20- "SEN SAĞ OL" SEVGİLİM

321 42 14
                                    

NERGİS IŞIK...

Artık buradan gitmek istedim. Onu daha fazla dinlemek istemiyordum, daha fazla burada kalmak istemiyordum. Kendimi zorla tutup başımı kaldırdım ve yüzüme değen saçlarımı geriye doğru ittim. Derin bir nefes alıp arkamı döndüğüm sırada ''Nergis,'' dedi Affan. Dinlemedim, yüzünü bile görmek istemiyordum artık. Nergis demesi bile canımı yakıyordu, adımı bile anmasına izin vermek istemiyordum. Ona kızgın değildim ona kırgın değildim ona karşı artık hissizdim.

Yıldırım benim çıktığım odadan çıktığında buradan çıkmak için onun yanına gittim. Beni Yıldırım'a bile mecbur kılmıştı. Elimi yakan adamın gelmesiyle cesaret aldım ve Affan'dan  uzaklaştım.Tam odaya girecekken, Affan hızla yanıma geldi. Elini bana doğru uzatıp koluma koyacaktı ki vazgeçti. Benden mi korktu, yoksa kendisine bunu hak görmedi bilmiyorum ama ben ona artık bu hakkı vermek istemiyordum. Benden bir şey isteyecekmiş gibi bakıp ''Tek bir isteğim var,'' dedi. Bana o kadar şeyi yapmamış gibi bir de benden bir şey istiyordu. Ona bu cesareti veren isteği merak etmiştim. ''Hakkım yok ama senden tek bir şey isteyeceğim,'' dedi. En azından buna hakkının olmadığının farkında olacak kadar insandı.

Ona bakmayıp sustum. Devam edip isteğini söylemesini istiyordum. Her ne isteyecekse zaten yapmazdım ama isteğini merak etmiştim. Başımı eğip devam etmesini bekledim ama hala durup bana bakıyor ve konuşmuyordu. Israrla sustu ve bana bakıp, benden bir şey duymak için bekledi. Uzatmayıp ''Söyle,'' dedim ve başımı kaldırıp ona baktım. Artık her ne söyleyecekse söylesin ve bu durum bitsin istiyordum.

''Beni öldür, intikam al. Hatta beni hatırlama bile ama..'' dedi ve bir süre sustuktan sonra ''Yalvarırım seni başkasıyla görmeme izin verme Nergis,'' dedi.

Onu hatırlamama gerek yoktu çünkü  artık bir yabancıydı benim için. Benim tanıdığım ve sevdiğim adam beni kandırmazdı, şuan karşımdaki adam ise beni kandırmıştı. Bir süre sustuktan sonra gözlerine bakıp ''Beni görmene izin vermeyeceğim,'' dedim büyük bir soğukkanlılıkla.

Havada kalan elini indirip başını eğdi. O kadar çaresiz görünüyordu ki, eskiden olsa bu hareketi yüreğimi yakıp kavururdu ama şuan büyük bir boşluk hissediyordum. Benim kalbimin yangını, onun acısını göremeyecek kadar cehennemdi.

Yıldırım ile yürüyüp odaya gittim. Bizim arkamızdan Yunus Emre ve Berk de geldiğinde, gelmeye cesareti olmayan Kayra, Kaan, Esma ve Affan dışarıda, kapının arkasında kaldılar.

Odaya girdiğimde rahat nefes alabilmek ve dinlenmek için sandalyeye oturdum. Ayakta duracak halim kalmamıştı.
Yunus Emre yanıma gelip sandalyenin yanında durdu. "Nergis?" Dediğinde ona baktım. "Nereye gideceksin, gitmesen seninle bir evde kalsam, benimle kalır mısın?" Dedi. Gözlerimin içine  büyük bir şefkatle baktı.

Bende onun gözlerinin içine bakıp "Abi benim için bunu yapmana gerek yok," dedim. Yunus Emre daha çok küçükken o gruptaydı, ona da yalan söylemişlerdi  ama  onun grupta kalmak istediğini biliyordum.Bunu bilmemek imkânsızdı, bu gözlerinden okunuyordu. Hem benim yüzümden gruptakiler ile arasını bozarsa ben vicdan azabı çekerdim. "Ben zaten burada kalmak istemiyorum, gitmek istiyorum biraz," dedikten sonra ayağa kalktım. "Bir daha onu göremeyeceğim bir yere gitmek istiyorum, çok yoruldum abi," dedim.

5 yıl boyunca onu sevmiştim. Onu unutmak mümkündü ama geçmişi unutmak zaman alacaktı.

Yunus Emre derin bir iç çektikten sonra "Tamam ama bana gittiğin yeri söyleyeceksin değil mi?" Dedi ve gözlerime yalvarır gibi baktı.

MÜNZ-EVİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin