GECE GÜNEŞİ | PAMUK ŞEKER

5.3K 320 119
                                    

Demek ki sağlıklı olmak mutlu olmak değildi. Her insanın küçükte olsa bir derdi vardı. Evran da o insanlardan biriydi işte. Sağlıklıydı, yakışıklıydı, ailesi yanındaydı ve muhtemelen arkadaşları da vardı.

Ama mutlu değildi. Ailesini mutlu etmek için mutlu olduğu şeyden vazgeçmişti.

Gözümde Evran'ın şarkı söylemesi canlandığında hafifçe gülümsedim. Mavi gözlerini kapatmıştı, dudaklarında hoş bir kıvrım vardı ve kendini tamamen müziğe kaptırmıştı. Bunu günün birinde mutlaka görmeliydim... Titrek bir nefes alıp bir mesaj yazdım.

"Bir gün bana da söylersin belki, olur mu?"

Heyecandan kalbim duracaktı. Bu resmen bir gün görüşeceğiz demek oluyordu. Bir anlığına bunu yazmamalıydım diye düşündüm. Ardından bu düşünceden uzaklaştım. Böyle giderse eninde sonunda buluşacaktık, bunu biliyordum.

"Daha önce hiç kimseye söylemedim, bilemiyorum."

"Hadi ama Evran... Benim, ben!"

"Sen de söyleyecektin Nilcik. Söyle bakalım bu hayatta en çok istediğin şey ne?"

Konuyu değiştiriyordu. Israr etmemeye karar vermiştim. Tabi bu sesini ne kadar merak ettiğim gerçeğini değiştirmiyordu... Sorduğu soruyla içimde bir burukluk olurken en büyük dileğimi döktüm mesaja.

"Ben sadece bir gün istiyorum hayattan. Sadece bir gün. Sabah güneş doğar doğmaz çıkayım, arkadaşlarımla bütün gün gezeyim. Denize gireyim, güneşin altında yatayım, güneşin doğuşunu izleyeyim. Sadece bir gün bunun gerçek olmasını istiyorum, en büyük dileğim bu."

Asla olmayacak bir hayal kuruyorsun Nil, olmayan arkadaşlarınla asla olmayacak bir hayal...

Evran hastalığımı bilmediği için bu dileğim ona çok saçma gelebilirdi. E yap, seni tutan ne? Derdi belki de.

"Küçük hayaller kuruyorsun demeyeceğim. Belki bilmediğim sorunlarla uğraşıyorsundur ve bu hayal bile sana çok büyük geliyordur."

Yanaklarımdan süzülen yaşlarla mesajı birkaç kez daha okudum. Nasıl bu kadar düşünceli bir adam olabiliyordu? Nasıl anlayabiliyordu, nasıl yapıyordu bunu? Beni daha tanımadan nasıl böyle yanımda olabiliyordu? Çok değişik bir adamdı Evran, şu iki günde bile kendini ispatlamıştı karakteriyle.

Ben daha bir mesaj yazamadan Evran tekrar yazdı.

"Kim bilir, belki bir gün beraber gerçekleştiririz hayallerimizi. Güneş batarken sokakta şarkı söylemek gibi."

Kalbim deli gibi atıyordu. Hayalini benimle gerçekleştirmek istiyordu. Üstelik benim hayalimle aynı anda... İyi ki dedim o anda. İyi ki o gün onu görmüşüm ve mesaj atmışım.

"Sen gerçek misin?"

Yazabildim sadece, tıpkı onun gibi. O an neden bana bunu dediğini anlamıştım. Hayranlıktı bu. Ona duyduğum hayranlıktı.

"Senin güneşe olan aşkın kadar gerçeğim Nil."

Senin güneşe olan aşkın kadar gerçeğim...

Bu sözü öyle kazınmıştı ki içime. Gözlerimden yaşlar akarken kendimi gülerken buldum. Evranla beraber mutluluktan ağlamayı da öğrenmiştim...

"Pekala... Şu an duygusal bir pamuk şekerim sanırım."

"Seni duygulandırabildiysem ne mutlu bana!"

Kıkırdayarak yatağımdan kalktım ve camımın kenarına geçerek pufuma oturdum. Güneşin batmasına birkaç saat kalmıştı. Mesajına cevap vermediğimi fark ettiğimde hızla ekran kilidini açıp mesaj yazdım.

GECE GÜNEŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin