6.5

8.9K 487 67
                                    

[asu]

Yorucu bir okul gününün ardından spora gitmiş, ordan da Feza ile birlikte dışarıda yemek yemiştik. Bir saat kadar sahil kenarında da dolaştıktan sonra Feza beni kendi kaldıkları eve getirmişti. Çünkü annemler yarın dönecekti ve bu da baş başa geçireceğimiz son gün demekti.

Her ne kadar şu an tam olarak baş başa sayılmıyor olsak da bu kadarıyla idare edecektik artık...

Umut kız arkadaşıyla buluşacağı için dışarı çıkmıştı. Buğra ile Mete salondaki televizyondan pes oynuyorlardı. Feza ile bense oturduğumuz L koltukta salondaki fazlalıkları olabildiğince odak dışı bırakarak kendi hâlimizde takılıyorduk.

Ben sosyal medya hesaplarımda dolaşıyordum ve Feza da omzuma yasladığı kafasıyla benim telefonumdan ne yaptığımı izliyordu. Sevgiliyle yapılabilecek en saçma aktivite olabilirdi ama ikimiz de yapacak daha iyi bir şey olmadığı için elimizdekiyle yetiniyorduk.

Bakışlarım neredeyse göğsüme uzanan Feza'ya kaydığında gülümsedim. Şu hâlleri gözüme tatlı geldiği için fotoğrafını çekmek istesem de Feza dakikalar önce bu konudaki tavrını ortaya koymuştu. Kamera açar açmaz anında elleriyle saçlarını kapatıp fotoğraf çekilmekten kaçıyordu.

Şapşal çocuk saçlarının kötü olmadığını söylememe rağmen asla ikna olmuyordu. Üzerindeki sweat'in şapkasını kafasına geçirmeden de kendisini rahat hissetmediği barizdi. O yüzden eve geldiğimizden beri çıkarmamıştı şapkasını.

"Ne yapıyorsun lan ne yapıyorsun? İki dakika sal beni Buğra! Bozuk konsol mu verdin piç, bu nasıl iş?"

"Sen bahtsızsan benim ne suçum var amına koyayım?"

Mete ile Buğra kendi aralarında küfürlü bir şekilde iletişimlerini devam ettirirlerken onları olabildiğince görmezden geldim. Saat neredeyse gecenin 11'ine geliyordu ve onlar bağıra bağıra oyun oynamaktan asla gocunmuyordu. Alt kattaki komşulara acıyordum sanırım...

"Asu."

Feza'nın mırıltısıyla odağımı onlardan çekip göğsümde uzanan Feza'ya çevirdim. Onun kollarını belime sardığını fark ettiğimde "Efendim sevgilim?" diye cevap verdim. Bir eliyle belimi usul usul okşarken kafasını yukarıya kaldırarak cevap verdi.

"Ben acıktım kızım ya. Yediğimiz o tavuklu makarna gram doyurmadı amına koyayım. Tost mu yapsak?"

Oflayıp telefonumun ekranını kilitledim ve göğsümdeki kafasını çekip oturduğum yerde doğruldum. O da otomatik olarak belimdeki kollarını çözmüştü.

Feza'nın bu üşengeçlikle tost yapmakla uğraşacağını hiç sanmıyordum. O yüzden iş başa düşmüştü sanırım.

"Sırf bugünün hatırına sana tost hazırlayacağım, sakın bunu alışkanlık hâline getirme."

Feza benim söylediklerimi hızla başıyla onayladığında bu uysal hâline gülmeden edemedim.

Bugün canım hiç spor yapmak istememişti ve Feza buna rağmen beni sürekli gaza getirmek için uğraşmıştı. Sonrasında benim seçtiğim yerde benim istediğim yemekleri yemeyi kabul etmişti. Ardından da yorgun olmasına rağmen sahilde dolaşma isteğimi geri çevirmemişti. Ben de karşılığında ona bu kadarını yapabilirdim.

Telefonumu koltuğun üzerine bırakıp ayaklanacakken "Ben de yardım edeyim mi?" diye sormasıyla anında reddettim onu.

Açlık ve sabırsızlık birleşince ortaya Feza gibi bir şey çıkıyordu. Bu da yaptığım her şeye karışacağını, sürekli acele etmemi söyleyeceğini beraberinde getiriyordu tabii ki.

"O zaman ben çalışma odasındayım. Tostum hazır olana kadar bilgisayarda takılırım, çağırırsan duymayabilirim."

"Tamam, ben hazırlayınca getiririm oraya."

Gülümseyip bana doğru uzandı. Alnıma yumuşak bir öpücük bıraktıktan sonra "Teşekkür ederim bebeğim," dedi. Aynı şekilde gülümsemeyle karşılık verdim ona.

Çok geçmeden Feza merdivenlere ilerleyip üst kata çıkarken ben de zorlukla az önceki öpücüğün etkisinden sıyrılıp mutfağa çevirdim adımlarımı.

Arkamdan Buğra'nın "Bir şeyler mi hazırlayacaksın Asu? Bize de yapsana şöyle bir güzellik be," diye seslenmesini duydum. Alayla gülmeme engel olamazken mutfağa girmeden önce ona da cevap vermeyi es geçmedim.

"Sen bok ye Buğra!"

"Aşk olsun Asu. İnsanlık ölmüş lan."

Mutfakta olduğum hâlde onun söylenmelerini işitmiş fakat ciddiye almamayı tercih etmiştim. Aksi takdirde onunla laf dalaşına girip durduk yere sinir olacaktım.

Kısa süre içersinde dolaptan gerekli olacak malzemeleri çıkardığımda tezgahın üzerine bırakarak mutfaktaki masanın üzerinde duran tost makinesini fişe soktum.

Bir öğrenci evine göre her şeyin derli toplu oluşu ve mutfakta gerekli olacak tüm aletlerin bulunması beni şaşırtıyordu açıkçası. Lakin evde Umut gibi birisinin yaşadığını düşününce tüm bu düzeni onun zorla dayattığını tahmin etmek zor değildi. Şahsen biz kızlarla bir eve çıksak bu kadar düzenli olacağımızı hiç sanmıyordum.

Düşüncelerimle daha fazla oyalanmak yerine işe koyuldum ve mutfakta bulduğum tost ekmeğine 3 tane tost yaptım. Ekmekler küçük olduğu için Feza'yı anca doyururdu.

Hazırladığım tostları tabağa bıraktım. Adımlarımı buzdolabına çevirip evlerinden asla eksik olmayan kolayı çıkardım. Onu da bardağa doldurduktan sonra tüm her şeyi tepsiye yerleştirerek mutfaktan ayrıldım.

Merdivenleri yavaş yavaş çıkarak evin ortak kullandıkları çalışma odasına geldiğimde Feza'nın kulağındaki kulaküstü kulaklığı taktığını, bilgisayara doğru konuştuğunu fark etmiştim. Bu da demek oluyordu ki yayın açmıştı.

Gözü kısa bir an bana kaydığında kulaklığı çıkarıp ensesine yerleştirdi. Ben de bunu fırsat bilip sesimin karşı tarafa gitmemesi için olabildiğince kısık sesle "Buraya bırakıyorum," dedim bilgisayar masasının bir ucunu işaret ederek.

"Getir buraya."

Oflayıp yanına ilerledim. Tam tostu önüne bırakıp geri çekilecekken Feza bir anda beni kolumdan tutup dizine oturttuğunda gözlerim yaşadığım anın şaşkınlığıyla kocaman aralandı.

Bakışlarımı kaldırıp istemsizce karşımdaki bilgisayar ekranına baktığım sırada kadraja giren görüntümüzle çığlık atmamak için zor tuttum kendimi.

Şu an yayındaydık...

Tanımadığım bir sürü insanın yazdığı şeyler bir bir ekrana düşüyordu ve ben yanlış anlaşılmaya aşırı müsait bir şekilde, yan bir vaziyette, Feza'nın dizinde oturuyordum. İnsanların yazdığı şeyleri saymak bile istemiyordum.

Kahretsin ki aşırı hazırlıksız yakalanmıştım. Bu gecenin sonunda ise Feza'yı kesinlikle bunu yaptığı için paramparça edecektim!

birlikte yayın açsınlar diyordunuz buyurunuz efenim o da oldu

asıl bölüm yarın gelecek çünkü uykum geldi ve devamını yazmaya üşendim :')

o zaman bana iyi geceler size de keyifli okumalaarrr

bu öykü simsiyah ve kimsenin de keyfi yok ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin