five

403 56 47
                                    

Jeongin ve Minho çarpışan arabalardan gülerek indikten sonra birbirlerine doğru adımladılar. Orta noktada buluşup gülerek oradan ayrılırken Minho hevesle Jeongin'e döndü "Dondurma yer miyiz?"

Jeongin de aynı heyecanla kafasını salladı "Evet, lütfen." diye yanıtladı. Dondurmacıya doğru ilerlerken Jeongin aklına gelen fikirle kendi kendine gülümsedi. Aklından geçeni uygulamak için Minho'ya seslendi "Hyung?"

Minho gülümseyerek ona döndü "Efendim Jeongin." diye yanıtladı. Jeongin usulca Minho'nun koluna girdi "Dondurma yedikten sonra dönme dolaba da biner miyiz?"

Minho'nun duyduğu soruyla adeta kanı çekilmişti. Jeongin onu test etmek için yükseklik korkusu olduğunu bildiği halde dönme dolaba binmeyi teklif etmişti. Bozuntuya vermemeye çalışsa da korkusu tüm yüzünden okunmuştu. En azından Jeongin fark etmişti.

Minho'nun yüz ifadesini görünce gülmemek için gözlerini kaçırarak "Tabi korkuyorsan başka." diye ekledi. Minho anında ciddi bi ifadeye büründü "Olur mu canım öyle şey? Bineriz tabiki."

Jeongin aldığı yanıtla gülümseyip Minho'nun koluna sarıldı. Minho onun mutlu yüz ifadesini görünce tüm korkusunu unutmuş huzurla koluna sarılan sarışın gence gülümsemişti.

Dondurma dolabının önüne geldiklerinde Jeongin Minho'nun kolundan çıkmış ve ellerini soğuk dolabın üstüne yaslamıştı. Gözlerini dondurmaların üstünde gezdirirken "Ben kırmızı meyveli istiyorum." diye mırıldandı.

Bakışlarını onu izleyen Minho'ya çevirdiğinde Minho anında toparlanıp bakışlarını dondurma dolabına çevirdi "Tamam ben de kurabiyeli alıcam." diye yanıtladı. Aslında canı kurabiyeli olan dondurmayı çekmemişti, heyecanla ağzından o çıkıvermişti.

Dolabı açıp Jeongin'e kırmızı meyveli kendine de fıstıklı dondurma aldığında Jeongin şaşkınlıkla araya girdi "Hyung elindeki fıstıklı dondurma ama."

Mimho ilk önce elindeki dondurmaya bakıp sonra Jeongin'e baktı "Canım bir anda fıstıklı olandan çekti." dedi. Jeongin anlayışla başını salladı. Dondurmaların parasını ödeyip Jeongin'in yanına geldi ve ona dondurmasını uzattı.

İkili ilerideki bir banka oturduklarında dondurmalarını açıp yemeye başladılar. Jeongin dondurmasını dudaklarından uzaklaştırdı "Hyung dondurmanın en çok neresini seversin?"

Minho dondurmasını yalarken sorunun cevabını düşünmeye başladı. Dondurmayı uzaklaştırdığında Jeongin'in gözleri istemsizce mor saçlı gencin dondurma bulaşmış dudaklarına kaymıştı. Yutkunmamak için büyük bi savaş verirken Minho'nun dudaklarını yalamasıyla gözlerini kaçırdı. Tanrım, vücudundaki tüm kanın yanaklarına çekildiğini hissediyordu.

Minho az önceki olayı fark etmemiş ve bakışlarını eliyle kendine yelpaze yapan Jeongin'e çevirmişti "Külahın en altındaki çikolatalı kısımı." dedi. Jeongin bakışlarını ona çevirip içtenlikle gülümsedi "Ben de en çok o kısmını severim."

Sohbet ederek dondurmalarını yerlerken Jeongin dondurmasının sonuna gelmiş ve külahın dibindeki çikolatalı kısmı tek lokmada ağzına atmıştı. Gözlerini kapatıp tadını çıkarta çıkarta yerken ağzındaki şeyi yutmasıyla gözlerini açtı.

Gözlerini açtığında ise gözlerinin önünde duran şeyle şaşkınlıkla Minho'ya döndü. Minho ona gülümseyerek bakıyordu "Dondurmanın çok bu kısmını sevdiğini söylemiştin."

Minho elindeki dondurmanın dibindeki çikolatalı kısmı Jeongin'e uzattığında, Jeongin'in gülümsemesi yavaşça büyüdü. Külahı Minho'nun elinden aldı "Ama hyung sen de dondurmanın en sevdiğin kısmının bu olduğunu söylemiştin."

crush culture | jeongho Where stories live. Discover now