çıkılan kapı ile geriye oturduğu sandalyeden kalktı Yıldız hanım, bakışları yanındaki kocasına kaydı. Yapamıyordu, hazmedemiyordu.

" Ne o kadın ne de kızı bu eve adımını atamaz Ferit! Buna izin vermem! Cesedimi çiğnemeniz gerekiyor!"

Derin bir nefes alıp ayağa kalkarak kapıya doğru yürüdü Ferit bey, ne bu konuyu konuşmak ne de şu anda tartışmak istemiyordu onun yaşadıkları zaten ona yetiyordu.

" Sana diyorum Ferit! Baba oğul beni böyle ezip geçemezsiniz!"

Başını ardında kalan karısına çevirdi Ferit bey, yüzünde bıkkın ve yorgun bir ifade vardı.

" Kimsenin seni ezip geçtiği yok Yıldız, sen oğlunu karşına alarak onun sevgisini ezmeye çalışıyorsun. Ve ne mutlu ki ona oğlum babasına benzemiyor, sevgisini değil ayak altına dile bile aldırmıyor"

Merdiveni çıkıp kapı eşiğinde durdu.

" Eğer sende onu kaybetmek istemiyorsan karşısında durma, duygularına engel olmaya kalkma bırak nasıl mutlu olacaksa öyle yaşasın"

Ferit bey kapıdan çıkıp giderken, öfke ile ayaklarını yere vurdu Yıldız hanım.

" Benim adım Yıldız ise anasının yar olmadığı bu kapıya kızını gelin etmem! Oğlumu karşıma almam gerekse bile etmem!"
**********
Evden üzerini bile değiştirmeden çıkan genç adam, elleri cebinde yürümeye devam etti. Bu kavga hiç beklediği bir şey değildi, annesi her zaman otoriter bir kadın olsada şimdiye kadar Ali Asaf ile hiç çakışmamışlardı.

Adımları yokuş aşağı indiğinde karşısında kalan ev ile derin bir iç çekti genç adam, kalbine sızı olan kadının ondan haberi yoktu. Sevda onun gönlüne gelip girmiş olsada, kendisi onun yüreğine tamamen bir yabancıydı. Ardında kalan evin duvarına yaslanıp ışığı yanan pencereye dikti gözlerini, aklından geçen düşünceler ince ince yaraladı genç adamın kalbini.

Ya bir sevdiği varsa?

Ya kalbi doluysa?

Ya onu istemezse?

Kalbinde hissettiği sızı ile acısını dindirebilecekmiş gibi elini kalbine koyup bastırdı. Evli yada nişanlı olduğunu sanmıyordu zira bugün dükkana gittiğinde o güzel parmaklarında bir yüzük yada alyans görmemişti ama yüreğinin boş olup olmadığını bilemiyordu.

Sokak lambasının aydınlattığı sokakta bir duvara yaslanmış öylece karşı pencereyi izlerken, aklından geçmeyen kalbinin atışlarını hızlandıracak bir şey oldu. Işığı yanan odanın ilk önce perdesi aralandı, ardından yavaşça pencere açıldı.

Gözlerini kısarak baktı Ali Asaf ve gördüğü silüet ile derin bir nefes alıp yaslandığı duvardan yavaşça doğruldu. İşte oradaydı, bir kaldırım ötede bir pencerenin ardında, cılız bir sokak lambasının aydınlattığı karanlıkta sokağa bir güneş gibi doğmuştu. Tıpkı Ali Asaf'ın kalbine doğduğu gibi.

Annesi ve arkadaşının sen tanımazsın diyerek geçiştirmeleri üzerine çok üstelemeden odasına çıkmıştı Sevda, yatağına oturup bir süre bugün olanları düşündükten sonra nedenini bilmeden ayağa kalkıp perdeyi aralayarak pencereyi açmıştı. Bunu tamamen iç güdüsel olarak yapmış sadece biraz nefes almak istemişti. Oysa karşısındaki manzarayı hiç ama hiç beklemiyordu.

Bu oydu.

Bugün dükkanına gelen adamdı, karşı binanın duvarına yaslanmış öylece onun penceresini izliyordu. Kendisini görmesi ile ellerini cebinden çıkartıp yavaşça doğruldu yaslandığı yerden. Buradan çok net görmesede sokak lambasının aydınlattığı kadar karşısındaki adamın afalladığını görüyordu. Yavaşça kaşları çatıldı, onu görmeyi beklemiyor muydu? Öyleyse neden penceresini izliyordu?

KARA SEVDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin